Hava Durumu

AYDINLIĞA HASRET AYDINLAR

Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2021 15:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2021 15:09

Bazı kelimeler ne kadar da kolay anlaşılıyor, uğraşlar vermeden, araştırma yapmadan, sözlük kurcalamadan idrak edebiliyoruz.

Ve de aynı şekilde bazı kelimeler var ki, anlaması zaman almazken, anlatması çok müşkül.

Aydınlık ve aydın olmak ifadeleri; eğitim ve sosyo-ekonomik düzeyi, yaş, kültür fark etmeksizin herkes tarafından rahatlıkla anlaşılacak ifadeler. Peki, ya bu yapıları ifade etmek aynı düzeyde kolay mı?

Kimine göre aydın olmak; entelektüel olmakla eşdeğer. Kimisi için; sorgulamak, en ufak detayı bile araştırmadan kabul etmemek. Hele bir kesim var ki, aydın olmayı tabu olarak görür ve aydınların isimlerini bile ağızlarına almazlar.

Toplumumuzda aydınlara ve aydın olmaya karşı büyük endişeler saklı. Okuyan sevilmez, sorgulayan eleştirir, kâfir ilan edilir.

Dünyada bir lütuf olarak görülen ‘entelektüel’ ifadesi bizde hakaret olarak kullanılmakta. ‘’Entel dantel işlerle uğraşma, bırak şu kitabı’’ gibi cümleler televizyon dizilerinde, filmlerde de sıkça kullanılmakta. Durum böyleyken, kültür havuzuna su taşıyan grubun hali ne olacak?

Çağdaş edebiyatı ele alırsak, birçok ülke ve medeniyet kültür seviyesinde denizleri aştı, okyanuslar inşa etti. Biz ise havuzumuzda oluşan delikleri kapatmakla meşgul bir şekilde, gitgide sayısı azalan aydınlarımızın yardımlarıyla havuzumuzun boşalmasını engellemeye çalışıyoruz.

Aydınlığa hasret kaldık, sadece aydınlar da değil üstelik, halk olarak hasret kaldık. Bazıları ise aydınlığın nasıl bir görünüşü olduğunu unuttuğu için, doğuştan beri karanlık varmışçasına yaşamaya adapte oldu. Ne mutlu bize ki, hâlâ umudunu kesmemiş, ülke için didinen, kültür için çırpınan, edebiyat için ter akıtan aydınlarımız mevcut.

Ne acı bir durum ki, bu aydınların değerleri bilinmiyor, destek değil köstek olunuyor ve de emeklerinin boşa gitmesi için ellerinden geleni ardına koymuyor bazı güruhlar.

‘’Biz vatandaş olarak ne yapalım, bizim çırpınışımızı kim duyar ki?’’ gibi soruların sorulması gayet doğal. Yazının başlangıcında da belirttiğim gibi, hızla boşalan kültür havuzunu doldurmak için gecesini gündüzüne katan aydınlara köstek olmayalım yeter. Entelektüel kelimesinin argoya düştüğü, hakaret olarak kullanıldığı tek ülke olma utancını üstümüzden silip atalım yeterli. ‘’Okuyup da alim mi olacaksın?’’ gibi ifadeleri kullanmayalım yeterli.

Çağdaş edebiyatın önündeki taşları kaldırmak yerine, aşılması müşkül kayalar inşa etmeyelim yeterli. Sanatı yıpratmayalım, sanatçıyı küstürmeyelim, sanata bir hançer de biz saplamayalım yeterli…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.