İnsanların önemli bir kısmının telefon veya bilgisayarına bağımlı olarak hayat sürdüğünü belirten Medicana Bursa Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Öz, “Yoğun internet akışında insanlar karşısındaki kişiyle konuşmayı değil de, gündemde olanlarla ilgilenmeyi seçer. Sosyal medya ve oradaki içerikler, çoğu sohbetin odak noktasına haline gelmiş durumda. Peki, insanların dikkatini bu kadar çelen, akıllarını internetten uzaklaştıramamalarını sağlayan etkenler nelerdir? İhtiyacımız gülmek, eğlenmek, kafamızı dağıtmaksa bunu karşımızdaki kişiyle yapamayacağımızı düşündüğümüz için mi sosyal medya bizim kurtarıcımız haline geliyor? Evliliklerde, arkadaşlıklarda, ailelerde yapılan sohbet insanların sosyalleşme ihtiyacını gidermiyor mu? Karşımızdaki kişilerde bulamadığımız neyi sosyal medyada bulabiliyoruz? Hemen hemen her saat yan yana olan kişilerde sohbetin bir süre sonra kısırlaşması çok doğal. Aynı ortamlarda yaşanan aynı olaylar, her zaman cazip bir sohbet konusu halini almıyor. Yeni bir konu bulmak, farklı alanlarla ilgili de karşı tarafın fikirlerini alabilmek için internettekilerden yararlanmak bazen kurtarıcı da olabiliyor. İş yapmak için kullanmak, güncel gelişmeleri takip etmek amacıyla ya da genel iletişim için telefonlar ve internet olmazsa olmazımız konumunda artık. Ancak her şeyde olduğu gibi faydası kadar zararı da var. Her yeni çıkan teknolojide yeni nesli eleştiren, bunlar insanı aptallaştırıyor diyen bir tutumla değil de durumu analiz eden bir zihinle olaya bakmak istiyorum” dedi.
Erotizm ve cinsellik de yaşamdaki ihtiyaç alanlarından bir diğeri ve sosyal medya ve internetin çok fazla hizmet ettiği bir alan. İlgi ve değer görmenin yollarından bir tanesi de karşı tarafta cinsel dürtüler uyandıracak şekilde paylaşımlar yapmaktan geçiyor. Beğeniyi en kolay alabildiğimiz alanlardan biri bu çünkü cinsellikte karşı tarafa övgüde bulunmanın bir rekabet oluşturmadığı bir gerçek. İş başarısı, kariyer, giyim-kuşam, seyahat gibi konularda insanlar daha kolay rekabet edebilirken cinsel dürtü hissettiği kişiyle rakip olmaktan çok onu överek gönlünü kazanma uğraşına girebiliyor. Böylelikle de sonu gelmez bir övgü, beğeni, paylaşım, ilgi bombardımanına dönüşüp karşı tarafı da bu paylaşımlara devam etmesi konusunda manipüle edebiliyor yani bir pekiştireç görevi görebiliyor. Düşünsenize işinizle ilgili bir paylaşım yapıyorsunuz 100 kişi sizi görüp onaylarken cinsel dürtüleri harekete geçiren bir paylaşımınız on binlerce övgü alıyor, bunu gördükten sonra hangi tarzda paylaşımlar yapmak istersiniz? Eğer insanlar sizi çok fazla övüyor, abartılı ilgi gösteriyorsa bu ilginin gerçekçi olup olmadığıyla ilgili bir muhakeme yapmanız gerekebilir çünkü ikili ilişkilerde iki taraf da değerli ve keyifli hissetmek ister. Sizin paylaşımlarınız o kişide artan bir keyif oluşturuyorsa hangi özelliklerinizin o kişide bu keyfi arttırdığını düşünmek, bunun size uzun vadede zarar getirip getirmeyeceğini tartmak iyi olabilir. İnternet ve sosyal medya kontrollü bir şekilde kullanıldığında hayatımız için kolaylaştırıcı evet ancak farkındalığı elden bırakmamak ve kar-zarar dengesini yapabilmek her zaman önemli gibi gözüküyor. İnsanın tüm özelliklerini gösterdiği yüz yüze iletişim ve diyalog ile yalnızca beğenilir, ideal gözükmeye çalıştığı sosyal medya düzeni birbirinden oldukça farklı. Övgünün ve beğeninin bir doyma noktasına varabileceğini, her daim övgü almanın gerçekçiliğini yitireceğini bilmek, belki de değer ve beğeniyi tamamen sosyal medyadan almaktan çok kendi öz-kimliğimizle alabileceğimizi bilmek bize güven katacaktır” şeklinde konuştu.