Hava Durumu

47. SENEDE KIBRIS’TA AHVALİ UMÛMİYE

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2021 16:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2021 16:36

Kıbrıs'taki esas suçlunun kim olduğunu beraber inceleyelim. Savaş çıkaranlar bunun tazminatını öder. Kural böyle. Almanya, 1. ve 2. dünya savaşlarının tazminatını tüm yıkımına rağmen, son kuruşuna kadar ödedi. Sıra Yunanistan’da.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na neden olmaktan dolayı, yüzlerce insanın ölümüne neden olmaktan dolayı, insanların normal yaşayışlarının
alt-üst olup bir anda göçe zorlanmalarından dolayı, açlık, üzüntü çekmelerine neden olmaktan dolayı, tüm varlıklarını kaybetmelerine neden olmaktan dolayı ve de insanlık suçu işlemekten dolayı,
Yunanistan savaş tazminatı ödemelidir. İpucu veya kanıta da gerek yok.

Yunanistan Temyiz Mahkemesi kararı ile 15 Temmuz darbesinden sonra adadan zar zor kaçışı başarıp, BM Genel Kurulu’nda konuşan Makarios'un sözleri, tazminat için en iyi delil ve gerçekleri açıklayıcı bir kanıttır. Yıllardır BM'in arşivinde kullanılacağı günü beklemektedir.
İşte bunlardan bir tanesi ve dava açmak için, yeterli olacak kanıt da aşağıda. Bu belge Yunan Yargı organları tarafından alınmış, "Türk
Ordusu’nun Kıbrıs'a müdahalesi yasaldır. Suç Yunan subaylarına aittir" şeklinde verilmiş bir mahkeme kararıdır.

Sayın Okurlarım bu mahkeme kararı, Yunan Temyiz Mahkemesi’nin, 21 Mart 1979 tarih ve
2658/79 sayılı bu kararının,o dönem Başbakan olan Konstantin Karamanlis, "Yunanistan aleyhine kullanılabilir" gerekçesiyle, kamuoyuna duyurulmasını yasaklamıştı. Bu yasaklamadan sonra dava dosyaları "çok gizli" kaydıyla kasaya konuldu. Yunan adaletinin bu kararı almasının nedeni hayli ilginçtir. "Türk Ordusu’nun Kıbrıs’a müdahalesi yasaldır" kararının alınması ile ilgili olaylar şöyle gelişti. 1976 yılı Aralık ayında bir Yunanlı, mahkemeye başvurarak, 22 Temmuz 1974'de, Lefkoşa üzerinde uçarken, Güney Kıbrıslılar'ın açtıkları ateş sonucu düşüp, parçalanan Yunan Delta nakliye uçağının
içinde bulunan ve ölen oğlu için tazminat talebinde bulundu. Atina Mahkemesi'nin,1978'de aldığı karar şöyleydi: "Davacı, davasında, haklıdır. Hazineden tazminat alması gerekmektedir."

Ekonomi Bakanlığı ise tazminatı ödememek için,
karara karşı çıktı ve Temyize başvurarak kararın bozulmasını istedi.
Yunan Temyiz Mahkemesi kararı bozmadı, aksine güçlendirici bir karar çıkardı. 21.03.1979 tarih ve de 2658/79 sayılı kararın tam tercümesi
şöyledir:

“Davacı tarafından öne sürülen iddiaların gerçek olduğu, mahkememizce yapılan araştırma sonucu kanıtlandı. Zürih Anlaşması’nı imzalayan taraflar, Yunanistan, Türkiye ve İngiltere, "garantör"
devletler olarak, Kıbrıs'ın herhangi bir devlet ile birleşmesini, yada bölünmesini, önlemek için "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin güvenliğini
garanti altına alıp koruyacaklarına dair taahhütte bulunmuşlardır.

1974 Temmuz ayının ilk haftası içinde Kıbrıs
Devlet Başkanı Makarios, Ada'da görev yapan bazı subayların, darbe girişimi hazırlığı içinde bulunduklarını ve kendisini öldürmeyi
planladıklarını öğrenmiş ve durumu Atina'ya duyurarak, Yunanistan Devlet Başkanı General Gizikis'den önlem almasını istemiştir. Ancak
Atina'daki yönetim, bu talebe resmi bir cevap vereceği ya da önlem alacağı yerde, 15 Temmuz 1974' de, General Yoannidis, Makariosa karşı,
Kıbrıs'taki Yunan Birliği’nin Komutanı General Yorgitsis ve General Yanako Dimos ile birlikte 102 Yunan subayının da yer aldıkları darbeyi gerçekleştirdi ve Makariosu öldürmeye teşebbüs etti.

Lefkoşa'daki Başkanlık Sarayı ağır silahlarla ateşe
tutulmuş, Başkan Makarios bu saldırıdan bir suretle kurtulmuştur.
Kıbrıs Anayasası, asi Yunan subayları tarafından çiğnedikten sonra, Nikos Sampson başa getirildi. Türkiye ise, 20 Temmuz 1974'de, yaratılan durum nedeniyle, hukuki hakkını kullanarak Kıbrıs'a
müdahalede bulunmuştur." İşte bu kararla, 1974 Yunan darbesinden sonra, Türkiye’nin, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Ek 1 –Garanti
Anlaşması, 4. madde uyarınca hukuki haklarını kullanarak yaptığı müdahale sonucu, Yunanistan tarafından gönderilen bir General tarafından yönetilen ve üst düzey subaylarının neredeyse tamamı Yunanlı olan RMMO' ya esir düşenler, hayatını kaybedenlerin aileleri, yaşayışları ve düzeni bozulan herkes, işlerini kaybedenler,
yerini yurdunu terk edip, göç edenler ve her tür mağduriyete uğrayan özel veya tüzel kişiler,  Yunanistan'a karşı tazminat davası
açabilirler. Bu konuda herhangi bir zaman aşımı da bulunmamaktadır. Fiemanillah. (Devam edecek)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.