Asgari ücret artışının ardından çalışan, çalışmayan, emekli, memur, çiftçi, patron kesimleri arasında tartışmalar da çoğaldı.

Kimi 5500 liralık ücreti az kimi fazla olduğundan yakınmakta.

Ekonomistlerin en temel görevlerinden biri üretim süreci sonunda yaratılan mal ve hizmetlerin paydaşlar arasında nasıl bölüşüleceğinin belirlenmesidir.

Bu bölüşüm konusu tarih boyunca hep tartışıla gelmiş, ne ki bu güne değin bütün kesimlerin ortaklaşa kabul ettiği bir sonuca henüz ulaşılamamıştır.

Ulaşılabilinir mi, bu nasıl olur daha da uzun süre tartışılacağa benzer.

Çünkü üretimine katılan üretim faktörlerinin, yaratılan değer artışlarını kendi aralarında nasıl bölüşecekleri teknik, ekonomik, toplumsal ve siyasal boyutları olan çok yönlü ve karmaşık bir olgudur.

Toplumsal kesimler arasında gelir farklılıklarının azaltılmasında ve gelirin hakça paylaşılmasında nasıl bir ölçü kullanılması gerektiği konusunda kesin bir görüş birliği sağlanamamıştır bu güne değin.

Kapitalizm ve sosyalizm olarak bilinen bu ekonomik sistemlerin sahip oldukları uzun geçmişe ve uygulama alanına karşın günümüz ekonomi sorunlarına çözüm üretemedikleri aksine bu sistemlerin sosyoekonomik sorunların kaynağı oldukları düşüncesi geniş toplum kesimleri arasında gittikçe yaygınlaşmaktadır.

* * *

Son 24 yılın en yüksek enflasyon oranının görüldüğü Türkiye'de vatandaşın alım gücü her geçen gün düşüyor.

Türk-İş'in Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması 2022 Haziran ayı sonuçlarına göre açlık sınırı 6 bin 891 lira...

Bu rakam ne kadar sağlıklı, tartışılır kuşkusuz...

‘Açlık sınırı’ göreceli bir kavram biraz...

Türk-İş bu rakımı insanca yaşanabilinecek bir ücretin alt sınırı olarak görüyor.

Vatandaşların çoğunun yaklaşımı da böyle...

Geçinmekte zorlandıklarını vurguluyor insanlar...

Avrupa’dan Türkiye'ye gelen bir kişi, Almanya'dan geldiklerini, 1 euro 17 lira yapmasına karşın kendileri için bile her şeyin çok pahalı olduğunu belirtiyorlar.

Başkan Erdoğan da yılsonunda yeniden bir artış yapacaklarını, yılbaşından itibaren enflasyonun düşmeye başlayacağını belirterek biraz daha sabır diliyor.

* * *

Evet, Allah veriyor ama dağıtım işi insanlara bırakılmış...

Bölüşümün hakkaniyetle yapılması işi yöneticilerin...

Olabildiğince adil bir gelir dağılımı için ülkeyi yönetenlere büyük iş düşüyor.

Çalışanın, emeklinin yetersiz bulduğu ücretler bir yanda, bir yılda yüzde dört yüzü aşan kâr yapan bankalar beri yanda!..

Böyle bir sistemin gelir dağılımı adaletsizliğini toplumda daha da arttıracağı açık.

Bu görüntü, toplumda dar gelirliler ile yüksek gelirliler arasındaki makası açmakta.

Öte yandan uygulanan enflasyon oranı üstünde her kesime aynı oranda ücret artışı yapmak da toplumsal kesimler arasında adaletsizliğin artmasına yol açmakta.

Söz gelimi, emekli maaşı 3 bin lira olan kişiye yapılacak yüzde 50 oranında bir artış o kişinin maaşının 4 bin 500 lira olmasını sağlamakta ama öte yandan emekli maaşı 10 bin lira olanın maaşını da 15 bin lira yapmakta.

Bu şekildeki bir artışın yıllar içinde makasın daha da açılarak adil olmayan bir sonuca ulaşması kaçınılmaz olmakta.

İki yıl önce emekli maaşları asgari ücretin üstünde olan emeklilerin bu gün gelinen süreçte aylıklarının asgari ücretin altında kalması da başka bir adaletsizlik örneği...

Bu durumun böyle sürmesi çalışanların emekli olmamakta direnmesine yol açacağı ve genç işsiz sayısının artmasına neden olacağı görülmelidir.