Üç dört yıl önceydi; Setbaşı Köprüsünde rastlaşmıştık, sonbahardı, ikindi vaktiydi.Mahfel’de oturup çay içtik. Masamıza sarı sarı yapraklar düşüyordu.
Elimde Tolstoy’un ‘’Diriliş’’ romanı vardı. Tolstoy’dan konuştuğumuzu anımsıyorum uzun uzun.
*****************************
Bana; ‘’roman yazsana’’ demişti; ‘’roman kalıcıdır, köşe yazları uçar gider.’’
Mahcupça başımı eğmiştim haklısınız dercesine.
Hava serinleyip, karanlık çökünce kalkmıştık; el sıkıştık, daha sık görüşme dileklerimizle ayrıldık.
Tuhaf bir hisle geri dönüp arkasından bakmıştım.O son görüşmemizdi.
**************************
Bir isim bu kadar mı denk düşer bir insanın kişiliğine.
Eğitimci yazar Nadir Gezer gerçekten nadir bir insandı.
**************************
Gazi Eğitim Enstitüsü Fen Bölümüve Arifiye Köy Enstitüsü mezunu olan Gezer’in bir önemli özelliği şuydu: Köy Enstitülerinin kuruluş felsefesi, eğitim ilkeleri onda ete kemiğe bürünmüştü.
Nadir Gezer Anadolu aydınlanmacısıydı; Atatürkçüydü, cumhuriyet ve demokrasi değerlerine gönülden bağlıydı.
Aydınlanmacı olduğu için; hayatı, deney ve gözleme dayanan bilimsel metot ölçeğiyle değerlendirir; akla dayalı bir toplumsal yaşamı ve laik eğitimi savunurdu. Yurdun değişik yörelerinde öğretmenlik yaparak o değerleri öğrencilerine aktarmaya çalıştı.
Üretkendi, mücadeleciydi, nazikti, çelebi meşrepti, bilgi edinmeye bilgisini paylaşmaya tutkuyla bağlıydı; güleç yüzünün işaret ettiği gibi yaşama sevinciyle, varoluş enerjisiyle doluydu.
*****************************
Sık sık kitapçılarda karşılaşır, birbirimize aldığımız kitapları gösterir ayaküstü sohbet ederdik.
Sağ olsun yazılarımı okur, destekler, moral verir; bazen de önerilerde bulunurdu. Onun için köşe yazıları yazmıştım; AS TV’de Haber Turu programında birlikte olmuştuk.
Yazdığı her kitabı bana imzalayarak vermiştir; çalışkanlığa hayranlık beslerdim.
Şehrimizin en değerli aydınlarındandı.
******************************
Nadir Gezer’de uçup gitti şu yalan dünyadan.
İz bırakarak gitti ama; fayda yaratarak, sevgiyi bilgiyi yayarak, eğilmeden bükülmeden yaşayıp gitti.
İnegöl’ün Eymir köyünden Nadir Gezer’in kitapları kaldı yadigâr: Hanife Nine’den Öyküler, Yürüyen Gece, Puslu Hüzün, Yalnız Adamın Düşleri, Atatürk’ün Ulusal Eğitim Anlayışı ve Köy Enstitüleri, Uludağ Eteklerinden Sis Dağına; Kırılgan Umutlar, Boşluktaki Adam, Aydınlığa Yürüyenler,
*****************
Nadir Abi, lütfen bağışlayın…
Son yıllarda daha sık görmem gerekirdi sizi. Hayatın hay huyu içinde sevdiklerimizi ihmal ediyoruz maalesef.
Ama söz; her sonbahar Mahfel’euğrayacağım çay içeceğim; bir tane kendime bir tane size söyleyeceğim.
Arada gözüm kapıya dalacak, çıkar gelirsiniz belki; o ince o sımsıcak gülümseyişinizle.
Tolstoy’danÇehov’dan, Gorki’den konuşuruz.
Belki de evren; şu sonsuz zamanın mekânın gizemi içinde; sevdiklerimizi, özlediklerimizi tekrar bizimle buluşturacak şefkati de taşıyordur içinde.
Yorum yapın