1 Ekim 2011 tarihinde Naci Şahin önderliğindeki 41 kurucu üye tarafından Bursa sivil toplum dünyasına kazandırılan BALKANTÜRKSİAD, tam 10 yıldır tüzüğü ile belirlenmiş temel ilkeler doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Özellikle tüm STK’ları durakladığı pandemi sürecinde; gündeme uygun online toplantılar düzenleyen ve ziyaret trafiğini yüksek tutarak üye iletişimini en iyi şekilde sağlayan BALKANTÜRKSİAD’ın şu anda 400’ü aşkın nitelikli üyesi bulunuyor.
İşte bu genel fotoğrafa bile baktığında; etkin ve çalışkan bir STK’yı görebiliyor insan… Kentimizdeki diğer SİAD’ların çoğunu geride bırakan ve gündem yaratan etkinliklerini takip ettiğim bu dernek, “biz bir aileyiz” mottosu ile yeni dönemde de çalışmalarını sürdürüyor.
10. yılına yeni bir yönetim ile başlayan bu derneğin yeni dönem Başkanı Fatih Şakir, sıra dışı çalışmaların artarak devam edeceği sinyalini verdi. Pazartesi sabahı yine önemli bir konuk ağırlayarak tempo yükselme konusunda yeni dönemin ilk adımlarını atan BALKANTÜRKSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Şakir e-sinerji toplantısı açılışında şunları söyledi: “Üretim, sanayi ve ticaretin önemli kentlerinden biri olan Bursa’da dış ticaretin yüzde 70’i AB ülkeleri ile yapılıyor. Bu nedenle bizde AB-Türkiye ilişkilerine çok önem veriyoruz. 2027 yılına kadar Türkiye ve Balkan ülkelerinde yapılacak yatırımlarda; AB tarafından sağlanacak hibe ve krediler konusunda yoğun bir çalışma başlattık. Konunun yakın takipçisiyiz. Bugünkü konuğumuz da AB konusunda uzman bir isim olan Faruk Kaymakçı’dır”
“ GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI GÜNCELLENMELİ”
Balkan Rumeli Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin salgın sebebiyle çevrim içi olarak sürdürdüğü e-sinerji toplantılarında konuk; bu kez Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Birliği İlişkileri Başkanı, Büyükelçi Faruk Kaymakçı oldu.
Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Merve Efe’nin moderatörlüğünde gerçekleşen on-line toplantının konuğu Faruk Kaymakçı, şu anda AB ilişkilerinde bir takım sorunlar olduğundan bahsederek, Gümrük Birliği’nin de güncellenmesi gerektiğini söyledi.
BALKANTÜRKSİAD’ın son yıllarda inatla sürdürdüğü AB ilişkileri konusunda görüşlerini açıklayan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Faruk Kaymakçı; AB konusundaki önemli tezlerini şöyle sundu: “Türkiye’nin Avrupa Birliği dışında kalma lüksü yoktur. Ülkeniz Avrupa kıtasındaysa, yatırım dünyanız-ticaretiniz hatta sanat ve sporunuz da Avrupa’daysa sizin bu birliğin dışında kalma lüksünüz yoktur. AB; Avrupa kıtasında birçok alanda etkin rol oynuyor. Dolaysıyla AB’ye üyelik bir seçenek olmaktan çok bir zorunluluktur.”
Ancak AB ile Türkiye arasında karşılıklı önyargılar olduğundan da bahseden Faruk Kaymakçı; “AB Türkiye’ye büyüklüğümüz, ekonomik yapımız ve nüfusun büyük bölümünün Müslüman olmasından dolayı önyargı ile bakıyor. Bizim de ön yargılarımız ve kaygılarımız var tabii ki… Ancak bunların hepsi çözüme kavuşabilecek konulardır. Bilinmeli ki Türkiye; Birleşik Krallığın AB’den çıkmasından sonra büyük değer kazanmıştır. Üye olma sürecimiz zor ve karmaşıktır ama üye olmamızdan sonra AB’nin en değerli ülkesi Türkiye olacaktır. Şu anda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen AB hiçbir zaman Türkiye’den vazgeçemez. AB şu anda Türkiye’ye tam üyelik konusunda-EVET-diyemese de ,-HAYIR-da demiyor. Bunu zamana yayıyorlar” diyerek AB-Türkiye ilişkilerine parantezler açtı.
1996 yılında Gümrük Birliği’ne girildiğini hatırlatan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Faruk Kaymakçı Gümrük Birliği’nin acilen yenilenmesi gerektiğini şu sözlerle açıkladı: “1996 yılından bu yana 2,5 trilyon Euro’luk bir ticaret hacmi gerçekleşmiştir. Bu devasa bir rakamdır. Türkiye’nin hem kendi hem de AB’nin rekabet gücüne önemli katkılarda bulunduğu görülüyor. Ancak birtakım sıkıntılarımız var. Uygulamada 3 sorundan bahsedebiliriz. AB’nin 3. dünya ülkeleri ile imzalamış olduğu Serbest Ticaret Anlaşması’na biz dahil edilmedik. Mallarımızı taşıyan sürücülerimiz ve TIR’larımız bazı gümrüklerde belli ayrımcılıklarla karşılaşıyor. Son olarak da; biz Gümrük Birliği kararlarında daha fazla söz sahibi olmak istiyoruz. Bu nedenle bir güncelleme talebimiz doğdu. Bunu talep ediyoruz ve talebimizin takipçisiyiz.”
Görüldüğü gibi… BALKANTÜRKSİAD’ın on-line toplantı konuğu Kaymakçı, AB-Türkiye ilişkileri konusunda gerçekçi yorumlar yaparken, izleyicilere biraz umut verdi. Biraz da AB’ye serzenişte bulunan Büyükelçi’nin en önemli yorumu tabii ki “Bizim AB dışında kalma lüksümüz yoktur” şeklindeydi.
Geçtiğimiz cuma günü yaşanan çek tahsilatı sorunu, gerçekten de reel sektörde 1 günlük de olsa büyük bir güvensizlik ve kaos yaratmıştı.
Perşembe gecesi kanunlaşan Çek İbrazı Yasası sonrasında; cuma sabahı bankalarda büyük bir tatsızlık yaşandı. Ayın son günüydü ve elindeki müşteri çekinin tahsil etmek isteyen ciro sahipleri bankaların “Bu çekin karşılığı var ama ödeme yapamayız. Çek ibrazları 1 Haziran tarihine kadar durduruldu” şeklinde cevabı ile karşılaştı.
30 Nisan olması nedeniyle SGK ve çek ödemeleri olan birçok firma bu yüzden büyük sıkıntıya düştü. Bazıları borç alarak veya kredi kullanarak kendi ödemelerini yaptılar.
İşte bu zor günde; sorun tespit refleksi, konuyu anlama ve çözme kabiliyeti ve çabukluk gibi kriterlere sahip olan bir STK, üyelerini aydınlatma ve kamuoyunu bilgilendirme ve çözüm üretme aşamalarında bir DERS verdi adeta diğer STK’lara ve Ticaret-Sanayi Odalarına…
Cuma sabahı başlayan çek ibraz sorununa saat 14.56’da hazırladığı bir basın açıklaması ile kısa sürede tepki koyan PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), sorunu üst makamlara da taşımayı başardı ve bir anlamda da çözümü yarattı.
ÜYELERİNİ KORUMAK VE BİLGİLENDİRMEK İÇİN!..
Sektör mensupları ile basına “Çeklerin ibraz süresi değil, takip süresi ertelenmeli” başlıklı bir açıklama gönderen PAGDER Genel Sekreteri Murat İnkün, bir derneğin gündemi nasıl takip etmesi gerektiğini çok iyi anlatan bir girişimde bulundu.
PAGDER açıklamasında “30 Nisan 2021’de (bugün )Resmi gazetede yayınlanan kanun değişikliği ile mayıs sonuna dek vadesi olan çeklerin ibrazı 1 Haziran’a ertelenmiştir. Bu durum işletmelerin nakit akışını bozar. İşletmelerin ödemelerine dair herhangi bir çözüm önerisi getirilmeden çek ibrazının ertelenmesi kararı, işletmelerin finansal nakit akışlarına büyük darbe vuracaktır. Bu nedenle devletimiz bugünlerde ödeme güçlüğü içinde bulunan sanayicileri kendi kaynakları ile desteklemelidir. Bu gibi kararları uygulamaya konmadan önce, STK’lar ve özel sektör temsilcileri ile istişare edilmesinin büyük önem arz ettiğinin altını çiziyoruz” şeklinde bir yorum yapıldı.
1965 tarihinde kurulan ve 500 üyeli PAGDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün ve Genel Sekreter Murat İnkün’ü kutluyorum. Birçok firmayı mağdur eden bir olaya anında müdahale etmeleri ve üyelerini korumak için gerekli bilgilendirmeleri yapmaları, bir STK’nın nasıl olması gerektiğini de gösterdi herkese…
Anında gelişen bir prosedür nedeniyle kimsenin bir açıklama yapamadığı, düşündüğü-taşındığı ama nasıl bir tepki vereceğini hesaplayamadığı bir süreçte; sorunu kamuoyuna ilk sunan STK oldukları için kendileri ile ne kadar gurur duysalar azdır. Tebrikler PAGDER…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
BALKANTÜRKSİAD’IN AB İNADI!..
1 Ekim 2011 tarihinde Naci Şahin önderliğindeki 41 kurucu üye tarafından Bursa sivil toplum dünyasına kazandırılan BALKANTÜRKSİAD, tam 10 yıldır tüzüğü ile belirlenmiş temel ilkeler doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Özellikle tüm STK’ları durakladığı pandemi sürecinde; gündeme uygun online toplantılar düzenleyen ve ziyaret trafiğini yüksek tutarak üye iletişimini en iyi şekilde sağlayan BALKANTÜRKSİAD’ın şu anda 400’ü aşkın nitelikli üyesi bulunuyor.
İşte bu genel fotoğrafa bile baktığında; etkin ve çalışkan bir STK’yı görebiliyor insan… Kentimizdeki diğer SİAD’ların çoğunu geride bırakan ve gündem yaratan etkinliklerini takip ettiğim bu dernek, “biz bir aileyiz” mottosu ile yeni dönemde de çalışmalarını sürdürüyor.
10. yılına yeni bir yönetim ile başlayan bu derneğin yeni dönem Başkanı Fatih Şakir, sıra dışı çalışmaların artarak devam edeceği sinyalini verdi. Pazartesi sabahı yine önemli bir konuk ağırlayarak tempo yükselme konusunda yeni dönemin ilk adımlarını atan BALKANTÜRKSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Şakir e-sinerji toplantısı açılışında şunları söyledi: “Üretim, sanayi ve ticaretin önemli kentlerinden biri olan Bursa’da dış ticaretin yüzde 70’i AB ülkeleri ile yapılıyor. Bu nedenle bizde AB-Türkiye ilişkilerine çok önem veriyoruz. 2027 yılına kadar Türkiye ve Balkan ülkelerinde yapılacak yatırımlarda; AB tarafından sağlanacak hibe ve krediler konusunda yoğun bir çalışma başlattık. Konunun yakın takipçisiyiz. Bugünkü konuğumuz da AB konusunda uzman bir isim olan Faruk Kaymakçı’dır”
“ GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI GÜNCELLENMELİ”
Balkan Rumeli Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin salgın sebebiyle çevrim içi olarak sürdürdüğü e-sinerji toplantılarında konuk; bu kez Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Birliği İlişkileri Başkanı, Büyükelçi Faruk Kaymakçı oldu.
Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Merve Efe’nin moderatörlüğünde gerçekleşen on-line toplantının konuğu Faruk Kaymakçı, şu anda AB ilişkilerinde bir takım sorunlar olduğundan bahsederek, Gümrük Birliği’nin de güncellenmesi gerektiğini söyledi.
BALKANTÜRKSİAD’ın son yıllarda inatla sürdürdüğü AB ilişkileri konusunda görüşlerini açıklayan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Faruk Kaymakçı; AB konusundaki önemli tezlerini şöyle sundu: “Türkiye’nin Avrupa Birliği dışında kalma lüksü yoktur. Ülkeniz Avrupa kıtasındaysa, yatırım dünyanız-ticaretiniz hatta sanat ve sporunuz da Avrupa’daysa sizin bu birliğin dışında kalma lüksünüz yoktur. AB; Avrupa kıtasında birçok alanda etkin rol oynuyor. Dolaysıyla AB’ye üyelik bir seçenek olmaktan çok bir zorunluluktur.”
Ancak AB ile Türkiye arasında karşılıklı önyargılar olduğundan da bahseden Faruk Kaymakçı; “AB Türkiye’ye büyüklüğümüz, ekonomik yapımız ve nüfusun büyük bölümünün Müslüman olmasından dolayı önyargı ile bakıyor. Bizim de ön yargılarımız ve kaygılarımız var tabii ki… Ancak bunların hepsi çözüme kavuşabilecek konulardır. Bilinmeli ki Türkiye; Birleşik Krallığın AB’den çıkmasından sonra büyük değer kazanmıştır. Üye olma sürecimiz zor ve karmaşıktır ama üye olmamızdan sonra AB’nin en değerli ülkesi Türkiye olacaktır. Şu anda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen AB hiçbir zaman Türkiye’den vazgeçemez. AB şu anda Türkiye’ye tam üyelik konusunda-EVET-diyemese de ,-HAYIR-da demiyor. Bunu zamana yayıyorlar” diyerek AB-Türkiye ilişkilerine parantezler açtı.
1996 yılında Gümrük Birliği’ne girildiğini hatırlatan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Faruk Kaymakçı Gümrük Birliği’nin acilen yenilenmesi gerektiğini şu sözlerle açıkladı: “1996 yılından bu yana 2,5 trilyon Euro’luk bir ticaret hacmi gerçekleşmiştir. Bu devasa bir rakamdır. Türkiye’nin hem kendi hem de AB’nin rekabet gücüne önemli katkılarda bulunduğu görülüyor. Ancak birtakım sıkıntılarımız var. Uygulamada 3 sorundan bahsedebiliriz. AB’nin 3. dünya ülkeleri ile imzalamış olduğu Serbest Ticaret Anlaşması’na biz dahil edilmedik. Mallarımızı taşıyan sürücülerimiz ve TIR’larımız bazı gümrüklerde belli ayrımcılıklarla karşılaşıyor. Son olarak da; biz Gümrük Birliği kararlarında daha fazla söz sahibi olmak istiyoruz. Bu nedenle bir güncelleme talebimiz doğdu. Bunu talep ediyoruz ve talebimizin takipçisiyiz.”
Görüldüğü gibi… BALKANTÜRKSİAD’ın on-line toplantı konuğu Kaymakçı, AB-Türkiye ilişkileri konusunda gerçekçi yorumlar yaparken, izleyicilere biraz umut verdi. Biraz da AB’ye serzenişte bulunan Büyükelçi’nin en önemli yorumu tabii ki “Bizim AB dışında kalma lüksümüz yoktur” şeklindeydi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZLER: En zor şey; karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır. Özellikle de odada bir kedi yoksa… (KONFÜÇYÜS)
------------------------------------------------------------------------------------------------
ÇEK İBRAZI SORUNUNDA
PAGDER’İN HIZLI REFLEKSİ!..
Geçtiğimiz cuma günü yaşanan çek tahsilatı sorunu, gerçekten de reel sektörde 1 günlük de olsa büyük bir güvensizlik ve kaos yaratmıştı.
Perşembe gecesi kanunlaşan Çek İbrazı Yasası sonrasında; cuma sabahı bankalarda büyük bir tatsızlık yaşandı. Ayın son günüydü ve elindeki müşteri çekinin tahsil etmek isteyen ciro sahipleri bankaların “Bu çekin karşılığı var ama ödeme yapamayız. Çek ibrazları 1 Haziran tarihine kadar durduruldu” şeklinde cevabı ile karşılaştı.
30 Nisan olması nedeniyle SGK ve çek ödemeleri olan birçok firma bu yüzden büyük sıkıntıya düştü. Bazıları borç alarak veya kredi kullanarak kendi ödemelerini yaptılar.
İşte bu zor günde; sorun tespit refleksi, konuyu anlama ve çözme kabiliyeti ve çabukluk gibi kriterlere sahip olan bir STK, üyelerini aydınlatma ve kamuoyunu bilgilendirme ve çözüm üretme aşamalarında bir DERS verdi adeta diğer STK’lara ve Ticaret-Sanayi Odalarına…
Cuma sabahı başlayan çek ibraz sorununa saat 14.56’da hazırladığı bir basın açıklaması ile kısa sürede tepki koyan PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), sorunu üst makamlara da taşımayı başardı ve bir anlamda da çözümü yarattı.
ÜYELERİNİ KORUMAK VE BİLGİLENDİRMEK İÇİN!..
Sektör mensupları ile basına “Çeklerin ibraz süresi değil, takip süresi ertelenmeli” başlıklı bir açıklama gönderen PAGDER Genel Sekreteri Murat İnkün, bir derneğin gündemi nasıl takip etmesi gerektiğini çok iyi anlatan bir girişimde bulundu.
PAGDER açıklamasında “30 Nisan 2021’de (bugün )Resmi gazetede yayınlanan kanun değişikliği ile mayıs sonuna dek vadesi olan çeklerin ibrazı 1 Haziran’a ertelenmiştir. Bu durum işletmelerin nakit akışını bozar. İşletmelerin ödemelerine dair herhangi bir çözüm önerisi getirilmeden çek ibrazının ertelenmesi kararı, işletmelerin finansal nakit akışlarına büyük darbe vuracaktır. Bu nedenle devletimiz bugünlerde ödeme güçlüğü içinde bulunan sanayicileri kendi kaynakları ile desteklemelidir. Bu gibi kararları uygulamaya konmadan önce, STK’lar ve özel sektör temsilcileri ile istişare edilmesinin büyük önem arz ettiğinin altını çiziyoruz” şeklinde bir yorum yapıldı.
1965 tarihinde kurulan ve 500 üyeli PAGDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün ve Genel Sekreter Murat İnkün’ü kutluyorum. Birçok firmayı mağdur eden bir olaya anında müdahale etmeleri ve üyelerini korumak için gerekli bilgilendirmeleri yapmaları, bir STK’nın nasıl olması gerektiğini de gösterdi herkese…
Anında gelişen bir prosedür nedeniyle kimsenin bir açıklama yapamadığı, düşündüğü-taşındığı ama nasıl bir tepki vereceğini hesaplayamadığı bir süreçte; sorunu kamuoyuna ilk sunan STK oldukları için kendileri ile ne kadar gurur duysalar azdır. Tebrikler PAGDER…