
Bütüncül Tedavilerde Mikro Besin ve Aromaterapi Destekleri Kongresi'nde konuşan Dr. Burak Aydın, "Neredeyse her ailede bir kişi kansere Doğal ürünler kansere karşı korunma mekanizmamızı güçlendirebilir. Özellikle kekiğin etken maddelerinden karvakrolün kanserle ilişkili tedavi edici özellikleri üzerine yapılan çalışmalar dikkat çekiyor" dedi.
"Anadolu'dan dünyaya yayılan kekik bitkisi kanserin çaresi olabilecek" Anavatanı Akdeniz havzası olan ve dünyadaki ihtiyacının yüzde 70'e yakının Türkiye'den temin edilen kekiğin çok özel bir bitki olduğunu vurgulayan Dr. Aydın, "Birkaç yıl önce pandemi yaşadık ve mikroskopla bile görülemeyen bir virüsün insanı ne kadar çaresiz bırakabildiğini deneyimledik. Biz o dönemde, basit gibi görünen bir bitkiden çok fazla destek aldık. Bu bitki kekikti. Etki gücü son derece yüksek; içinde bulunan karvakrol adlı etken madde oldukça güçlü. Şu anda ülkemizde karvakrolün kanserle ilişkili tedavi edici özellikleri üzerine yapılan çalışmalar dikkat çekiyor. Yakında kanser tedavisinde kekik preparatları ve standardize ürünlerin aktif şekilde kullanılmaya başlanacağını göreceğiz. Pandemi sürecinde insanlığın yardımına koşan, Anadolu'dan dünyaya yayılan kekik bitkisi, gelecekte kanserin çözümünde önemli bir rol oynayabilir" şeklinde konuştu. "Karvakrolün farmasötik standardizasyonu kritik önemde" Karvakrolün yalnızca kanser değil, bağırsak sağlığı ve bağışıklık sistemi üzerinde de önemli etkileri bulunduğuna dikkat çeken Dr. Aydın, "Karvakrolün farmasötik olarak standardize edilmesi çok önemlidir. Bu madde, bağırsak florasının dengelenmesi ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından da ciddi faydalar sağlar. Doğru doz ve formülasyonla kullanıldığında, karvakrol hem koruyucu hem de destekleyici bir doğal bileşen olarak büyük potansiyele sahiptir" diye konuştu.
"Belirli kanser hücreleri üzerinde çalışmalarımız sürüyor" Doktor Öğretim Üyesi Selin Aktar Kiremitçi, "Bugün burada olma amacımız, bazı uçucu yağ bileşenlerinin sinerjik etkileriyle antikanser özelliklerini vurgulamaktı. Yaptığımız çalışmaları katılımcılarla paylaştık. Çok verimli bir kongre geçirdik ve araştırmalarımıza devam ediyoruz. Şu ana kadar meme, akciğer, pankreas ve prostat kanseri hücreleri üzerinde çalıştık. Bu uçucu yağ bileşenlerinin sinerjik etkileriyle antikanser potansiyellerinin arttığını gözlemliyoruz" ifadelerini kullandı.