Sokak çok dar olduğu için herkes içeride ne konuşursa dışarıda duyuluyordu.
Bir kaç aksi komşu yüzünden sokakta kavgasız gün geçmezdi.
Polis artık her gün düzenli sokağa uğrardı ya da yakın bir yerde bulunurdu.
Bilirdi ki, zaten çağrılacaktı...
Günün birinde mahalleye bir kadın geldi.
Yoksul olduğu için iki odalı bir yeri kiralayıp yaşamaya başladı.
Geldiğinde kimse pek umursamadı.
Zaten kiraladığı evde, gelen kiracılar birkaç ay sonra kaçıyordu.
Ev sahibi huysuz bir adamdı.
Kadın önce işe selam vermekle başladı.
Kimsenin birbirine selam vermediği sokakta ısrarla selam vermeyi öğretti.
Fazla değil bir hafta içinde sokakta kim varsa hemen herkesle tanıştı.
Sonra akşam yaptığı pastaları kapı-kapı dağıttı.
Herkesin kalbini tebessüm ederek, gönül alarak fethetti.
Sonrasında kapı önünde ikindi çayları faslı başladı.
Sokağın bütün kadınları kadının tereyağıyla yapılmış, sıcacık enfes poğaçasını yemek için doluştular.
Yavaş-yavaş küsler barıştı.
Sokağa bir canlılık geldi.
Mahallede altın günü yaptı, herkesi birbirine gitmeye mecbur kaldı.
Derken, üç ay sonra sokakta değil kavga, çıt çıkmadı.
Sokağa sanki sihirli bir el değmişti.
Herkes birbirine selam veriyor, nazik davranıyor, akşam yemekleri dağıtılıyordu.
Bir gün polis aracı sokağa geldi.
Polis memurlardan biri arabadan indi, ikindi, çayının zengin menüsüne yaklaştı.
“Meryem Hanım kim?” diye sordu.
Meryem sokağa barış getiren kadının adıydı.
Hepimiz Meryem Hanımı götürecekler diye korktuk.
“Burada yok” dedik ama Meryem Hanım ayağa kalktı, polis memuruna tebessüm etti:
“Buyurun memur bey, Meryem benim!” deyince polis memuru çok saygılı bir biçimde Meryem hanıma bir paket uzattı:
“Başkomserim adınızı duymuş, bu sokakta neler
yaptığınızı biliyoruz. Kabul ederseniz bir kilo baklavayı size vermemizi söyledi” dedi, araca bindi uzaklaştı.
Kıssadan Hisse:
Evet, bir kişi çok şeyi değiştirebilir...
Tarih, insanlıklarıyla, buluşlarıyla, duruşlarıyla, görüşleriyle bazı insanların dünyamızı güzelleştirme örnekleriyle doludur.
Yardımsever ve cömert insanlar hem daha mutlu hem daha sağlıklıdır.
Yaşamımıza bir insan kazandırmak her zaman için kolay olmayabilir. Çevremize baktığımızda olumsuzlukları olağan görerek güzellikleri yaşamımıza kazandırmak bizi daha mutlu da bir insan yapar.
İyilik etmek, iyilikte bulunmak insani bir davranıştır.
İyilik, toplumun gelişmesinde katma değer yaratır.
Toplumsal ilişkilerde bakım ve onarım sağlar.
Toplumsal yaşamda ortaya çıkabilecek istenmeyen durumların önlenmesi ve önüne geçilmesi bakımından sigorta görevi görür.
Bir trende bir cep telefonu bulan 12 yaşındaki çocuğun öyküsü ilginçtir.
Telefon sahibi çok mutlu olmuştur ve çocuğa ufak bir ödül teklif eder, ancak çocuk telefonu gönderirken “Para vermenize gerek yok, bir gün sizin de bir başkası için iyilik yapmanız yeter” diye bir not yazmıştır.
Bir insanı mutlu ettiğinizde ve yüzünde tebessüm oluşturduğunuzda, yaşamımızda anlamlı bir amaç ortaya çıkar.
Kendimize olan güvenimiz artar.
Dünyayı iyilik değiştirecektir...
İslam medeniyeti iyilik medeniyetidir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
BİR KİŞİ ÇOK ŞEY DEĞİŞTİREBİLİR...
Bir ara mahallenin birinde bir sokakta oturdum.
Sokak çok dar olduğu için herkes içeride ne konuşursa dışarıda duyuluyordu.
Bir kaç aksi komşu yüzünden sokakta kavgasız gün geçmezdi.
Polis artık her gün düzenli sokağa uğrardı ya da yakın bir yerde bulunurdu.
Bilirdi ki, zaten çağrılacaktı...
Günün birinde mahalleye bir kadın geldi.
Yoksul olduğu için iki odalı bir yeri kiralayıp yaşamaya başladı.
Geldiğinde kimse pek umursamadı.
Zaten kiraladığı evde, gelen kiracılar birkaç ay sonra kaçıyordu.
Ev sahibi huysuz bir adamdı.
Kadın önce işe selam vermekle başladı.
Kimsenin birbirine selam vermediği sokakta ısrarla selam vermeyi öğretti.
Fazla değil bir hafta içinde sokakta kim varsa hemen herkesle tanıştı.
Sonra akşam yaptığı pastaları kapı-kapı dağıttı.
Herkesin kalbini tebessüm ederek, gönül alarak fethetti.
Sonrasında kapı önünde ikindi çayları faslı başladı.
Sokağın bütün kadınları kadının tereyağıyla yapılmış, sıcacık enfes poğaçasını yemek için doluştular.
Yavaş-yavaş küsler barıştı.
Sokağa bir canlılık geldi.
Mahallede altın günü yaptı, herkesi birbirine gitmeye mecbur kaldı.
Derken, üç ay sonra sokakta değil kavga, çıt çıkmadı.
Sokağa sanki sihirli bir el değmişti.
Herkes birbirine selam veriyor, nazik davranıyor, akşam yemekleri dağıtılıyordu.
Bir gün polis aracı sokağa geldi.
Polis memurlardan biri arabadan indi, ikindi, çayının zengin menüsüne yaklaştı.
“Meryem Hanım kim?” diye sordu.
Meryem sokağa barış getiren kadının adıydı.
Hepimiz Meryem Hanımı götürecekler diye korktuk.
“Burada yok” dedik ama Meryem Hanım ayağa kalktı, polis memuruna tebessüm etti:
“Buyurun memur bey, Meryem benim!” deyince polis memuru çok saygılı bir biçimde Meryem hanıma bir paket uzattı:
“Başkomserim adınızı duymuş, bu sokakta neler
yaptığınızı biliyoruz. Kabul ederseniz bir kilo baklavayı size vermemizi söyledi” dedi, araca bindi uzaklaştı.
Kıssadan Hisse:
Evet, bir kişi çok şeyi değiştirebilir...
Tarih, insanlıklarıyla, buluşlarıyla, duruşlarıyla, görüşleriyle bazı insanların dünyamızı güzelleştirme örnekleriyle doludur.
Yardımsever ve cömert insanlar hem daha mutlu hem daha sağlıklıdır.
Yaşamımıza bir insan kazandırmak her zaman için kolay olmayabilir. Çevremize baktığımızda olumsuzlukları olağan görerek güzellikleri yaşamımıza kazandırmak bizi daha mutlu da bir insan yapar.
İyilik etmek, iyilikte bulunmak insani bir davranıştır.
İyilik, toplumun gelişmesinde katma değer yaratır.
Toplumsal ilişkilerde bakım ve onarım sağlar.
Toplumsal yaşamda ortaya çıkabilecek istenmeyen durumların önlenmesi ve önüne geçilmesi bakımından sigorta görevi görür.
Bir trende bir cep telefonu bulan 12 yaşındaki çocuğun öyküsü ilginçtir.
Telefon sahibi çok mutlu olmuştur ve çocuğa ufak bir ödül teklif eder, ancak çocuk telefonu gönderirken “Para vermenize gerek yok, bir gün sizin de bir başkası için iyilik yapmanız yeter” diye bir not yazmıştır.
Bir insanı mutlu ettiğinizde ve yüzünde tebessüm oluşturduğunuzda, yaşamımızda anlamlı bir amaç ortaya çıkar.
Kendimize olan güvenimiz artar.
Dünyayı iyilik değiştirecektir...
İslam medeniyeti iyilik medeniyetidir.