Organik gübrelerin en verimlisi solucan gübresi

HABER  / BÜŞRA ÇAKIR

Solucan gübresi hakkında bilgi veren Mehmet Altın; “Gübre, bitkilerin yetişebilmesi için gerekli olan besini sağlayan üründür. Gübrenin kimyasal ve organik türleri vardır. Ayrıca organik gübreler de kendi içinde farklı kategorilere ayrılır. Organik gübrelerin en verimlisi olarak kabul edilen solucan gübresi, zirai verimliliği maksimum seviyeye çıkarmak için geçmişten günümüze en faydalı ürün olarak kabul edilir. Bir merakla çıktığımız bu yolda hedeflerimiz büyük” dedi.

“ÖNCE SU TANKLARINDA DENEDİK”

İki farklı meslek bölümlerinden mezun kardeşler gübre sektörüne adım atarak üretim sürecini anlattı. Abdullah Altın, “Solucan gübresi üretiminde ilk yapılması gereken üretim yapılacak alana göre yöntem belirlemek biz de evimizin altında boş duran alanı kullandığımız için 1 tonluk su tanklarında yapmaya karar verdik. Bu tanklarda yapmanın zeminde yapmaya olan en büyük avantajı zeminden gelebilecek zararlı böcek, parazit ve bakterileri uzak tutmaktır. Daha sonrasında üretim aşamasının diğer bir önemi konusunda solucanlara verilecek kompost (mama) yani diğer bir ifade ile mamanın kaliteli olmasıdır. Bu kompostu hazırlarken belli oranlarda fermente edilmiş büyük baş gübresi ki bu gübrenin verim kalitesini en üst seviyeye çıkarır. Diğer ürünlerde tamamen evsel atıklar bunlara da örnek verecek olursak çay posası, marul, lahana yaprağı, patates, havuç kabukları, yumurta kabukları, elma, ayva, muz kabukları vb ürünler burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kompost içine asit içeren meyve ve sebzelerin eklenmemesi (portakal, mandalina, limon vb.) bütün bunlar belli oranda hazırlanarak solucanların beslenebilmesi için fermente işlemine geçilir. Bu süreçte yaklaşık olarak 90 ile 120 gün arasında sürmektedir. Kompost hazır hale geldikten sonra ise hazırlamış olduğumuz tankın en alt kısmına solucanlar bırakılır onun hemen üzerine de 4 parmak kalınlığında olacak şekilde kompost eklenir ve üretime ilk adım atılmış olur bu şekilde solucanların sayı ve ortam sıcaklığına bağlı olarak kompost ortalama 4-5 günde bir eklenerek tank tam dolana kadar devam ediyoruz. Tank dolduktan sonra ise en üste solucan aktarma kasalarını bırakıyoruz bir iki gün bu şekilde solucanların bu kasalara geçmesini bekliyoruz . Solucanlar tam geçtikten sonra diğer boş tanka aktarmasını yapıyoruz. Daha sonra aktarması yapılan tank içindeki gübre çıkarılarak boş bir alana seriyoruz. Burada gübre içinde kalan son solucanların ayıklama işlemini yapıyoruz. Solucanlarından arınmış hazır gübremizi de hem içinde bulunan fazla nemin gitmesi hem de içinde bulunan doğa ve toprak için yararlı bakterilerin çoğalması için dinlenmeye bırakıyoruz. Daha sonra dinlemiş gübremizi yine kendi yapmış olduğumuz elek makinesinden  geçirerek istenilen kilo da çuvallara doldurulup nemi içinde muhafaza edilecek şekilde satışa hazır hale getiriyoruz” açıklamasını yaptı.

“PES ETMEYİN, ÜRETİME DEVAM EDİN”

Abdullah Altın sözlerine şu şekilde devam etti; “Üretim kısmındaki en büyük zorluk kompost hazırlanması bu solucanların mamasını hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli şey PH dengesinin çok iyi ayarlanmasıdır. Eğer büyükbaş hayvan gübresini tam olarak fermente etmeden solucanlara verirseniz hepsi ölüyor ve maalesef kurtarma şansınız hiç yok. Bizde bu durumu yaşayarak tecrübe ettik. Solucanların nem oranını sağlamak için ara ara yapılan su ile ıslatma işlemi de çok risklidir, eğer kullandığınız şebeke suyu ilaçlı ise solucanlarınızın çoğunu kaybedebiliyorsunuz biz de yine bunu yaşayarak tecrübe ettik ve çok fazla solucanımızı kaybettik. Diğer bir zorluk ise dışarıdan ve topraktan gelebilecek böceklere karşıda önlem alınması gerekiyor, bunu da zaman zaman ilaçlama yaparak kontrol altında tutmak gerekiyor. Bu sürecin diğer bir önemli zorluğu ise her işte olduğu gibi sabırlı olmak ve pes etmemek. Bu işin üretim kısmından satış kısmına kadar her aşamasında çeşitli sıkıntılar ve problemler çıkabiliyor. Problemleri çözüp daha sağlam adımlarla üretime devam etmek gerekiyor. Faydalarına da gelecek olursak; biz öncelikle yaptığımız gübreyi kendi tarlamızda 2-3 sene çeşitli sebze ve meyve ağaçlarında kullanıp test ettik ve aldığımız sonuca göre gübremizin neye kullanıldıysa verimi 2-3 kata kadar arttırdığını gördük. Yaprakların geniş, renklerinin daha koyu olduğunu gözlemledik. Zararlı böceklere karşı ve topraktan gelebilecek hastalıklara karşıda köklerin kuvvetli olmasını sağlıyor ve ne kadar fazla atarsak atalım bitkide herhangi bir yakma veya kuruma gibi bir yan etkisi olmuyor. Toprağa gelecek olursak toprağın ihtiyacı olan her türlü minarallerin ve faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlıyor.Bunu da solucan üzerindeki  sölom sıvısı ile kalıcı hale getiriyor. Azot dengesini de ayarlıyor.  Tekrardan toprak yenileyici herhangi bir gübreye gerek kalmıyor. Su tutma özelliği ile daha fazla su tutup ihtiyacı olduğunda köklerin daha az susamasını sağlıyor buda sudan tasarruf etmemize olanak sağlıyor”

“CANLA BAŞLA ÇALIŞACAĞIZ”

Hedeflerine de değinen Abdullah Altın; “Biz bu işe başlarken çok büyük hedefler koymadan bütün zorlukları görerek ilerlemek istedik ve 4-5 yıl gibi bir sürede araştırma ve geliştirme işlemini tamamladıktan sonra kendi çapımızda ufak hedefler koyarak basamakları teker teker çıkmaya başladık. Her başardığımız hedeften sonra bir sonrakine geçtik ve artık belli bir aşamaya geldik bu aşamadan sonra da yaptığımız bu işi sosyal medyadan tanıtmaya karar verdik. Bunu da işin en başından beri birlikte çalıştığımız kardeşim Mehmet Altın ile “Altinkardeslersolucangübresi” sosyal medya hesabını açtık. Bu belki birçok kişi için küçük basit bir adım olabilir ama biz işe tam hazır olmadan bunu yapmak istemedik. Ne zaman ki kendimizi satışa hazır siparişlere yetişebilecek düzeyde gördük o zaman adımımızı attık. Bundan sonraki hedeflerimizde şu an da mevcut olan üretim kapasitemizi daha da artırmak ve solucan gübresini tüm Türkiye’de her çiftçinin gönül rahatlığıyla kullanacağı en sağlıklı gübre haline getirmek. Kimyasal gübreleri tamamen ortadan kaldırmak ve  insanlarımızın daha doğal, daha sağlıklı yaşamasına vesile olabilmek. En üst seviye hedefimiz ise tamamen kendi kendine döngü halinde çalışan bir tesis kurmak. Bu hedefe ulaşmak hayalimizi gerçeğe dönüştürmek için de canla başla çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“KİMYASAL GÜBRELER ORTADAN KALDIRILMALI”

Piyasada çok fazla kimyasal gübre ve ilaç kullanımı olduğunun da altını çizen Altın “Kimyasal gübre öncelikle topraklarımızı insanlarımızı ve geleceğimizi biz farkında olmadan zehirliyor. Bilindiği üzere çevremizde ve dünya da kanser hastalıkları çok çoğaldı bunu da bir numaralı sebebi de maalesef yediğimiz yiyeceklerden kaynaklı. Biraz eskiye gittiğimizde dedelerimiz kimyasal ilaç nedir bilmezlerdi bütün sebze ve meyve üretimlerini tamamen doğal gübreler ile yapmaktaydılar yedikleri bu doğal yiyecekler sayesinde de günümüz kanser ve benzeri hastalıkları görmeden uzun yıllar sağlıklı yaşadılar. Şu anda hemen hemen her çiftçi topraklarından eskisi kadar güzel verim alamıyor bunun nedeni ise topraktaki bütün yararlı bakterileri bizim yarar sağladığını verim artırdığını düşündüğümüz kimyasal ilaçlar ile yok ediyoruz. Eğer bu şekilde devam edersek fazla değil 10 -15 sene içinde topraklarımızı tamamen çorak verimsiz bir araziye çevireceğiz. Çünkü topraklarımızda artık o kimyasal gübreyi almadan meyve vermeyecek hale gelecek. Eskiden hepimizin de bildiği gibi toprağı her eşelediğimizde solucanlar çıkardı ama maalesef herkes onların kökleri yediğini sebze ve meyveye zarar verdiğini düşünüp kolay yol olarak seçtikleri kimyasal ilaç ve gübreler atıldı. Ama insanlarımızın bilmediği bir şey vardı o da solucanlar hem toprağı işliyordu hem de üstündeki sıvı(sölom) ile yenileyip güzel verim olmasını sağlıyordu o yüzden bir an önce topraklarımızı ve sağlığımıza kavuşmak istiyorsak toprakla solucanı buluşturmamız gerekiyor onun için herkese tamamen doğal organik solucan gübresini kullanmayı tavsiye ediyoruz” diye konuştu.