Bitinya, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet şehri Bursa…

Hanlar, hamamlar, kültür, tarih, folklor, medreseler kenti Bursa…

Ülkenin tekstil ve otomotiv başkenti Bursa…Modern tarımın lokomotif şehri Bursa…

Ve Türkiye’nin 4.büyük kenti Bursa…

Ama öte yandan…Yeşili bitirilmeye çalışılan Bursa…

Kültürü, tarihi, turizmi, tüm değerleri tehdit altındaki bir şehir Bursa…

Yeşili, tarımsal alanları, zenginlikleri yağmalanmış ve bilinçsizce harcanmış Bursa…

Yaşadığı kentin zenginlik ve büyüsüne yeterince sahip çıkamayanların şehri Bursa…

Ulaşımı, sanayii, tarımı, turizmi sancılı olan bir kent Bursa…

Türkiye’nin 4.büyük şehri olmasına karşın; ne siyasi yapılanmada ne de ekonomik alanda kaynaklardan yeterince hakkını alamayan Bursa…”

                            İLHAN İREM’DE SİVİLAY’IN KURUCU ÜYESİ

İşte yaşadığımız kent Bursa’nın tüm özelliklerini de içeren bu tespitleri bir araya getiren bir gurup kentlinin, çözüm için işe koyulduğundaki takvimler: 2004 yılının Kasım ayı ortalarını gösteriyordu. Adını Bursa Sivil Toplum Derneği(SİVİLAY) koyarak işe başlayan bu aydınlar, “Bursa için canı-gönülden varım” diyerek kenti kurtarmak için yola çıktılar.

Kimler yoktu ki SİVİLAY’ın kuırucuları arasında: Alpay Şar, Asude Şenol, Aybar Uluca, Ayhan Kızıl, Binay Kazan, Osman Canik, Celal Beysel, Cemal Vardar, Celil İnce, Ceyhun İrgil, Ekrem Barışık, Erdem Saker, Fahri Esgin, İbrahim Yazıcı, İdris Sevinç, İlhan İrem, İsmail Kemankaş, İsmet Tavgaç, Korhan Durusoy, Murat Gülez, Murat Taydaş, Mustafa Eroğlu, Suat Paçacı, Mümin Ceyhan, Müfit Parlak , Nihat Sapan, Nilgün Berk, Okan Aras, Sena Kaleli, Şükrü Erdem, Yılmaz Akkılıç, Yunus Egemenoğlu, Zekai Gümüşdiş, Koray Gürtaş, Kubilay Aydın, Ziya Güney, Halil Güleç, Adnan Oya, Ali İhsan Tosun, Nurgül Özselek, Sabri Erdem ve şu anda isimlerini hatırlayamadığım 100’e yakın nitelikli insan…

Hepsinin de Bursa için söyleyecek bir şeyleri vardı.Bu kutsal amaçtan dolayı bir arada oldular. Bursa için “varız” dediler ve SİVİLAY’ı oluşturdular. Bu güçlü ekibin içinde; Zekai Gümüşdiş, Mustafa Eroğlu, Ekrem Barışık, Erdem Saker ve Ziya Güney gibi bu kentte Belediye Başkanlığı ve Valilik yapmış eski bürokratlar da yer alıyordu.

Kentin bu önemli isimleri; özünde sadece ve sadece “Bursa ve Bursa’nın yararı” olan, kent tarihindeki en geniş katılımlı, üretken, yapıcı, katılımcı ve etkin sivil toplum kuruluşu için bir araya geldi. Vizyonunu; ortak amaç, ortak hedef, ortak akıl ve gelişen Bursa olarak belirlediler ve yaşadığımız kente sahip çıkma ve onun için projeler üretmek için çıktılar yola…Umutla ve gururla hem de…

                        2021 KENTE KATKI ÖDÜLLERİ BELİRLENİYOR

2005 Yılında resmi kuruluşunu gerçekleştiren SİVİLAY, tam 17 yıldır bu kent için projeler üretiyor. Kente zarar verecek gelişmelerin karşısında duruyor ve yaşadığımız kent için pozitif anlamda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara “Kente Katkı Ödülleri” dağıtıyor.

Pandemi sürecinde sivil toplum çalışmalarının dip yaptığı ve birçok derneğin kapısına kilit vurduğunu hepimizi iyi biliyoruz. Bu dönemde bile SİVİLAY durmadı ve üye ilişkilerini sanal ortamda da olsa güçlendirmeye devam etti. COVİD-19 belasından uzaklaşmaya başladığımız bu günlerde de; SİVİLAY’ın Okan Aras başkanlığındaki enerjik yönetiminin “Her şeye yeniden Merhaba” demeye hazırlandığını öğrendim.

2021 Yılı Kente Katkı Ödüllerini belirlemek için en kısa sürede bir araya gelecek olan SİVİLAY Yönetimi ve üyeleri, bu toplantıda derneğin yeni dönem yol haritasını da belirleyecekler. Haziran ayı içinde de yapılacak bir ödül töreni ile; geleneksel hale gelen Kente Katkı Ödüllerini sahiplerine ulaştıracak olan SİVİLAY, 17 yıldan beri sürdürdüğü Bursa hizmetlerine bıraktığı yerden sürdürecek.

Anlaşılıyor ki; kuruluş amacı “Bursa ve Bursalılık hakları” olan bu STK, ”ben değil biz” inancı ile yaşadığımız kente toplumsal anlamda bir ses-bir nefes vermeye devam ediyor.

ÖZLÜ SÖZLER: İyi bir oyunun son söze ihtiyacı yoktur. (William SHAKESPEARE)

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

                                 ESKİ BURSA’YI GÖRMEK İÇİN

                       SARAYBOSNA’YA MI GİTMELİ..?

SİVİLAY’ın geleneksel hale getirdiği aylık YESGE toplantılarının birinde derneğin konuk konuşmacısı olan Mimar Mithat Kırayoğlu’nun Bursa ile ilgili yorum ve anekdotlarını paylaşmak istiyorum şimdi de…

Almira Hotel’de yapılan “Kentsel dönüşüm” konulu toplantıda konuşan Çekül Vakfı Başkan Yardımcısı Mimar Mithat Kırayoğlu, oldukça ilgi gören konuşmasında; kentin dünü-bugünü ve olası yarınını anlatmıştı.

Dönemin Belediye Başkanı Reşat Oyal’ın daveti ile 1959’da Bursa’ya gelerek kentin yeniden yapılanması için önerilerini sunan İtalyan mimar-şehir plancısı Prof. Luigi  Piccinato’dan bahseden Mithat Kırayoğlu, bu ünlü plancının fikirlerinden yeterince faydalanılmadığını da belirtmişti bu sunumunda…

İşte tam da bu noktada, ünlü İtalyan mimar-şehir plancısının şu sözlerini de hatırladık ister istemez:” Bursa’nın bir fanus gibi korunması gerek. Santral Garaj’dan bakıldığında, Maksem’deki Çınar’ı görebilmeliyiz.”

Piccinato’nun Bursa evlerine olan hayranlığını da anlatan Mithat Kırayoğlu, Bursa’nın ölümünü anımsatan fıkra gibi bir olayı da sözlerine eklemişti:” Bir gün ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ve ekibi ile birlikte Maksem sırtlarında geziyorduk. Bizi kalabalık bir halde gören bir çocuk yanımıza yaklaşarak: ‘ Kim öldü amca, kimin cenazesi bu’ diye bir soru sordu. Metin Sözen’de bu soruya şu anda bile beni çok etkileyen bir cevap vermişti: ’Bursa ölmüş evladım, onun cenazesi bu’

İşte bu tarihi anekdot ile yaşadığımız kentin olumsuz gelişimine dikkat çeken Kırayoğlu, artık eski Bursa’yı görmek için Saraybosna’ya gitmemiz gerekeceği şeklinde bir uyarı da yapmıştı toplantıya katılan SİVİLAY üyelerine…

Bu cümle bile; Bursa’nın gelişme adı altında eskiyi nasıl yok ettiğini ve öz değerlerinden nasıl uzaklaştığını göstermesi açısından anlamlıydı.

Bu eski SİVİLAY toplantısının bende bıraktığı derin bir iz ile yazımı sonlandırırken, Bursa için “Ben de varım “diyenleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.