28 Şubat süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica"ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreçti.

Süreç, Erbakan'ın istifasına ve 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin dağılmasına yol açmıştı.

Türk siyasi tarihine geçen kararların uygulandığı dönemde Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda önemli değişimler yaşandı.

Yaşananların postmodern bir darbe olarak da adlandırılan süreçte verilen kararların ve yaptırımların uygulanıp-uygulanmadığını denetlemek için Çevik bir öncülüğünde Batı Çalışma Grubu kurulmuştu.

Başörtüsü tartışmalarının da yoğun olarak yaşandığı süreç içinde seçilmiş siyasilerin yaşadığı mağduriyetlerin yanında halkın büyük bir kesimi de durumdan olumsuz etkilendi, mağduriyetler yaşandı.

* * *

AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından uzun yıllar sonra da olsa bu sürecin sorumluların yargılanmalarına başlanmıştı.

28 Şubat davası, 28 Şubat sürecinde "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak"la suçlanan 103 sanık hakkında 2 Eylül 2013'te başlayan davadır.

Dava Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.

Ve sanıklar ilk kez 2 Eylül 2013'te Yargıç karşısına çıktı.

2018 yılında son duruşması görülen 28 Şubat davasında, aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekât Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz'ün de bulunduğu 21 sanık müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Bu yılın temmuz ayında ise Yargıtay, 28 Şubat davasında 14 sanığa verilen hapis cezalarını onadı.

28 Şubat davasında yargılanan 14 sanık hakkındaki müebbet hapis cezası kararının Yargıtay tarafından onanmasının ardından ilgili mahkeme sanıkların tutuklanmasına hükmetti.

* * *

Ancak Yargıtay kararı sonrası, aradan geçen yaklaşık 2 aylık sürede 14 sanık hakkındaki kararın infazı için herhangi bir girişimde bulunulmamıştı.

Yaklaşık 1,5 aylık beklemeden sonra, müebbet hapis cezası hükümleri kesinleşen 28 Şubat davası sanıklarının yakalanma kararı, infaz için savcılığa gönderildiğine yönelik haberler bildirildi.

Diğer yandan davanın sanıklarından emekli Orgeneraller Çetin Doğan ve Fevzi Türkeri'nin, infaz öncesinde Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yaptıkları bireysel başvuru çerçevesinde, yaş ve sağlık durumu gerekçesiyle cezanın infazının durdurulması talebi bulunmaktaysa da mahkemece tutuklama kararı çıkartıldı ve birer-birer ceza evine konuldular.

Yaş ve sağlık nedeniyle cezaların ertelenmesi konusu bir yana bu dava, Türkiye’de 12 Eylül Darbesi ve 15 Temmuz sorumlusu sanıklarının ardından 28 Şubat sürecinin sorumlularının da yargı önüne çıkartılıp hesap sorulması ve müebbet hapis cezalarına çarptırılmaları, cezaevine konulmaları açısından anlamlıdır, ibret vericidir.

Seçilmiş siyasi iktidarı darbe yoluyla devirmek, siyaseti dizayn etmek yasalarımıza göre suçtur.

Haklı olarak salgın ve ekonomik sıkıntılar gündemi daha fazla meşgul etse de, aslında hak, hukuk, adalet, darbe ve darbecilerle hesaplaşma gibi konular gündemde olmalı ki yeni darbe heveslileri bir daha böyle davranamasın.

Her türlü darbe ve darbe girişimcileriyle ayrımsız hesaplaşılmalıdır!

Sıkıyönetim mahkemelerinin kararları yok sayılmalıdır...

Darbelerle yüzleşme ve hesaplaşma vesilesi olabilecek girişimler ve adımlar güncel siyasal çıkarlar uğruna heba edilmemelidir ve 28 Şubat sanıkları da cezalarını çekmelidirler.