Hava Durumu

AYNI DENİZİN ÇOCUKLARI

Yazının Giriş Tarihi: 20.05.2021 16:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.05.2021 16:12

İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes ilk yurtdışı seyahatlerini Yunanistan’a yaptı.

*

Bu tesadüf müydü; yoksa bir devamlılık mı?

1930'da imzalanan dostluk antlaşması ve Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos'un Türkiye ziyareti yeni dönemin simgesel başlangıcıydı. 

*

İsmet İnönü aynı dönemde şu cümleleri kurmuştur;

“Gözlerimizin önünde yükselen ve gittikçe büyümekte olan bina, en sağlam ve dayanılmaz yapılardan biri olacak ve her türlü tecrübelere karşı durabilecek kuvvete haiz bulunabilecektir; çünkü biz bu yapı için çok iyi malzeme kullandık. Bu yapının kuruluşunda kullanılan harç, dünyanın en iyi ve en sağlam çimentosu menfaat birliğidir…’’

*

İşte siyasetin temelindeki kavram!

Bu nedenle bununla kalmayıp 1934’te Balkan antantı imzalandı.

Burada da karşı menfaat ön plandaydı…

Yapılan her iş birliğinde empatik davranılmalı ve karşı taraf da düşünülmeli.

Bu sayede diplomasi kültürü, savaş kültürünün çok daha üstünde olur.

‘Yurtta sulh, cihanda sulh’...

Bu söz dışişleri bakanlığımızın temel politikasıdır.

Ve hemen her yerde yazar...

*

Bugün Türk-Yunan ilişkilerine baktığımızda gördüğümüz tablo bundan çok daha farklı.

Tıpkı Ortadoğu bölgesinde olduğu gibi ülkeler birbiri ile istişareye kapalı.

Özellikle Yunan Devleti Türkiye’yi düzenli olarak batı bloğuna şikâyet ediyor.

Bu durum iki devlet için de büyük götürülere sebep oluyor.

Bölgeyi bir turizm ve ticaret merkezi haline getirmek bu iki ülkenin elinde…

Dünya’nın en gözde, değerli bölgesidir Ege. 

*

Halkın ve bölgenin refahı artması yerine bugün silahlanmaya ciddi paralar dökülüyor.

İki taraf arasında ciddi bir silahlanma yarışı var.

Dik başlı ve tarihteki idealara saplantılı politikacılar yüzünden…

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi bu problem maalesef komşumuz Yunanistan’ın politikacıları yüzünden.

*

Savaş daha yeni bitmiş, sadece birkaç yıl olmuş;

Hatta ve hatta savaşan kişiler menfaat uğruna barış betonları inşaat ederken, bugün her şey tam tersi…

Bir dejavu gibi iki taraf arasındaki sıcak temaslar yılda bazen iki bazen üç kere kronik bir şekilde karşımıza çıkacak.

Kazananlar ise başkaları olacak…

*

*

Emekli General- Amiral Bildirileri

 

Son zamanları göz önünde bulundurursak ilki Türkiye’de, daha sonrasında Fransa ve Birleşik Devletler’de oldu.

Bu üç ülkeyi kıyasladığımızda darbelerden en çok çeken ülke Türkiye…

Dolayısıyla böyle bir bildirinin yayınlanması diğer ülkeler ile aynı reaksiyonda olmuyor.

*

Aslında geçmişte olan olayların acısını çekti emekli amiraller…

*

Usul olarak eleştirildi; yayınlandığı saat ve hitabıyla.

Fakat görüyoruz ki demokrasilerde devlete uzun süre hizmet etmiş asker ve bürokratlar, üst düzey aidiyet duygusuyla, ülkede sakıncalı gördükleri konularda yorum yapabiliyor…

Fransa ve Birleşik Devletler’de de durumdan rahatsız olundu; lakin konu bizdeki gibi gündemin birinci maddesi olmadı.

Darbelerden geleceğini düşünen tüm milletler nefret etmelidir.

Olması gereken de budur.

Ülkemizin kendi bağrından yetişmiş, kendi köyünden çıkmış, yıllarca belirli hizmetlerde bulunmuş kişilerin de tavsiyelerine kulak tıkamanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum.

Yerli ve milli olan sadece politikacılar değildir. Bürokratlar, askerler, muhalif parti mensupları da gayet yerli de olur milli de.

*

Şunu da söylemek gerekir ki; Birleşik Devletler’de olan bildirinin dili bizim amirallerinkine göre çok daha sert.

Ama yukarıda dediğim gibi tavsiye mahiyetinde karşılandı yaptıkları.

*

*

En kötü turizm reklamımız

‘Aşılandım tadını çıkar’ maskeleri ile ülkemizin turizm reklamını yapmak kimin aklına geldi acaba?

Daha düne kadar ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ şiarıyla yaşarken, bugün turizm için kendimizi şamata ediyoruz.

Daha önceki yazılarımda da bahsettim.

Turizm Türkiye için en önemli sektörlerden biridir.

Öyle olması reklam biçimimiz de kendi insanımı gücendirmeye gidecekse yapılmamalıdır.

Pandemide ve ekonomide bu sıkıntı pozisyona gelinmesinin sebebi halk değil.

Bu sebeptendir ki aşılandım yazısını takması gereken halk ve emekçiler değil, salgını ülkemizde zor duruma sokan güruhtur.

İnsanımız kıymetlidir, turizme malzeme edilmemelidir...

*

Yine turizmin belki de birinci sektör olduğu Yunanistan’ın reklam filmini lütfen izleyin.

Kendisini ve halkını bu konuda gücendirmeden çok şık bir reklam filmi hazırladı.

Salgın ve pandemi konusunda kendisini kanıtlamaya çalışmıyor.

*

Peki ya İsviçre’nin reklamı…

Robert De Niro ve Roger Federer rol alıyor. 

Kendilerini hiç bir konuda kanıtlamaya çalışmayan son derece havalı bir turizm videosu hazırladı.

Onlarınkini izliyorum da bizimki resmen kepazelik…

Kurucusunun ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ dediği geçmiş Başbakanlardan Erbakan’ın ‘biz tarihin en şerefli milletiyiz’ dediği Türkiye’de şuan ki durumun özeti;

‘Aşılandım, tadını çıkar’dır!

*

*

Ortadoğu’ya yapılan eleştiriler…

Son günlerde meşhur forum sitelerinde, arkadaş sohbetlerinde çok duyuyorum…

Ortadoğu’dan ne bekliyorsun?

Halkı gelişmemiş, başarısız, kötü, Ortadoğu tam bir çöplük, Ortadoğu’da sıradan bir gün (bomba patlaması haberine yapılan yorum) vb. aşağılayıcı binlerce yorum…

Peki, bu Ortadoğu yıllarca neden çöplük olmadı?

Medeniyetin beşiği neresi?

Bolluğun, refahın, huzurun adresi tarihte Ortadoğu olmadı mı?

Peki, bugün suçu ne bu bölgenin ya da insanlarının?

Lütfen dışarıdan gelen müdahalelere bakalım!

Kimse ülkesinin bölünmesini, onun savaş ortamına girmesini istemez.

Tarihte Moğollar bölgeye geldiği sırada kütüphaneleri yaktı, Mezopotamya ve çevresinde yıktı geçti.

Bugünün Moğolları insan hakları ve demokrasi maskeli emperyalist kuvvetlerdir.

Lütfen bölgeleri ve milletleri yaftalar iken, durumların durduk yerde cereyan etmediğini unutmayalım.

Oluşan felaketleri normalleştirmeyelim…

Ve bu böyle gelmiş böyle gidecek güdüsüne kapılmayalım.

 

TEŞEKKÜRLER

Bir Beşiktaşlı olarak, takıma, yönetime, takımda bulunan tüm emekçilere ve Sergen Yalçın’a camiaya bu zorlu dönemde çifte sevinç yaşattığı için teşekkürler.

Amerikan politikasının tanınan ve güçlü isimlerden Bernie Sanders’a Biden yönetiminin şiddet yanlısı tutumunu eleştirip, ateşkes çağrısı yaptığı için, kendilerinin İsrail’e her yıl yaptıkları yaklaşık 4 milyar doları illegal ve insan hakları üzerinde şiddetin desteklenmesi olarak gördüğü için teşekkürler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.