Hava Durumu

Akrebin kıskacındaki demokrasi

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2023 18:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2023 18:20

Demokrasi; kısaca çoğunluğun yönetim şeklidir. Bu da serbest, gizli oy açık sayım, bağımsız adil seçim sistemi ile gerçekleşir. 
Demokrasilerde karşılaşılan en önemli sorun, seçilen çoğunluğun iktidarın azınlığa baskısı veya tahakkümü ihtimalidir. Bu durum nasıl önlenecektir; İnsan Haklarına saygılı, Hukukun üstünlüğüne dayalı adil bir anayasa ve bağımsız mahkemeler ile güvence altına alınır. Önceden esasları ve dönemleri belirlenmiş seçim ile milletin onayına gidilir, nihayetinde halkın çoğunluğunun oyunu alan ülkeyi yönetme hakkını elde eder.
Kısa ve basit anlatımı budur. Dünya üzerinde bu yönetim şekilleri arasında öne çıkanlar; Parlamenter Sistem, Başkanlık veya Yarı Başkanlık Sistemleridir. İçlerine en demokratik olanı bizim katıldığımız görüş, iktidar gücünü elde etmek için halkın %50+1 oyunu almak zorunda olan Başkanlık Yönetim şeklidir. Bu diğer sistemlere göre daha demokratiktir.
Başkanlık Sisteminin en iyi uygulanan ülkelerin başında ABD gelmektedir. Sistemin iyi işleyebilmesi, kurumların ve yapısının doğru kurulması ile ilgilidir. Ülkemizde getirilen sistem; ilk dönemini bitireceğimiz, ikinci dönem seçimlerine gireceğimiz şu günlerde tam demokratik, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne dayalı, serbest ve açık olan seçimler ile bir yapı oluşturmuş mudur? Bunu söylemek zor, bazı eksikleri olduğunu kabul etmek gerekir. Bu konuda zaman zaman yazdıklarımla görüşlerimi paylaşmaktayım.
Önümüzdeki 14 Mayıs 2023 seçimlerine doğru kamuoyunun gözleri önünde, siyasi partiler arasında yaşananlar, demokrasinin ve dolayısı ile sistemin nasıl taciz edildiğinin, kısırlaştırıldığının açık örnekleri ile doludur.
Türkiye’de sistem doğru ayaklar üzerine oturtulmadığı için ortaya bazı gariplikler çıkmıyor değil. Örneğin seçimlerde siyasi partilerin ittifak kurmaları, baraj sistemi vb. başkanlık sisteminin ruhuna aykırıdır. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu değiştirilmeli, partiler arası ittifak imkânı, seçim barajı, partilerde delege ağalığı gibi yanlış olan uygulamalar ortadan kaldırılmalı. Her şeyden önce parti içi demokrasinin tam ve eksiksiz işlenmesi sağlanmalıdır.
Bu konuda uzun uzun anlatımlar ile okuyucularımı sıkmadan değinmek istediğim asıl garipliğe gelmek istiyorum.
Ülkemizde seçime yakın günlerde yapılan birçok anket ufak tefek farklılıklar gösterse de bu hafta ASAL’ın son yaptığı ankete göre küçük ve henüz hiç seçime katılmamış partilerin liderlerinin aday olmaları halinde alacakları oy oranları; DEVA Babacan %0,9, Yeniden Refah Erbakan %0,7, Memleket Partisi Muharrem İnce %0,6, Gelecek Partisi Davutoğlu %0,4, Saadet Partisi Karamollaoğlu %0,3 civarında görünmektedir. Diğer Millet İttifakı üyesi Gültekin Uysal sıralamaya dahi girememiştir.
Gündemdeki tartışmalar herkesin malumu olduğu üzere bu küçük partilerin oy oranı yüksek olan partilerle girdikleri pazarlıklar ve kurmak istedikleri ittifaklar ile onları nasıl kıskaca aldıkları ibretle izlenmektedir. 
Hani demokrasilerde en önemli sorun seçilen çoğunluğun azınlığa yapacağı baskının ortadan kaldırılması idi.
Ama gelin görün ki bizdeki demokrasi, azınlığın çoğunluğa baskısı ve kıskacı haline dönüşmüştür. Bir mahalle muhtarı kadar oy alamayan partiler ülkenin büyük partilerini adeta esir almış, ülkenin yönetimini paylaşma mutabakatları imzalatmışlardır. Daha da kötüsü bu baskı ve pazarlıklar çirkin ama yasal ve normal hale getirilmiş olup itiraz görmemektedir.
Artık herkesin el ele vererek Başkanlık Sistemini bütün kurumları ve Kuvvetler Ayrılığı prensibini ahenk içinde demokratik bir hale getirecek yeni tam sivil bir anayasa yapmanın zamanı gelmiş geçmektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.