Hava Durumu

3500 YILLIK GEBELİK TESTİ

Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2022 15:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2022 15:53

Eski Mısır’daki gelişmiş tedavi yöntemlerini içeren papirüslerin keşfine kadar, uzun süre Yunanistan antik tıp biliminin merkezi ve kaynağı olarak kabul edilmiştir. Oysa Mısır papirüsleri  Hipokrat’tan 2500 yıl öncesine ya da daha eskiye aittir. Kadim medeniyetler arasında, Antik Mısır, tıp alanında büyük ilerlemeler kaydetmiş bir medeniyetti. Yaklaşık 3500 yıl öncesine ait hiyerogliflerde, teşhis ve tedavi yöntemleri ayrıntılı biçimde anlatılıyor. Sekhet adlı hekim  Antik Mısır’ın ilk doktoru olarak belirtiliyor. Antik Mısır’da yaşamış en önemli doktor ünvanını alan Sekhet, en büyük doktor anlamına gelen İmhotep Sağlık ve Deva Tanrısı unvanlarını da almış.En eski tıbbi bilgilerin kaynağı olan hiyerogliflerde, ilaçların karışımlarının nasıl yapıldığı, açıklanmıştır. Mesela kekik, bal ve AloeVeradan yapılmış karışımlar, bakterileri öldürmek için antibiyotik olarak kullanılıyordu. Antik Mısır'dan kalan tıp papirüsleri prospektüsten farksız. Her prospektüste, ilaçların içeriği ve nasıl uygulanacağına ait tüm bilgiler yazıyor. Bu bilgiler sadece ilaç yapımını içermiyor büyüye, tılsımlara ve psişik tedavilere de yer verilmiş. Afyon ve Cannabis ağrı kesici ve Trankilizan olarak ilaç formüllerin içinde yer alıyor, bu formüller günümüz de modern ilaç yapımında da önemini muhafaza etmektedir.

Mısır tıbbı hakkındaki bilgileri papirüslerden elde etmekteyiz; ancak papirüs bitkisi dayanıksız olduğu için zamanımıza çok az kaynak kalmıştır. Mısır kaynaklarında, aynı zamanda rahip de olan doktorlar ve mumyacılar arasında bir ilişkinin olduğu görülmektedir. Hem hastalıkların tedavisi için hem de ölenlerin bedenlerinin korunması için benzer yöntemler uygulandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Eski Mısır’daki doktorlar cerrahi uygulamaların yanında, mumyalamadan, telkin ile tedaviye kadar çeşitli alanlarda faaliyet gösteriyordu. Eski Mısır'da 1862 yılında bulunan Smith Papirüsü ve 1873 yılında bulunan EbersPapirüs’lerinde yaklaşık 3500 yıllık bir gebelik testi yöntemi var.

M.Ö. 1350 yılında, kadınların uyguladığı bu teste göre gebelik ş üphesi olan kadın birkaç gün boyunca buğday tohumları üzerine idrar yapar; eğer buğday filizlenirse,kadın gebe filizlenmediyse, gebe değil demektir.Hamile olan kadınların sabah idrarlarında aşırı miktarda hormon bulunduğu için, buğday ve arpa torbaları diğer normal idrarlarla sulananlardan çok daha önce yeşerirmiş. Günümüzde meyve ve sebzenin daha erken sürede yetiştirilmesi için hormon kullanılması da aynı yöntemin bir benzeridir.

Prof. Julias Manger, 1933 yılında laboratuvarda kutuların içerisinde kurutma kağıtları üzerine yerleştirdiği buğday ve arpa tanelerini, idrarla sulayıp, Mısırlıların kullandığı gebelik belirleme yönteminin doğruluğunu ispat etmiştir. Günümüzde kullanılan gebelik testleri de, kadının idrarındaki hormon sayısının yoğunluğuna göre sonuç verir ve aynı esaslara göre uygulanır.

İngiliz donanmasında subay olan Dr. Lancelot Hogben ise 1938'lerde Güney Afrika'da pençeli kurbağalar üzerinde çalışırken, "kurbağa testi"ni bulmuş. Dişi kurbağalara kadının idrarı enjekte ediliyor, akabinde kurbağa 12 saat içinde yumurtluyorsa anne adayının hamile olduğu ortaya çıkıyormuş. Tabii ki burada belirleyici olan "hCG" hormonu. Bu hormon sadece hamilelerin vücutlarında üretilen ve idrar ile dışarı atılan bir hormon.

Bu testin doğruluk oranı % 95 civarında imiş. Şuandaki gebelik test oranına çok yakın yani. Bu yöntem İngiltere, İngiliz sömürgeleri, Avrupa'nın bazı ülkeleri ve ABD'de 1970'lere kadar kullanılmış . İngiltere'de bu testin maliyeti 7 sterlinmiş. Büyük para yani. Hatta, Afrika Pençeli Kurbağası ihracatı yapan bir iş adamının milyarder olduğu rivayet ediliyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.