Bursa iline bağlı yerleşim birimlerinde 10 kişi ölmüş ve 511 kişi yaralanmıştır. Bursa ilinde yüzde olarak en fazla can ve mal kaybı Mudanya ilçesinde olmuştur. Mudanya’daki konutların %0.98’i ağır hasara uğramış ve bu ilçede yaşayan 3 kişi ölmüştür.
Son İzmir depreminde Sığacık’ta meydana gelen tsunami göz önüne alındığında Mudanya, Gemlik ilçelerinin sahil kısmında yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim.
Mudanya ve Gemlik gibi sahil ilçelerimizin acil olarak afet çalıştayı yapılmalıdır. Toplumun tüm kesimlerinin görüşleri alınarak sahil kısmının kentsel dönüşüm yolu ile yüksek kesimlere inşa edilerek deprem hazırlığının acilen faaliyete geçirilmesi gerekir.
Mudanya, Nilüfer, Gemlik özellikle1999 depreminden hemen sonra kaç bina ve yapının makyajlanarak yeniden vatandaşa satıldığını bilmekteyiz.
1999 depreminden sonra Bursa’mızda kaç binanın deprem yönetmeliğine uygun olmadığı ve kaç tanesinin yıkıldığı kamuoyun nezdinde bilinmektedir.
Maalesef her depremden sonra acil eylem planı adı altında toplantılar yapılarak tedbirlerin en üst seviyeye çıkması konusunda hem fikir olan yöneticiler bir arpa boyu ilerlememektedir.
Ülkemizin deprem bölgesi olduğunu bile bile hala fay hatlarının geçtiği alanların imara açılmasının yanlış olduğu kadar yüksek katlara izin verilmesi daha da yanlıştır.
Şehrimiz için vakit kaybetmeden deprem eylem planın faaliyette geçirilmesi gerekmektedir.
Doğru bir kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu en son İzmir depreminde bir kez daha acıyla anladık.
Not:13.03.1992 tarihinde M=6.8 büyüklüğünde Erzincan da meydana gelip 653 kişinin ölümüne ve 6700 binanın harap olmasına neden olan büyük depremden sonra İTÜ İnşaat Fakültesi ve Maden Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bir grup bilim adamının birlikte girişimleri ile ülkemizin, halkımızın depremden göreceği can ve mal kaybını en aza indirebilmek amacı ile Türkiye Deprem Vakfı’nı kurmaya karar vermişlerdir. Vakıf, ülkemizde özellikle 1939 büyük Erzincan depreminden sonra birlikte çalışarak bu günlere kadar ülkemizde ve dış ülkelerde başarı sağlamış İTÜ, ODTÜ, ve BÜ’nin değerli öğretim üyeleri daima uyguladıkları gibi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile işbirliği halinde yine memleketimizde bu konuda etkinlik gösteren kuruluşların, ülkemizin deprem bilimi ve deprem mühendisliği alanında uzman kişilerini, bir araya toplayan Türkiye Deprem Vakfı adında ve vakıf statüsünde bir organizasyonun kuruluşunu gerçekleştirmişlerdir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
OZAN ÖZTÜRK
BURSA’DA 1999 DEPREMİNDEN MAKYAJLI KAÇ BİNA VAR?
Bursa iline bağlı yerleşim birimlerinde 10 kişi ölmüş ve 511 kişi yaralanmıştır. Bursa ilinde yüzde olarak en fazla can ve mal kaybı Mudanya ilçesinde olmuştur. Mudanya’daki konutların %0.98’i ağır hasara uğramış ve bu ilçede yaşayan 3 kişi ölmüştür.
Son İzmir depreminde Sığacık’ta meydana gelen tsunami göz önüne alındığında Mudanya, Gemlik ilçelerinin sahil kısmında yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim.
Mudanya ve Gemlik gibi sahil ilçelerimizin acil olarak afet çalıştayı yapılmalıdır. Toplumun tüm kesimlerinin görüşleri alınarak sahil kısmının kentsel dönüşüm yolu ile yüksek kesimlere inşa edilerek deprem hazırlığının acilen faaliyete geçirilmesi gerekir.
Mudanya, Nilüfer, Gemlik özellikle1999 depreminden hemen sonra kaç bina ve yapının makyajlanarak yeniden vatandaşa satıldığını bilmekteyiz.
1999 depreminden sonra Bursa’mızda kaç binanın deprem yönetmeliğine uygun olmadığı ve kaç tanesinin yıkıldığı kamuoyun nezdinde bilinmektedir.
Maalesef her depremden sonra acil eylem planı adı altında toplantılar yapılarak tedbirlerin en üst seviyeye çıkması konusunda hem fikir olan yöneticiler bir arpa boyu ilerlememektedir.
Ülkemizin deprem bölgesi olduğunu bile bile hala fay hatlarının geçtiği alanların imara açılmasının yanlış olduğu kadar yüksek katlara izin verilmesi daha da yanlıştır.
Şehrimiz için vakit kaybetmeden deprem eylem planın faaliyette geçirilmesi gerekmektedir.
Doğru bir kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu en son İzmir depreminde bir kez daha acıyla anladık.
Not:13.03.1992 tarihinde M=6.8 büyüklüğünde Erzincan da meydana gelip 653 kişinin ölümüne ve 6700 binanın harap olmasına neden olan büyük depremden sonra İTÜ İnşaat Fakültesi ve Maden Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bir grup bilim adamının birlikte girişimleri ile ülkemizin, halkımızın depremden göreceği can ve mal kaybını en aza indirebilmek amacı ile Türkiye Deprem Vakfı’nı kurmaya karar vermişlerdir. Vakıf, ülkemizde özellikle 1939 büyük Erzincan depreminden sonra birlikte çalışarak bu günlere kadar ülkemizde ve dış ülkelerde başarı sağlamış İTÜ, ODTÜ, ve BÜ’nin değerli öğretim üyeleri daima uyguladıkları gibi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile işbirliği halinde yine memleketimizde bu konuda etkinlik gösteren kuruluşların, ülkemizin deprem bilimi ve deprem mühendisliği alanında uzman kişilerini, bir araya toplayan Türkiye Deprem Vakfı adında ve vakıf statüsünde bir organizasyonun kuruluşunu gerçekleştirmişlerdir.