Hava Durumu

‘’Fırçalamak yetmez, diş ipi de kullanmalıyız’’

On TV ekranlarında yayınlanan ve Gazeteci/Yazar Saye Yılmaz ile Organizatör/Yaşam Koçu Sinem Özay’ın sunduğu On’da Kadın programına Yelken Diş Polikliniği DT. Semih Tekin konuk oldu. Programda ağız ve diş sağlığı hakkında konuşulurken DT. Semih Tekin önemli açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 12.11.2020 09:20
Haber Güncellenme Tarihi: 12.11.2020 09:20
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenimarmaragazetesi.com/
‘’Fırçalamak yetmez,  diş ipi de kullanmalıyız’’

Nagehan Çalışkan/ÖZEL HABER

Gülüş estetiği hakkında konuşan Semih Tekin ‘’Gülüş tasarımı özellikle son yıllarda çok popüler bir tedavi oldu. Diş hekimliğinin özünde gülüşü tasarlamak her zaman vardı ama ilkel diş hekimliği kaybolan fonksiyonu yerine koymak için çalışıyordu. Yani işin içine estetik pek girmiyordu eskiden ama güncel yaklaşımlar ve yeni teknolojiler diş hekimliğinde de gülüşün bir adım öne çıktığını görüyoruz estetik tedavilerinde özellikle. Gülüş tasarımı bunların başında geliyor. Gülüş tasarımı hastanın gülüşünden memnun olmadığı zaman veya fonksiyonel olarak biz buna ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda lamine, zirkonyum veya klasik metal porselen dediğimiz seramiklerle gülüşü baştan ayağa yeniden tasarlamaktır. Bunun için klasik yöntemler veya dijital yöntemler kullanılarak hastanın yüz yapısına, yaşına ve onun istekleri doğrultusunda gülüşünü yeniden tasarlayabiliyoruz. İskeletsel sistemle çok oynamayı sevmeyiz. Çünkü bunun içerisinde yumuşak dokular, kaslar, eklemler var. İskelete herhangi bir müdahale olduğu zaman kasların ve eklemlerin nasıl cevap vereceğini çoğu zaman kestiremiyoruz ama hastanın ideal bir gülüş için bu iskeletler müdahale isteği varsa tabii ki hastanın isteği bizim için her şeyden önce gelir. Bu gülüşü vermemiz için iskelet sistemine müdahale etmemiz gerekiyorsa tabii ki ederiz. Bu mümkündür ama genelde girmeyiz o işlere. Çeneyle ilgili müdahalelerde aslında 18 yaşından sonra cerrahi operasyonları biz tavsiye ederiz. 18 yaşından önce, 13-14 yaşından sonra da cerrahi bir müdahale olmadan, dışarıdan fonksiyonel aparatlarla çenenin büyüklüğünü, birbiriyle ilişkisini, hacmini değiştirebiliyoruz. Cerrahi 18’den sonra gelir ama tabii ki daha öncesinde cerrahiye mecbursak yapmak zorundayız. Bunun bir yaşı yok. 70 yaşındaki bir insana da, 18 yaşındaki bir insana da iskeletsel müdahale yapılabilir. Zorunlu kalınırsa daha aşağısına da yapılabilir.’’ dedi.

İmplant Tedavisi

Semih Tekin ‘’İmplant bir diş kaybında, fonksiyonel eksikliğin yerine koymak için, hastanın çiğneme fonksiyonunu yerine getirebilmek için yapılır. Eskiden köprü protezleri kullanılıyordu ama burada diş dokusundan bir kaybetme durumu var. Aynı zamanda köprülerde gövde altlarına gelen bölgelerde gıda birikimi oluyor ve doğru planlanamazsa ağız kokusu, ilerleyen dönemlerde yineleme gibi durumlara gidiyor. Bu sebepten bunun dezavantajını ortadan kaldırmak için bir yöntem aramak için hekimlerimiz, bilim adamlarımız implantı buluyorlar. İmplant titanyumdan bir diş kökü diyebiliriz. Aslında kemik içerisine yerleştirilir bu titanyum, sonra üzerine ara parçalar eklenerek porselen bir diş yaparız. Diş kayıplarında, ağızda diş olmadığı durumlarda, bunların çok farklı versiyonları var. Bir diş eksikliğinde de yapılır, tüm ağızda diş yoktur, kemik yoktur, zigoma dediğimiz yüzün iskeletini oluşturan bir kemik var buna bile implant yapılabilir. Çok farklı yöntemler var ama özü dişsiz vakalardır. Protez vücudun herhangi bir bölümünde fonksiyonunu görmeyen herhangi bir yapının yerini suni olarak doldurmaktır. Diz eklemindeki platin de bir protezdir, ağızda kullandığımız dişler de protezdir. Protezin ağızda olanlarının çok farklı türleri var. Porselenler, bildiğimiz sabit protezlerdir ya da hastaların takıp çıkarabildiği protezler de bir protez türüdür. Protezlerin yapılma sebebi zaten diş eksikliğidir. Bu sebepten protez kullanmak zorunda olan hastaların aslında implant yaptırması gerekir ki bir proteze bağımlı kalmasın. Yani aslında implant yapılması gerekiyor. Protezler daha sonraki tercihtir. Burada farklı parametreler var. Yaş önemli, genel sağlıkla ilgili bir rahatsızlık var mı o önemli, kemik seviyesi önemli. İşin içerisine çok fazla parametreler giriyor ve bazen implant yapamıyor oluyoruz. Öyle durumlarda protezi öneriyoruz mecburen.’’ ifadelerini kullandı.

Ağız ve Diş sağlığı

Semih Tekin ‘’Ağız ve diş sağlığı için fırçalamaktan çok daha önemli bir şey var o da diş ipidir. Diş ipi kullanmıyorsak ömür boyu çürüğe mahkumuz. Çünkü asıl çürükler dişlerin birbiriyle birleştiği bölgelerde gerçekleşiyor. Tamam fırçalıyoruz ama dişler birbirleriyle sıkı kontak yapar. Bir noktadan birbirleriyle bağlanırlar yoksa aralarına gıda kaçar. Dişlerin arasına tabii ki gıda sıkışıyor. Biz bu gıdaları iple temizlemediğimiz zaman dişler ara yüzeylerden çürüyor. Zaten dikkat ederseniz dişlerin dolguları genellikle dişlerin birbiriyle birleştiği yüzeydedir. Genelde öyle olur. Bunun sebebi ip kullanmayışımız. Her yemekten sonra ip kullanmak lazım, fırçalamak lazım. Dişler çene içerisinde çok ufak miktarlarda mikron dediğimiz seviyelerde hareketlidir. Dişinizi zorlarsanız hareket ettirebilirsiniz. Biz zaten hareket ettirerek çekiyoruz. Dişler de zarar görmeden ağız içerisinde esneyebiliyor. Zaten ipi kullandığımızda mikron seviyesinde arayı açabiliyoruz. Tekrardan o ara kapanıyor. Yani kalıcı bir hasar oluşturmaz dişlerin sıralanmasında. Zararı söz konusu bile değil. Kesinlikle kullanmak zorundayız. Fırçalamak kesinlikle yeterli değil. Diş ipi, diş varsa ağızda her zaman kullanılmalı. Fırçalama dışarıdan yapılabilir ama diş ipinin ergonomisi mümkün değil. O yüzden kaç yaşından itibaren diş ipi opera edilebilecekse o yaştan itibaren kullanılması lazım.’’ ifadelerini kullandı.

Diş Sorunları ve Tedavi Yöntemleri

Semih Tekin ‘’Diş Köprüsü tedavisinde ağızda bir boşluk var, önünde ve arkasında dişlerin olduğu, sonsuz olmayan bir boşluk orası. Önündeki ve arkasındaki dişleri küçülterek daha sonra eksik bölge de tamamlanarak metal veya zirkonyum yapıların yapıştırılarak sabit bir şekilde tatbik edilmesine köprü protezi diyoruz. Anestezik materyallerin hemen hemen hiç zararı yoktur. Zaten biz bu işlemleri anestezi altında yapmak zorundayız. Tabii ki bir insana anestezi vermek her zaman tercih ettiğimiz bir durum değil ama ağrı oluşacağı durumlarda yapıyoruz. Hiçbir zararı yoktur. Çok çabuk tolere edilir. Zaten lokal bölgede etki eder. Bunun bir sayısı yok ama ona kadar anestezi yapılır. Fazlasını yaptığımız da olur. Çünkü lokal olduğu için vücudun bunu tolere etmesi çok kolay. Apse bir enfeksiyon yayılım çeşididir. Enfeksiyonlar birkaç şekilde yayılır. Bunlardan bir tanesi selülittir. Selülit enfeksiyonu doku arasında yayılarak gider. Apse vücudun bir doku boşluğunu bulmuştur ve oraya akmıştır tüm enfeksiyon. Orada bir şişlik oluşur. Apseler genelde dişlerle ilişkilendiriliyor ama vücudun her yerindeki bir enfeksiyon bir apsedir veya bir selülittir. Enfeksiyon artık diş köküne ve kanala etki eder. Artık kanal da çürümüştür, sinirler ve damar paketleri de çürümüştür, kök de çürümüştür ve çürükten dolayı dış ortamla muhatabiyet var ve bu enfeksiyon kök ucuna taşınır. Kemikte bir boşluk bulur ve orada çoğalır. Bir süre sonra kemiğin dışarısına çıkar, yumuşak dokularla arasına yayılarak orada birikmesidir. 20 yaş dişlerine yüzyıllar, hatta bin yıllar öncesinde çenemizde yer vardı. Çünkü insanlar daha yapılıydı, iskeletsel sistemleri daha büyüktü ve bu yüzden 20 yaş dişine ihtiyaç vardı. Evrimsel süreçte insanların ebatları küçülünce bu 20 yaş dişleri yani üçüncü azılar çenede yer bulamıyorlar. Buna bağlı da genelde gömülü kalırlar veya yarı gömülü kalırlar. Öyle durumlarda da üzerine diş eti bir şapka oluşturur. O şapka formasyonunun içerisine sürekli gıda kaçar ve o bölgede enfeksiyon oluşturup o bölgede apseye sebep olur. Diğer dişlerin üzerinde böyle bir şey olmadığı için 20 yaş dişlerinde genelde problem çıkarır. Beslenme alışkanlıkları insanların evrimsel süreçte değiştiği için ve ebatları değiştiği için artık üçüncü azılara çenelerde yer yok. Buna bağlı da böyle problemler çıkıyor. Diş eti problem olduğu zaman kanamayla uyarı verir hemen. Bunun genelde genetik bir altyapısı oluyor ya da ağızda kötü hijyene bağlı oluşmuş diş taşları kanamaya ve diş etinin çekilmesine sebep olur. Diş eti fazla çekilirse kemiğe de ulaşır, kemiğin de erimesine sebep olur ve diş çevresinde desteksiz kalıp çürümeden düşer. Hastalarımız da genellikle önce kanamayla bize başvururlar. Biz diş taşı temizliği yapıyoruz. Yeni diş etinin oluşmasını sağlarız. Veya kemikte problem varsa onlara müdahale ederiz. Dişin tekrar çevre dokularının sağlığına kavuşması için elimizden ne geliyorsa yaparız. Çekilen diş eti için cerrahi yöntemlere ihtiyaç duyuluyor. Bunun için farklı yöntemler var.’’ dedi.

Uykuda Diş Sıkma

Semih Tekin ‘’Bu parafonksiyonel dediğimiz bir alışkanlık. Yani insanın bilinçaltından kaynaklı bir problem. Bunun önüne geçemeyiz. Psikolojik tedaviler oluyorlar veya başka başka sebepler aranıyor altında sonuç vermiyor. Bunu dışarıdan suni bir müdahale ile çözebiliyoruz. Evet dişlere çok zarar veriyor. Bu gıcırdatma sonucunda dişlerde aşınma oluyor. Genelde bu tip hastaların dişleri dik testere gibi keskindir, tırtıklı yapılar görülür, dentin tabakası açığa çıkmıştır, dişlerin girintili çıkıntılı formu kaybolmuştur, düz bir tablo haline gelmiştir. Biz ağız içinden bu klinik bulgulara bakarak anlarız bunu. Bir de hastaya sıktırdığımız zaman çiğneme kaslarının çok fazla dışarı çıktığını görürüz. Dişlere de zararı var, ekleme de zararı var, kaslara da zararı var, baş ağrısına sebep olur, kulak önünde şiddetli bir ağrıya sebep olur, ilerleyen yıllarda eklem problemleri çıkarır. Bunların hepsine diş sıkma sebep oluyor. Tedavi yöntemlerinde dişi korumak ve hastayı korumak yöntemi var. Hastalar genelde ikincisini tercih etmiyor. Dişlerimi koruyalım deyip bir plak yaptırıyorlar bize. Böyle bir yöntem kullanıyoruz. Gece onu kullanıyorlar dişlerinde aşınmaya sebep olmuyor. Fakat sıkmayı kestik mi? Hayır. Tamam dişinizi koruduk ama bu kas, bu eklem, bu baş ağrısı, kulak ağrısının nasıl önüne geçilecek?  Asıl problemi çözmemiz lazım. Bunun da çözümü şöyle: biz bunda masseter botoksu kullanıyoruz. Çiğnemeyle ilgili kasa botoks uyguluyoruz ve botoks bu kasın çalışmasını inaktif hale getiriyor. Yani yüzde yüz fonksiyondaysa bir kas onu yüzde ellilere düşürüyor ve bu sayede sıkamıyorsunuz. Sıkamadığınız zaman ne oldu? Sorunu kökten çözdük. Kasınız büyümedi, ekleminiz zarar görmedi, dişleriniz de aşınmadı. Hastalarımız botoksun sekiz ayda etkisini kaybedip sekiz ayda bir yaptırılması gereken bir işlem olduğu için genelde tercih etmiyorlar ama kesin çözüm her zaman botokstur.’’ şeklinde konuştu.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.