Hava Durumu

#Meme Kanseri

Yeni Marmara Gazetesi - Meme Kanseri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Meme Kanseri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prostat ve Meme Kanserinde Umut Işığı Haber

Prostat ve Meme Kanserinde Umut Işığı

Zonguldak’ta prostat ve meme kanseri gibi yumuşak doku kanserinin tedavisinde kullanılabilecek olan ilaç adayı patent aldı.   Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Gerçek ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Güzel ve öğrencisi Betül Yaşin’in "Kanser Tedavisinde İlaç Adayı Olarak Kullanılabilecek Arilidin Barbitürat Türevi Özgün Moleküller" başlıklı ortak çalışmasına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent verildi.  Çalışmanın sentez kısmı Prof. Dr. Gerçek tarafından gerçekleştirilirken; sentetik olarak üretilen özgün moleküllerin anti-kanser aktivitesi ise Prof. Dr. Güzel ve doktora öğrencisi Yaşin tarafından tespit edildi. Yapılan testler sonucunda, bu moleküllerin tirozin kinaz inhibitörü olarak kullanılabileceği belirlendi.  “Sentezlenen moleküller yumuşak doku kanserinde çok etkili oldu”  Anti kanser ilaçları üzerinde yapılan çalışmalarda sentezlenen maddelerin kanserli hücrelerin üzerinde etkili olduğunu ifade eden Gerçek, “Yeni sentezlediğimiz maddelerin tirozin kinaz enzim inhibisyonunu kanıtlayarak sonuçlandırdık. Bu proje kapsamında pek çok yeni ürün sentezledik. Bunların sentezi üniversitemizde gerçekleştirildi. Sentezlenen ürünlerin anti kanser aktivitelerini Prof. Dr. Mustafa Güzel ve doktora öğrencisi Betül Yaşin çalıştılar. Pek çok kanserli hücre hakkında moleküllerin aktivitesi çalışıldı. Özellikle yumuşak doku kanserlerinde çok etkili olduğu bulundu. Bunun üzerine biz de patent başvurumuzu gerçekleştirdik. Patentimizi de aldık, çok mutluyuz. Dileriz pek çok ortak çalışmayla bu buluşlarımız devam eder” diye konuştu.  “Dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz”  Prof. Dr. Gerçek, günümüzde en çok meme ve prostat kanserinin zarar verdiğini ve bu kanser türlerinin tedavisine bir ışık da kendilerinin yaktığını belirtti. Üç yıldır devam eden projenin henüz tamamlanmadığını belirten Gerçek, “Şu anda dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz. Özellikle yumuşak doku derken meme ve prostat kanserinde çok etkili olduğunu kanıtladık. Bizim sentezlediğimiz 8-9 molekül vardı. Bunların türevlerinin aktivitesi de çalışılacak tabi ki. Proje burada bitmedi aslında. Bu bir başlangıçtı. Türevlerine de çalışacağız. Projeyi yaklaşık üç sene boyunca çalıştık. Sonuçlarını daha yeni alıyoruz. İnşallah ilaç olarak görürsek de hepimiz için daha mutluluk verici bir sonuç olacaktır” şeklinde konuştu.  Patenti alınan ilaç adayı; eczacılar ve ilaç enstitüleri tarafından ilaca dönüştürülerek satışa sunulabilecek. 

Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Abay'dan açıklama Haber

Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Abay'dan açıklama

Kanser türleri, risk faktörleri, belirtileri ve tedavilerinin ele alındığı eğitim okulunda, bugün ikincisi düzenlenerek bilgilendirme gerçekleşti. İlginin yoğun olduğu seminere doktorlar, hastane çalışanları ve vatandaşlar katıldı.  Diyarbakır Yeniden Yaşam Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Şükrü Abay, bin 260 kanser hastası üyelerinin olduğunu söyledi.  Diyarbakır ve bölgede kanser türlerinden en fazla yaygın olanının meme kanseri olduğunu ifade eden Abay, “Derneğimiz 8 yıldan fazladır Diyarbakır’da faaliyet yürütüyor. Şu an derneğimizin geldiği noktada bin 260 kanser hastası üyesi var. Çeşitli kanser hastaları yer almaktadır. İlimiz ve bölgemizde en çok kanser türü meme kanseri olarak görülmektedir. Derneğimiz son zamanlarda kanser hastalarına kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için Memorial Hastanesiyle Kanser Okulu adıyla işbirliği yaparak bir proje dahilinde etkinlik başlattı” dedi.  Nisan ayında büyük bir eğitim etkinliği düzenleyeceklerini dile getiren Abay, “Buradaki amacımız kanser hastalarına ve ailelerine eğitim vermektir. Dolayısıyla bu şekilde bugün ikinci eğitimi veriyoruz. Yoğun bir katılım söz konusudur. Biz bu katılımı sınırlı tutmak için her etkinliğimizde yaklaşık 80 hastamızı alıyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu tarz etkinliklerimiz devam edecektir. Ancak nisan ayında daha büyük bir eğitim etkinliği düzenleyeceğiz. 2 bin kişilik kanser hastası ve ailelerinin eğitimi konusunda büyük bir etkinlik olacak” ifadelerine yer verdi. 

Doruk Hastaneleri meme kanserine dikkat çekiyor Haber

Doruk Hastaneleri meme kanserine dikkat çekiyor

Organizasyonda Hastanenin Tıbbi Onkoloji Bölümü doktorlarından Prof.Dr. Turgut Kaçan, davetlilere yönelik yaptığı sunumda, meme kanserinin, ülkemizde ve dünyada en sık görülen kanser türleri arasında yer aldığını belirtti. Prof.Dr.Turgut Kaçan, “Ülkemizde erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda da meme kanseri en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Bu, tedavisi yüksek maliyetli bir hastalık. Hastanın sağlığı ve bu yüksek maliyetlerden kaçınabilmek için erken tanı çok önemli. Erken tanı ile hem hastanın hayatı kurtulabiliyor hem de kemoterapi gibi toksik tedavi yöntemlerine maruz kalmak zorunda kalınmıyor” dedi. “20 YAŞINDAN SONRA KENDİ KENDİNE TEDAVİ ÖNEMLİ” Kadınların meme kanseri belirtilerini kendi kendine tedavi yöntemleri ile anlayabileceklerini anlatan Prof. Dr. Turgut Kaçan, “Her kadın 20 yaşından itibaren kendi kendini muayene yapmak durumunda. Aynanın karşısına geçip vücudunu tanımak, görsel hafızaya almak, parmak uçları ile hafifçe bastırmak suretiyle kendi kendini muayene edecek ki o bölgeyi tanısın. Herhangi farklılık hissettiği zaman hemen hekime başvurabilsin ve bir sorun varsa bunu öğrenebilsin. Ancak elimize gelen her kitle kanser demek değildir, bu kitlelerin yüzde 90’ı genelde iyi huylu çıkıyor, yüzde 10’unda kanser teşhisi konuyor. Biz de muhtemel bu yüzde 10’u yakalayabilmek adına 20 yaşından 40 yaşına kadar kendi kendine muayene ve uzman hekim kontrolü, 40 yaşından sonra da taramayı öneriyoruz” şeklinde konuştu. Kanseri oluşturan etmenler arasında çevresel faktörler, ailevi ve genetik faktörlerin önemli rol oynadığını vurgulayan Prof.Dr. Turgut Kaçan, “Bu hastalığın yüzde 10’u genetik, yüzde 90’ı ise eskeriyeçevresel faktörlerden meydana geliyor. Bu riski azaltmanın en basit ve kısa yolu spor yapmak. Artık tüm parklarda devletimizin programları dahilinde bisiklet ve yürüyüş yolları var. Dolayısıyla spor yaparak, sağlıklı beslenerek bu riski yüzde 33 oranında azaltabiliriz. Bu alışkanlıkları çocukluk çağında başlatarak ise kanserlerin yüzde 50’sinden korunmuş oluruz” dedi. Prof.Dr. Turgut Kaçan, modern tıbbın gelişmesi ile birlikte hastalığın tedavisinde farklı ve daha konforlu metotların kullanılabildiğini anlatarak, şunları söyledi; “Bu hastalığın tedavisinde yıllar önce yalnızca kemoterapi tedavisi uygulanıyordu. Bugün teknolojinin gelişmesi, moleküler analizlerin gelişmesi ile biz bazı şeyleri öğrendik. Hasta ileri evre olsa dahi hormon durumuna ve diğer bazı kıstaslara bakarak tedaviye karar verebiliyoruz. Bu ne demek? Hastanın hormon durumu ve moleküler analizlerine göre tabiri caizse bir terzi gibi ölçüm yaparak kişiye özel hedefe yönelik tedavileri verebiliyoruz. Bu tedaviler konusunda dünyadan geride değiliz eş zamanlı olarak bizlerde kullanabiliyoruz. Kişiye özgü tedavileri hem damardan hemde ağız yoluyla tercih edebiliyoruz. Tek başına ve ya kombinasyon yaparak bu ilaçların pozitif etkilerin daha fazla olmasını sağlayabilyoruz. Bu tedaviler sadece hastanın konforunu artırmakla kalmıyor aynı zamanda hastanında yaşam süresini olumlu yönde etkiliyor Artık ülkemizde dünyada uygulanan tüm tedavi yöntemleri kullanılıyor. Bu tedavileri uygulayabildiğimiz gibi yeni araştırılan ve olumlu etkisi olan ilaçlarda ülkemizde de uluslarası çalışmalar çerçevesinde yürütülebiliyoruz. Bizler tıbbi onkoloji hekimleri olarak hastalarımızı uygun ise bu çalışmalara da yönlendirebiliyoruz. Daha önceden bazı çalışmalarda sorumlu araştırmacı olarak çalıştığımız için bu çalışmaları dolayısıyla dünyada gelişen son tedavileri de yakından takip ediyoruz. Buradan da sonuçla Bursamız ve ülkemiz bu hastalıkların tedavisinde dünyadan geride değil eş değer gidiyor diyebiliriz” “MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIMLA ETKİLİ SONUÇLAR ALIYORUZ” Bir onkoloji hastasının tedavisini belirlerken yeni gelişmeler ışığında hareket ettiklerini dile getiren Kaçan, “Hastanelerimizde biz bu tedavileri planlarken bir çok branşla hastalarımız için en uygun tedaviyi seçmek, hastaya en uygun tedaviyi ulaştırabilmek için konseyler yapıyoruz. Bu konseyde cerrahi branşlar, radyoloji, girişimsel radyoloji, nükleer tıp, radyasyon onkolojisi gibi bilim dalları bulunuyor ve tedaviye en uygun zamanda başlanması planlanıyor. Bu branşlarda görev alan hekimlerimiz oldukça deneyimli ve kullanılan cihazlarda özellik radyoterapi ve PET CT cihazımız üst düzeyde olan cihazlar” diye konuştu. Onkoloji hastasıyla, hekimiyle, hemşiresi, yardımcı sağlık personeli ile bir aile olduğunu belirten Prof.Dr. Turgut Kaçan’ın sunumunun ardından Hastane Onkoloji Bölümü Sorumlu Hemşiresi Sevil Ay ise davetlilere kendi kendine muayene yöntemlerini anlattı. Program, sunumların ardından daha önce meme kanseri tedavisi görmüş ve hastalığı yenmiş kadınların tecrübe paylaşımları ve mini konser ile sona erdi.

“Meme Kanseri Bilinçlendirme” etkinliği düzenlendi Haber

“Meme Kanseri Bilinçlendirme” etkinliği düzenlendi

Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde kansere farkındalık çalışmaları çerçevesinde “Meme Kanseri Bilinçlendirme” etkinliği düzenlendi.   “1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” çerçevesinde Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cevdet Erdöl Konferans Salonunda “Meme Kanseri Bilinçlendirme” etkinliği düzenledi. Etkinlikte meme kanserine dair erken tanı ve tedavi yöntemlerinden de bahsedildi.  “Türkiye’de Avrupa ve Amerika’ya göre daha genç yaşta ortaya çıkıyor”  Kadınlarda erkenden meme kanseri tanısı koyabilmenin önemini vurgulayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik, burada yaptığı konuşmada, “Dünyada da ülkemizde de her 8 kadından 1’inde karşımıza çıkıyor. Türkiye’de Avrupa ve Amerika’ya göre daha genç yaşta ortaya çıkıyor. Onun için bizim daha dikkatli ve daha detaylı irdelememiz gerekiyor. 8 kadından 1’inde gördüğümüz kanser lenfatik yayılıyor. Erken tanı için 3 temel faktör var. Kendi kendini muayene, doktor muayenesi bir de görüntüleme yöntemi özellikle mamografi” ifadelerini kullandı.  “En önemli risk faktörü kadın cinsiyeti”  Meme kanserinde risk faktörlerini de bilmek gerektiğini dile getiren Gülçelik, “En önemli risk faktörü kadın cinsiyeti. Erkeklerde de görülüyor ama kadınlarda yüzde 130 kat daha fazla karşımıza çıktığını biliyoruz. Erkeklerde de yüz 1’in altında karşımıza çıkan bir kanser. Genellikle meme kanserinin sadece yüzde 2’si 30 yaşın altında görülüyor, yüzde 70’ten fazlası 50 yaş üzerinde görülüyor, yüzde 20 ile 30 arasında da 40 ve 50 yaş arası çıkıyor” diye konuştu.  “40 yaşından itibaren düzenli görüntüleme yapmamız gerekiyor”  Meme Kanserini arttıran etmenlere de değinen Gülçelik, “Erken adet görmek, geç adetten kesilmek, doğum yapmamak, 30 yaşından sonra ilk doğumu yapmak, obezite, emzirmeme, radyasyon, aile hikayesi, yağlı beslenme bizim için oldukça önemli risk faktörleri. Meme kanseri riskini azaltmak için, kilo almayacağız, sağlıklı besleneceğiz, düzenli egzersizler yapacağız. Bu tablo bizim ülkemiz için oldukça önemli. Bütün dünyada meme kanseri görülme yaşı 61 iken ülkemizde ortalama görülme yaşı 51. 20 yaşından sonra kendi kendimize muayeneye başlayacağız, risk grubumuza göre doktor muayenesine başlayacağız, 40 yaşından itibaren de düzenli görüntüleme yöntemlerini yapmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.  Etkinliğe, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Kemalettin Aydın, Gülhane Tıp fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik katılım sağladı. Etkinliğin ardından Aydın ve Gülçelik öğrencilerle fotoğraf çekindi. 

UEDAŞ ve BUiKAD erken teşhise pembe ışık tutuyor Haber

UEDAŞ ve BUiKAD erken teşhise pembe ışık tutuyor

Türk Kanser Derneği’nin verilerine göre kadınlarda en çok görülen kanser türü olan meme kanserine yönelik erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla sokak lambalarının pembe renkle donatıldı.  Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da elektrik dağıtım hizmeti veren UEDAŞ, sosyal farkındalık çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Tüm dünyada ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ olarak kabul edilen Ekim ayı kapsamında UEDAŞ, hizmet alanı içindeki sokak lambalarını 6. kez meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla pembe aydınlattı. BUİKAD ile iş birliği içerisinde gerçekleştirilen Pembe Lambalar projesi, halkı erken teşhis konusunda bilinçlendirmek amacıyla hayata geçiriliyor. “ERKEN TEŞHİS BİLİNCİNİ AŞILAMAYI HEDEFLİYORUZ" Meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çeken UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı, “Proje, 2018 yılından beri Meme Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde uygulanmaya devam ediyor. Şehirde yaşayan herkesin gün içinde en çok karşılaştığı sokak lambalarıyla meme kanserinde erken tanının hayat kurtaracağı bilincini aşılamayı hedefliyoruz. Meme kanserini temsil eden sembolik pembe renkle hizmet alanımızı birleştirerek bilinçaltında kalıcı bir iz oluşturmayı önem veriyoruz. Böylesine hayati bir konuda BUİKAD’ın desteğini çok kıymetli buluyorum” diye konuştu. Toplumsal konulara hassasiyetle yaklaşmanın önemine dikkat çeken BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şeyda Şençayır, “Böyle önemli bir konuda UEDAŞ ile paydaş olmaktan gururluyuz. Dünyada her gün 2.3 milyon kadının bu konuda bilinçlendiriliyor. Ben ve takım arkadaşlarım bu farkındalığı önemsiyoruz. Bir kişiye bile ulaşabilirsek ne mutlu bize. Yapabiliriz, yapabilirim, hisset ve harekete geç diyoruz” ifadelerini kullandı.

O kadınlar, sporu 2 bin 700 yıllık kalenin zirvesine taşıdı Haber

O kadınlar, sporu 2 bin 700 yıllık kalenin zirvesine taşıdı

İpekyolu Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren uzman eğitmenler ile sporcular, 'Dünya Yürüyüş Günü' ve 'Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na dikkat çekmek için Ayanis Kalesi'nin zirvesine çıktı. Van Gölü’ne hakim bir tepe üzerinde yaptırılan 2 bin 700 yıllık kalenin ahşap patika yolundan yürüyüş yapan sporcular, daha sonra zirve yaptı. Zirvede zumba, pilates ve yoga yapan sporcular, ardından açtıkları pankartlarla Dünya Yürüyüş Günü ve Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na dikkat çekti. Sporcuların zirvedeki sporu ise renkli görüntülere sahne oldu.  İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan İpekyolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Ayşe Gül Kahraman, 'Dünya Yürüyüş Günü' çerçevesinde sporcularla bir dizi etkinlik düzenlediklerini belirtti. Diğer taraftan kadın sporcularla Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na da dikkat çektiklerini ifade eden Başkan Yardımcısı Kahraman, etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etti.  "Hem spora hem de Van'ın güzelliklerine dikkat çektik"  İpekyolu Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürü Savaş Çiçekay ise Ayanis Kalesi’nin zirvesinde, hem spor etkinliklerine hem de Van’ın güzelliklerine dikkat çektiklerini belirterek, “Belediye bünyesinde hizmet veren antrenör arkadaşlarımız ile sporcu arkadaşlarımızla bir etkinlik gerçekleştirdik. Etkinliğimizde aynı zamanda Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na da dikkat çektik” dedi.  Ayanis Kalesi’nin zirvesinde pilates, yoga ve zumba yaptıklarını söyleyen sporcular ise unutulmaz bir gün yaşadıklarını kaydetti. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.