Resti gören genel merkezin elinde, belediye başkanının birçok dosyası ve görüntülerinin olduğu, bir daha asla AK Parti'de siyaset yapmasına izin verilmeyeceği fısıldanıyor Ankara'daki kuşlarımıza. Belediye Başkanı her ne kadar istifa etmeyi düşünmüyorum dese de tüm bu yaşananlardan sonra el mi yaman, bey mi yaman göreceğiz. Çok yakındır, Türkiye üç vakte kadar istifa haberi ile çalkalanır. Haaa başkanlıktan mı istifa eder yoksa partisinden mi bilemem. Umarım sonunu da düşünüyordur. Haydi hayırlısı. Bizi ilgilendiren konu, aynı durumun Türkiye’de diğer belediye başkanlarına sirayet edip etmeyeceği. Bir kaç ay önce de Şanlıurfa Siverek Belediye Başkanı istifa et(tiril)mişti." demiştik.
Ankara'daki kuşlarımızın, Bursalı Kuşçubaşı'na ulaştırdıkları kulis bilgileri gerçek oldu ve kendi vilayetine çok yakın bir büyükşehir belediye başkanı ile ters düşen Nevşehir'in AK Partili Belediye Başkanı Rasim Arı, geçtiğimiz Cuma günü istifa ettiğini açıkladı. Nevşehir Belediye Meclisi, kendi arasından yeni başkanı önümüzdeki günlerde seçecek. Bu arada başkanlık görevine, Başkan Yardımcısı ve AK Parti Belediye Meclis Üyesi olan Ersan Erkut vekalet edecek.
Nevşehir AK Partili Belediye Başkanı Rasim Arı
Her il de, her ilçe de, her belde de, her köy de, her mezra da kuşlarımız var çok şükür. Kimliksiz Bursalı Kuşçubaşı, sözde kimlikli gezenleri geçtiğimiz hafta boyunca hop oturttu, hop kaldırdı. Sizi gidi kimlikli gezen kimliksizler sizi!.. Kendisi ile zerrece alakası olmayan bir haber ile ilgili resmini bahane ederek algı operasyonu yapıldığını iddia eden, 'darbe girişimi' başlıklı bir bildiri yayınlayarak algı operasyonu yapmaya kalkışan, onu da eline yüzüne bulaştıran zat-ı muhterem!.. "Algıyı, malgıyı, darbe girişimini bırak, halkın mesajına bak!.. Resmini değil, daha iyi hafızalarda yer etsin diye karikatürünü basacağız" başlıklı yazımız, ne yazık ki Yeni Marmara Gazetesi yönetiminin sansürüne takıldı.
En Kahraman Belediye Başkanı
Beldesindeki sözde darbe girişimini önleyen en kahraman başkan!.. Bursalı Kuşçubaşı senin çocukluğuna kadar inip, hafızanı geri getirecek idi ancak buzdolabında mahsur kaldık...
"İflas etmiş bir belediye teslim aldım. Geçmiş dönemden çok borç kaldı. Personel maaşlarını ödemenin dışında hiçbir hizmet yapamıyorum" diye sızlanırken, AK Parti Genel Merkezi'nden fırçayı sert yiyince, kendisinin de içinde olduğu önceki dönem AK Partili belediye yönetimini eleştirmeyi kesen sen...
"Belediyenin parası yok, borcu çok. Bize yardım edin" diye ağlayınca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum; "Ne diyorsun başkan. Ağlayıp sızlama. Tek bir proje bile üretmemişsin. Sızlayacağına, sen önce proje üret, biz bakanlık olarak gereğini yaparız" diyerek herkesin içinde azarlanan sen...
Hafızan yerine gelmeye başladı mı? Ne de güzel dünyan var, bedavaya terapistlik, bedavaya reklam da yapıyoruz sana!.. Herkesle dalaş, Yeni Marmara Gazetesi'ni dolaş!.. Herkes işini yapsın, iletişim kazaları yaşanmasın diye seninle ilgili esas yazıyı buzdolabına koydu gazete yönetimi.
Hadi bye bye, en kahraman belediye başkanı!..
BU NASIL KAYMAKAM? YENİŞEHİR, TARİH
BOYUNCA BÖYLESİNİ GÖRMEDİ!..
Osmanlı'ya ilk başkentlik yapmakla, Türkiye'nin en verimli ovasına sahip olup 30 çeşit biber üretmekle, manda kaymağı, köpük helvası, kasap köftesi gibi yiyecekleriyle, İznik'teki iki masalı köfte dükkanından ülkenin köfte imparatoru olan Köfteci Yusuf'un ve kasaba gazeteciliğinden metropol gazeteciliğine, kasaba televizyonculuğundan galaksi yayıncılığına terfi eden, Netfliks, Exxen, Gain, Blu, Puhu gibi dijital medya baronlarına nispet edercesine, sahibi olduğu 'On Medya'ya Diyarbakır'da, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de stüdyo açan, Londra, Brüksel, Berlin, Paris, Bakü, Tahran, Bağdat, Kudüs, Darüsselam, Moskova, Pekin, Kudüs ve Washington'da canlı yayın noktaları oluşturan, merdivenaltı ve korsan sözde 200 TL'lik gazeteci müsveddesi çakallar için korkulu rüya olan Yeni Marmara Gazetesi'nin pek sevgili ve de kıymetli patronu Orhan Efe'nin (Faruk abisinden bir tık daha cömert) memleketi olmakla ünlü, Bursa'nın Uluslararası (şu an yurtiçine de yurtdışına da uçulamayan) Havalimanı'na ev sahipliği yapan, Otomotiv Test Merkezi başka bahara kalan, hızlı trene olan hasreti her geçen gün artan, Yenişehir-Bilecik, Yenişehir-İnegöl yollarının yapımı adeta bitmeyen aşk hikayesine dönen, azcık dedikoduyu seven ama çoğunlukla mübarek insanların yaşadığı şirin ilçemiz Yenişehir'in başına, tarih boyunca böyle bir kaymakam gelmemiştir. Yenişehirli esnaflar, tıpkı Recep Altepe gibi "Allah'ım neydi günahım" türküsünü solo değil koro halinde söylüyorlar.
Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu
Kaymakam deyip geçmeyin. İlçede, hükümetin başı kaymakamdır. En büyük mülki amirdir. Kaymakamlığa sadece mülki idare amirliği sınıfından olanlar vekalet edebilir. Çok önemli ama çok önemli bir makamdır. Kaymakam; kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının uygulanmasını sağlar, bunların verdiği yetkiyi kullanır ve ödevleri yerine getirir. Kaymakam, valinin talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Adli ve askeri teşkilat hariç, kamu kurumları kaymakamın emrindedir.
Gelelim yazımızın kahramanı Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu'na. Ne güzel bir soyadı var; 'Seyitoğlu'. Yenişehir'de birçok insanın kulağına eğilip; "Benim sadece soyadım değil. Ben gerçekten Seyyid oğluyum" diyerek fısıldıyormuş. Peygamber Efendimizin; "Kızım Fatıma! Baban, peygamber diye güvenme. Rabbine karşı kulluk vazifeni yap. Yoksa, senin namına ben bile birşey yapamam" şeklindeki uyarısını çok iyi bilmen gerekiyor değil mi Seyyid oğlu!..
1870-1872 arası görev yapan kayıtlardaki ilk Yenişehir Kaymakamı Hacı Şakir Bey'den bu yana böyle bir kaymakam görmedi Yenişehir. Devletimize olan saygımızdan dolayı, Suat Seyitoğlu'nun icraatlarına övgü ya da eleştiri yapmayacağım. Ancak Suat Seyitoğlu'nun bedavacı alışkanlığı olduğu, beleşe yemeyi ve içmeyi çok sevdiği, bu durumun da ilçe esnafını bezdirmiş olduğu Yenişehirliler tarafından dillendiriliyor. Aziz milletimizin geleneklerinde, gelen misafire ikramda bulunmak, en iyi şekilde ağırlamak çok önemlidir. (Duydun mu? Basın darbesini önleyen, ışıkları kapatıp gelen misafirlerine çay, kahve ısmarlamayıp tasarruf ettiğini düşünen en kahraman belediye başkanı!..) İkram iyidir, iyidir de sürekli olmaz. Misafirlik dediğin de ilelebet sürmez. İlk etapta göreve yeni başlayan kaymakamı misafir kabul eden Yenişehirli esnaflar, kaymakamın neredeyse 5 yıldır misafir statüsünde hareket etmesinden çok rahatsızlar. Yenişehirli esnafın başlıca şikayetleri aynen şöyle;
Muhtarlar, sivil toplum örgütleri, işadamları tarafından Yenişehir’de kurulan ziyafet sofralarını Kaymakam beyin hiç kaçırmadığı, sofraya servis edilmeyen yiyecek varsa, israf olmasın diye paket yaptırıp evine götürdüğü dilden dile söyleniyor.
Yenişehir Müftülüğü'nün bahçesindeki zeytin ağacının üzerindeki zeytinleri bile, israf olmasın diye toplatıp, makamına gönderilmesini istediği iddia ediliyor. İsraf konusunda son derece hassas olan Kaymakam bey, aynı zamanda oldukça cömert. Kendisine ve o an yanında bulunan herkese (yanında her zaman ortalama 5 ile 15 kişi bulunur) yemek, çay, kahve söyler, ama sadece söyler, parasını ödeyip ödemediği bilinmiyor. 1 değil, 2 değil, 10 değil, 100 değil. Bıktık artık. İŞKUR'un Toplum Yararına Programlar (TYP) kapsamında istihdam ettiği kişiyi, kaymakamlık lojmanının bahçesinde oluşturduğu kümese bekçi yapan ve bütün gün tavuk ve gezen tavuk yumurtası peşinde koşturan işçiye 1 tek gezen tavuk yumurtası bile vermediği, bu yüzden işçinin bir deri bir kemik kaldığı herkesin dilinde. Hakkını yemeyelim, Kaymakam bey sempatik, güler yüzlü, spor giyinmeyi seven ama yemekten içmekten dolayı göbeğini bir türlü eritemeyen çok kıymetli ve de sevgili bir büyüğümüzdür."
Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu'nun, yaklaşık 5 yıldır misafir statüsünden ve ikramları asla geri çevirmemesinden çok bunalan Yenişehir esnafı, çareyi Bursalı Kuşçubaşı'nın (elektronik olan-olmayan) posta kutusuna şikayet mesajlarını koymakta bulmuş. Seslerini benim vasıtamla Bursa Valisi Sayın Yakup Canbolat'a, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a duyurmak istemişler. Neden beni seçtiler anlamadım. Oysa Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) diye bir kurum var. Oraya başvurabilirlerdi. Sanırım Yenişehir Kaymakamı Suat Seyitoğlu'nun, Ankara'da başta İçişleri olmak üzere çok sayıda bakanlıkta akrabası varmış. Sırtını, Ankara'da sağlam yere dayamış diyorlar. Sırtını sağlam yere dayadığı için mi Ankara'dan gelen; "Kaymakam ve Valiler, kendilerine 'militan' diyen CHP Eski Milletvekili Berhan Şimşek ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dava açılsın" talebini duymamazlığa geliyor? (Bu yazının ardından Yenişehir Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusu için koşarsa, önce Ankara'dan gelen talebi yerine getirsin, Bursalı Kuşçubaşı için ise 'canı nasıl istiyorsa' öyle yapsın.)
Yenişehirli esnaflardan gelen bu şikayet mesajlarının doğruluğunu araştıran gazetemiz istihbarat servisi çalışanları, mesajlarda yer almayan birçok yeni iddia ile karşılaşmış. En ilginç olanı da 'ceviz' meselesi. Pandemi öncesi birgün, Kaymakam beyin canı ceviz çekmiş. Yenişehir Koyunhisar Köyü'nde tohumculuk faaliyetinin yanı sıra ceviz üretimi de yapan büyük bir firmadan, 3 çuval ceviz (kırılmış ve kabuklarından ayıklanmış) istemiş. Cevizlerin kırılma ve kabuklarından ayıklanma işleminin tamamlanmasının ardından, kırsal asayiş hizmetinde kullanılması için tahsis edilmiş kamu aracıyla, itina ile kırılan ve kabuklarından ayrılan 3 çuval ceviz, Yenişehir Kaymakamlık Lojmanı'na teslim edilmiş.
Ceviz çuvalı
Kaymakam beye, itina ile kırılmış ve kabuklarından ayrılmış cevizler afiyet şeker olsun da gazetemiz istihbarat ve haber merkezinde çalışan basın emekçisi arkadaşlar arasında kriz çıkmış. "3 çuval kırılmış ve kabuklarından ayrılmış ceviz, kırılmamış ve kabuklarından ayrılmamış kaç çuval ceviz eder?" sorusu, basın emekçileri arasında yoğun tartışmalara yol açmış. Ağırlıklı görüş; 6 çuval, ortalama görüş 9 çuval, azınlıkta kalan görüş 12 çuval. Kıymetli Yeni Marmara Gazetesi okuyucularımızın da "3 çuval kırılmış ve kabuklarından ayrılmış ceviz, kaç çuval kırılmamış ve kabuklarından ayrılmamış ceviz eder?" sorusu konusunda görüş bildirmelerini özellikle rica ediyorum.
Ceviz Kıracağı
Bursalı Kuşçubaşı olarak benim cevabım ise; "Bu konuda belirleyici olan, kırılan ve kabuğundan ayrılan cevizin cinsidir. Cevizler; kalın kabuklu, ince kabuklu ve çok ince kabuklu olmak üzere üçe ayrılır. Cevizin cinsi konusunda elimizde yeterli bilgi olmadığı için tahmin hakkımı kullanamıyorum. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki her türlü cevizi kıranlar, kırılan ve kabuğundan ayrılan cevizi yiyenler, Bursalı Kuşçubaşı'nın radarına yakalanıverir. Ne demişti Bursalı Kuşçubaşı geçmiş yazısında; dün yediğin hurmalar, bugün seni tırmalar!.."
Eyyy Yenişehirliler!.. Bu iş, Nasreddin Hoca ile Timur'un Fil'i meselesine dönmesin. Beni yarı yolda bırakmayın. 3 vakte kadar Sayın Valimizin, Sayın İçişleri Bakanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın göndereceği, tebdili kıyafetli (Merhum efsane Vali Recep Yazıcıoğlu'nu rahmetle analım) bir müfettişe olan biteni dosdoğru anlatmazsanız, Suat Seyitoğlu'nun yaş haddinden emekli olana kadar (en az 20 sene var) Yenişehir Kaymakamı olarak kalması için, ülke genelinde kampanya başlatırım. O yüzden Bursa'nın şirin ilçesi Yenişehir'i, Nasreddin Hoca-Timur'un Fil'i hikayesine benzer bir şekilde fıkralara konu edip, bütün ülkeye güldürmeyelim.
Kaymakam Sayın Suat Seyitoğlu'nun tayin yeri konusunda da acizane bir önerim olacak. Bursa'nın bir diğer şirin ilçesine, yani belediyenin ışıklarını kapatan, misafirlerine ve belediyeye gelen vatandaşlarına bir bardak çayı çok gören, basının darbe girişimine en kahramanca direnen başkanın olduğu ilçeye Kaymakam olsun. En kahraman başkanı hidayete erdirip, kesinlikle doğru yola iletir ve sosyal medya paylaşımlarını beğenmeyen belediye personeline parmak sallamaktan da vazgeçirir...
Bu arada Yenişehir Tapu Müdürlüğü'nün, İznik Yolu'nda inşaatı yeni yapılan binaya aylık 15 bin küsur kira verip, bankaların ve bankamatiklerin bulunduğu şehrin göbeğinden neden uzaklaşarak vatandaşı perişan ettiği, hali vakti yerinde olanlara (eş, dost, akraba) emtia alınıp, fatura bedellerinin fakir fukara için kurulmuş vakıflardan ödenip ödenmediği, kamu araçlarının özel işlerde kullanılıp kullanılmadığı, işadamlarına bağış baskısı yapılıp yapılmadığı, hayatın olağan akışına aykırı olarak kamu görevlilerinin mal varlıklarında artış olup olmadığı ve bunlara benzer yığınla iddia var. Ciddi bulduğumuz iddiaları, muhataplarına sormak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek, gazeteci olarak olarak vazgeçilmez kamusal sorumluluğumuzdur.
Milli Görüş'ün lideri 54. Hükümetin efsane Başbakanı rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Başbakanlığı sırasında Trabzon'a gider ve valiliği ziyaret eder. Trabzon Valisi, makam koltuğunu Erbakan hocaya bırakır. Başbakan Erbakan Hoca; "Sayın Vali, o koltuk sizin makamınız. Biz burada misafiriz. Lütfen siz oturun koltuğunuza" diyerek, mülki idare makamına duyduğu saygıyı en güzel şekilde göstermiştir. Kaymakamlık ve Valilik makamları, devletimizin en önemli kurumları arasında gelmektedir. Bu makamların yıpratılmaması; halkımızın, sivil toplum örgütlerinin, yazılı ve görsel basının sorumluluğundan çok daha fazla, o makamlarda oturan kişilerin sorumlu davranışları ile mümkündür.
ÖNEMLİ NOT: Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu gazetemiz yöneticilerine, köşe yazımız içeriğinde geçen iddiaların asılsız olduğu ile ilgili bir açıklama yapacağını belirtmiş, ancak gazetemiz baskıya girdiği saate kadar beklenen açıklama gazetemize ulaşmamıştır. Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu, cevap hakkını istediği zaman kullanabilir. Yeni Marmara Gazetesi'nin sayfaları, kendisine her zaman açıktır.
ÖNEMLİ DİPNOT:
Çok kıymetli okuyucularım!.. (Gerçek ve Tüzel Kişiler)
Kamu menfaatine aykırı davranan, kanun, yönetmelik ve genelgelere uymayan, vatandaşa tepeden bakıp hor gören, helalden uzaklaşıp harama bulaşan gerçek ve tüzel kişi kim varsa, özellikle kamu görevlileri başta olmak üzere her türlü işyeri, işadamı, gazeteci (merdivenaltı medya dahil), bilgi ve belgelerinizi Demirtaşpaşa Mahallesi, İnönü Caddesi 5. Demir Sokak, No:1 Kat:2 Osmangazi-Bursa adresine ya da yenimarmara16@gmail.com elektronik posta adresine gönderirseniz, gelen bilgi ve belgelerin gerçek olduğu gazetemiz istihbarat ve hukuk müşavirleri tarafından onaylanırsa, bana ulaştırılır. Ben de yazı konusu yapar, ilgili ve yetkili kişi-kuruluşları göreve davet ederim.
Tabiki pek kıymetli ve sevgili patronum yönetim kurulu başkanımız Orhan Efe, yazılarımı sansürleyip çöpe atmazsa. (İlk dört yazımın yüzde 95'i çöpe gitmiş bu arada. Yüzde 5'le ortalık karışıyorsa, gerisini düşünemiyorum. İşte bu yüzden Orhan Efe'nin yüksek volümlü; 'Başlarım senin editöryal özgürlüğüne' çıkışlarına ses edemiyorum.) Orhan Efe'yi de fazla üzmemeye çalışıyorum, köşeyi geç bulduk, çabuk kaybetmeyelim. Adım; Bursalı Kuşçubaşı. Elimden gelen budur.
Bilgi ve belgeleri bize ulaştıran kişi ve kuruluşların kimliği kesinlikle gizli tutulacak ve asla açıklanmayacaktır. 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 12. Maddesi: "Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz." diyor.
Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) Kararları; "Sade vatandaşın haricinde, kamuya malolmuş kişiler, şahsiyetler ve siyasetçilerin, kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanması gerektiği, ayrıca güvence altına alınan ifade özgürlüğü, sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirler değil, aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadelerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir." diyor.
"Gazetecilik; birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır, gerisi halkla ilişkilerdir" demiş George Orwell. Eyy George abi! Bursalı gazetecilerin alayı (küçük bir kısmı hariç), halkla ilişkilerci oldu. Bursalı Kuşçubaşı, hepsinin ayarını bozdu, aziz milletimiz de sayemizde gazeteci gördü. (Mütevazi olmayacağım.)
Her Pazartesi günü, Yeni Marmara Gazetesi'ne beklerim efendim.
Bursalı Kuşçubaşı
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BURSALI KUŞÇUBAŞI
BURSALI KUŞÇUBAŞI YAZIYOR...
Resti gören genel merkezin elinde, belediye başkanının birçok dosyası ve görüntülerinin olduğu, bir daha asla AK Parti'de siyaset yapmasına izin verilmeyeceği fısıldanıyor Ankara'daki kuşlarımıza. Belediye Başkanı her ne kadar istifa etmeyi düşünmüyorum dese de tüm bu yaşananlardan sonra el mi yaman, bey mi yaman göreceğiz. Çok yakındır, Türkiye üç vakte kadar istifa haberi ile çalkalanır. Haaa başkanlıktan mı istifa eder yoksa partisinden mi bilemem. Umarım sonunu da düşünüyordur. Haydi hayırlısı. Bizi ilgilendiren konu, aynı durumun Türkiye’de diğer belediye başkanlarına sirayet edip etmeyeceği. Bir kaç ay önce de Şanlıurfa Siverek Belediye Başkanı istifa et(tiril)mişti." demiştik.
Ankara'daki kuşlarımızın, Bursalı Kuşçubaşı'na ulaştırdıkları kulis bilgileri gerçek oldu ve kendi vilayetine çok yakın bir büyükşehir belediye başkanı ile ters düşen Nevşehir'in AK Partili Belediye Başkanı Rasim Arı, geçtiğimiz Cuma günü istifa ettiğini açıkladı. Nevşehir Belediye Meclisi, kendi arasından yeni başkanı önümüzdeki günlerde seçecek. Bu arada başkanlık görevine, Başkan Yardımcısı ve AK Parti Belediye Meclis Üyesi olan Ersan Erkut vekalet edecek.
Nevşehir AK Partili Belediye Başkanı Rasim Arı
Her il de, her ilçe de, her belde de, her köy de, her mezra da kuşlarımız var çok şükür. Kimliksiz Bursalı Kuşçubaşı, sözde kimlikli gezenleri geçtiğimiz hafta boyunca hop oturttu, hop kaldırdı. Sizi gidi kimlikli gezen kimliksizler sizi!.. Kendisi ile zerrece alakası olmayan bir haber ile ilgili resmini bahane ederek algı operasyonu yapıldığını iddia eden, 'darbe girişimi' başlıklı bir bildiri yayınlayarak algı operasyonu yapmaya kalkışan, onu da eline yüzüne bulaştıran zat-ı muhterem!.. "Algıyı, malgıyı, darbe girişimini bırak, halkın mesajına bak!.. Resmini değil, daha iyi hafızalarda yer etsin diye karikatürünü basacağız" başlıklı yazımız, ne yazık ki Yeni Marmara Gazetesi yönetiminin sansürüne takıldı.
En Kahraman Belediye Başkanı
Beldesindeki sözde darbe girişimini önleyen en kahraman başkan!.. Bursalı Kuşçubaşı senin çocukluğuna kadar inip, hafızanı geri getirecek idi ancak buzdolabında mahsur kaldık...
"İflas etmiş bir belediye teslim aldım. Geçmiş dönemden çok borç kaldı. Personel maaşlarını ödemenin dışında hiçbir hizmet yapamıyorum" diye sızlanırken, AK Parti Genel Merkezi'nden fırçayı sert yiyince, kendisinin de içinde olduğu önceki dönem AK Partili belediye yönetimini eleştirmeyi kesen sen...
"Belediyenin parası yok, borcu çok. Bize yardım edin" diye ağlayınca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum; "Ne diyorsun başkan. Ağlayıp sızlama. Tek bir proje bile üretmemişsin. Sızlayacağına, sen önce proje üret, biz bakanlık olarak gereğini yaparız" diyerek herkesin içinde azarlanan sen...
Hafızan yerine gelmeye başladı mı? Ne de güzel dünyan var, bedavaya terapistlik, bedavaya reklam da yapıyoruz sana!.. Herkesle dalaş, Yeni Marmara Gazetesi'ni dolaş!.. Herkes işini yapsın, iletişim kazaları yaşanmasın diye seninle ilgili esas yazıyı buzdolabına koydu gazete yönetimi.
Hadi bye bye, en kahraman belediye başkanı!..
BU NASIL KAYMAKAM? YENİŞEHİR, TARİH
BOYUNCA BÖYLESİNİ GÖRMEDİ!..
Osmanlı'ya ilk başkentlik yapmakla, Türkiye'nin en verimli ovasına sahip olup 30 çeşit biber üretmekle, manda kaymağı, köpük helvası, kasap köftesi gibi yiyecekleriyle, İznik'teki iki masalı köfte dükkanından ülkenin köfte imparatoru olan Köfteci Yusuf'un ve kasaba gazeteciliğinden metropol gazeteciliğine, kasaba televizyonculuğundan galaksi yayıncılığına terfi eden, Netfliks, Exxen, Gain, Blu, Puhu gibi dijital medya baronlarına nispet edercesine, sahibi olduğu 'On Medya'ya Diyarbakır'da, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de stüdyo açan, Londra, Brüksel, Berlin, Paris, Bakü, Tahran, Bağdat, Kudüs, Darüsselam, Moskova, Pekin, Kudüs ve Washington'da canlı yayın noktaları oluşturan, merdivenaltı ve korsan sözde 200 TL'lik gazeteci müsveddesi çakallar için korkulu rüya olan Yeni Marmara Gazetesi'nin pek sevgili ve de kıymetli patronu Orhan Efe'nin (Faruk abisinden bir tık daha cömert) memleketi olmakla ünlü, Bursa'nın Uluslararası (şu an yurtiçine de yurtdışına da uçulamayan) Havalimanı'na ev sahipliği yapan, Otomotiv Test Merkezi başka bahara kalan, hızlı trene olan hasreti her geçen gün artan, Yenişehir-Bilecik, Yenişehir-İnegöl yollarının yapımı adeta bitmeyen aşk hikayesine dönen, azcık dedikoduyu seven ama çoğunlukla mübarek insanların yaşadığı şirin ilçemiz Yenişehir'in başına, tarih boyunca böyle bir kaymakam gelmemiştir. Yenişehirli esnaflar, tıpkı Recep Altepe gibi "Allah'ım neydi günahım" türküsünü solo değil koro halinde söylüyorlar.
Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu
Kaymakam deyip geçmeyin. İlçede, hükümetin başı kaymakamdır. En büyük mülki amirdir. Kaymakamlığa sadece mülki idare amirliği sınıfından olanlar vekalet edebilir. Çok önemli ama çok önemli bir makamdır. Kaymakam; kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının uygulanmasını sağlar, bunların verdiği yetkiyi kullanır ve ödevleri yerine getirir. Kaymakam, valinin talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Adli ve askeri teşkilat hariç, kamu kurumları kaymakamın emrindedir.
Gelelim yazımızın kahramanı Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu'na. Ne güzel bir soyadı var; 'Seyitoğlu'. Yenişehir'de birçok insanın kulağına eğilip; "Benim sadece soyadım değil. Ben gerçekten Seyyid oğluyum" diyerek fısıldıyormuş. Peygamber Efendimizin; "Kızım Fatıma! Baban, peygamber diye güvenme. Rabbine karşı kulluk vazifeni yap. Yoksa, senin namına ben bile birşey yapamam" şeklindeki uyarısını çok iyi bilmen gerekiyor değil mi Seyyid oğlu!..
1870-1872 arası görev yapan kayıtlardaki ilk Yenişehir Kaymakamı Hacı Şakir Bey'den bu yana böyle bir kaymakam görmedi Yenişehir. Devletimize olan saygımızdan dolayı, Suat Seyitoğlu'nun icraatlarına övgü ya da eleştiri yapmayacağım. Ancak Suat Seyitoğlu'nun bedavacı alışkanlığı olduğu, beleşe yemeyi ve içmeyi çok sevdiği, bu durumun da ilçe esnafını bezdirmiş olduğu Yenişehirliler tarafından dillendiriliyor. Aziz milletimizin geleneklerinde, gelen misafire ikramda bulunmak, en iyi şekilde ağırlamak çok önemlidir. (Duydun mu? Basın darbesini önleyen, ışıkları kapatıp gelen misafirlerine çay, kahve ısmarlamayıp tasarruf ettiğini düşünen en kahraman belediye başkanı!..) İkram iyidir, iyidir de sürekli olmaz. Misafirlik dediğin de ilelebet sürmez. İlk etapta göreve yeni başlayan kaymakamı misafir kabul eden Yenişehirli esnaflar, kaymakamın neredeyse 5 yıldır misafir statüsünde hareket etmesinden çok rahatsızlar. Yenişehirli esnafın başlıca şikayetleri aynen şöyle;
Muhtarlar, sivil toplum örgütleri, işadamları tarafından Yenişehir’de kurulan ziyafet sofralarını Kaymakam beyin hiç kaçırmadığı, sofraya servis edilmeyen yiyecek varsa, israf olmasın diye paket yaptırıp evine götürdüğü dilden dile söyleniyor.
Yenişehir Müftülüğü'nün bahçesindeki zeytin ağacının üzerindeki zeytinleri bile, israf olmasın diye toplatıp, makamına gönderilmesini istediği iddia ediliyor. İsraf konusunda son derece hassas olan Kaymakam bey, aynı zamanda oldukça cömert. Kendisine ve o an yanında bulunan herkese (yanında her zaman ortalama 5 ile 15 kişi bulunur) yemek, çay, kahve söyler, ama sadece söyler, parasını ödeyip ödemediği bilinmiyor. 1 değil, 2 değil, 10 değil, 100 değil. Bıktık artık. İŞKUR'un Toplum Yararına Programlar (TYP) kapsamında istihdam ettiği kişiyi, kaymakamlık lojmanının bahçesinde oluşturduğu kümese bekçi yapan ve bütün gün tavuk ve gezen tavuk yumurtası peşinde koşturan işçiye 1 tek gezen tavuk yumurtası bile vermediği, bu yüzden işçinin bir deri bir kemik kaldığı herkesin dilinde. Hakkını yemeyelim, Kaymakam bey sempatik, güler yüzlü, spor giyinmeyi seven ama yemekten içmekten dolayı göbeğini bir türlü eritemeyen çok kıymetli ve de sevgili bir büyüğümüzdür."
Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu'nun, yaklaşık 5 yıldır misafir statüsünden ve ikramları asla geri çevirmemesinden çok bunalan Yenişehir esnafı, çareyi Bursalı Kuşçubaşı'nın (elektronik olan-olmayan) posta kutusuna şikayet mesajlarını koymakta bulmuş. Seslerini benim vasıtamla Bursa Valisi Sayın Yakup Canbolat'a, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a duyurmak istemişler. Neden beni seçtiler anlamadım. Oysa Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) diye bir kurum var. Oraya başvurabilirlerdi. Sanırım Yenişehir Kaymakamı Suat Seyitoğlu'nun, Ankara'da başta İçişleri olmak üzere çok sayıda bakanlıkta akrabası varmış. Sırtını, Ankara'da sağlam yere dayamış diyorlar. Sırtını sağlam yere dayadığı için mi Ankara'dan gelen; "Kaymakam ve Valiler, kendilerine 'militan' diyen CHP Eski Milletvekili Berhan Şimşek ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dava açılsın" talebini duymamazlığa geliyor? (Bu yazının ardından Yenişehir Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusu için koşarsa, önce Ankara'dan gelen talebi yerine getirsin, Bursalı Kuşçubaşı için ise 'canı nasıl istiyorsa' öyle yapsın.)
Yenişehirli esnaflardan gelen bu şikayet mesajlarının doğruluğunu araştıran gazetemiz istihbarat servisi çalışanları, mesajlarda yer almayan birçok yeni iddia ile karşılaşmış. En ilginç olanı da 'ceviz' meselesi. Pandemi öncesi birgün, Kaymakam beyin canı ceviz çekmiş. Yenişehir Koyunhisar Köyü'nde tohumculuk faaliyetinin yanı sıra ceviz üretimi de yapan büyük bir firmadan, 3 çuval ceviz (kırılmış ve kabuklarından ayıklanmış) istemiş. Cevizlerin kırılma ve kabuklarından ayıklanma işleminin tamamlanmasının ardından, kırsal asayiş hizmetinde kullanılması için tahsis edilmiş kamu aracıyla, itina ile kırılan ve kabuklarından ayrılan 3 çuval ceviz, Yenişehir Kaymakamlık Lojmanı'na teslim edilmiş.
Ceviz çuvalı
Kaymakam beye, itina ile kırılmış ve kabuklarından ayrılmış cevizler afiyet şeker olsun da gazetemiz istihbarat ve haber merkezinde çalışan basın emekçisi arkadaşlar arasında kriz çıkmış. "3 çuval kırılmış ve kabuklarından ayrılmış ceviz, kırılmamış ve kabuklarından ayrılmamış kaç çuval ceviz eder?" sorusu, basın emekçileri arasında yoğun tartışmalara yol açmış. Ağırlıklı görüş; 6 çuval, ortalama görüş 9 çuval, azınlıkta kalan görüş 12 çuval. Kıymetli Yeni Marmara Gazetesi okuyucularımızın da "3 çuval kırılmış ve kabuklarından ayrılmış ceviz, kaç çuval kırılmamış ve kabuklarından ayrılmamış ceviz eder?" sorusu konusunda görüş bildirmelerini özellikle rica ediyorum.
Ceviz Kıracağı
Bursalı Kuşçubaşı olarak benim cevabım ise; "Bu konuda belirleyici olan, kırılan ve kabuğundan ayrılan cevizin cinsidir. Cevizler; kalın kabuklu, ince kabuklu ve çok ince kabuklu olmak üzere üçe ayrılır. Cevizin cinsi konusunda elimizde yeterli bilgi olmadığı için tahmin hakkımı kullanamıyorum. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki her türlü cevizi kıranlar, kırılan ve kabuğundan ayrılan cevizi yiyenler, Bursalı Kuşçubaşı'nın radarına yakalanıverir. Ne demişti Bursalı Kuşçubaşı geçmiş yazısında; dün yediğin hurmalar, bugün seni tırmalar!.."
Eyyy Yenişehirliler!.. Bu iş, Nasreddin Hoca ile Timur'un Fil'i meselesine dönmesin. Beni yarı yolda bırakmayın. 3 vakte kadar Sayın Valimizin, Sayın İçişleri Bakanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın göndereceği, tebdili kıyafetli (Merhum efsane Vali Recep Yazıcıoğlu'nu rahmetle analım) bir müfettişe olan biteni dosdoğru anlatmazsanız, Suat Seyitoğlu'nun yaş haddinden emekli olana kadar (en az 20 sene var) Yenişehir Kaymakamı olarak kalması için, ülke genelinde kampanya başlatırım. O yüzden Bursa'nın şirin ilçesi Yenişehir'i, Nasreddin Hoca-Timur'un Fil'i hikayesine benzer bir şekilde fıkralara konu edip, bütün ülkeye güldürmeyelim.
Kaymakam Sayın Suat Seyitoğlu'nun tayin yeri konusunda da acizane bir önerim olacak. Bursa'nın bir diğer şirin ilçesine, yani belediyenin ışıklarını kapatan, misafirlerine ve belediyeye gelen vatandaşlarına bir bardak çayı çok gören, basının darbe girişimine en kahramanca direnen başkanın olduğu ilçeye Kaymakam olsun. En kahraman başkanı hidayete erdirip, kesinlikle doğru yola iletir ve sosyal medya paylaşımlarını beğenmeyen belediye personeline parmak sallamaktan da vazgeçirir...
Bu arada Yenişehir Tapu Müdürlüğü'nün, İznik Yolu'nda inşaatı yeni yapılan binaya aylık 15 bin küsur kira verip, bankaların ve bankamatiklerin bulunduğu şehrin göbeğinden neden uzaklaşarak vatandaşı perişan ettiği, hali vakti yerinde olanlara (eş, dost, akraba) emtia alınıp, fatura bedellerinin fakir fukara için kurulmuş vakıflardan ödenip ödenmediği, kamu araçlarının özel işlerde kullanılıp kullanılmadığı, işadamlarına bağış baskısı yapılıp yapılmadığı, hayatın olağan akışına aykırı olarak kamu görevlilerinin mal varlıklarında artış olup olmadığı ve bunlara benzer yığınla iddia var. Ciddi bulduğumuz iddiaları, muhataplarına sormak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek, gazeteci olarak olarak vazgeçilmez kamusal sorumluluğumuzdur.
Milli Görüş'ün lideri 54. Hükümetin efsane Başbakanı rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Başbakanlığı sırasında Trabzon'a gider ve valiliği ziyaret eder. Trabzon Valisi, makam koltuğunu Erbakan hocaya bırakır. Başbakan Erbakan Hoca; "Sayın Vali, o koltuk sizin makamınız. Biz burada misafiriz. Lütfen siz oturun koltuğunuza" diyerek, mülki idare makamına duyduğu saygıyı en güzel şekilde göstermiştir. Kaymakamlık ve Valilik makamları, devletimizin en önemli kurumları arasında gelmektedir. Bu makamların yıpratılmaması; halkımızın, sivil toplum örgütlerinin, yazılı ve görsel basının sorumluluğundan çok daha fazla, o makamlarda oturan kişilerin sorumlu davranışları ile mümkündür.
ÖNEMLİ NOT: Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu gazetemiz yöneticilerine, köşe yazımız içeriğinde geçen iddiaların asılsız olduğu ile ilgili bir açıklama yapacağını belirtmiş, ancak gazetemiz baskıya girdiği saate kadar beklenen açıklama gazetemize ulaşmamıştır. Yenişehir Kaymakamı Sayın Suat Seyitoğlu, cevap hakkını istediği zaman kullanabilir. Yeni Marmara Gazetesi'nin sayfaları, kendisine her zaman açıktır.
ÖNEMLİ DİPNOT:
Çok kıymetli okuyucularım!.. (Gerçek ve Tüzel Kişiler)
Kamu menfaatine aykırı davranan, kanun, yönetmelik ve genelgelere uymayan, vatandaşa tepeden bakıp hor gören, helalden uzaklaşıp harama bulaşan gerçek ve tüzel kişi kim varsa, özellikle kamu görevlileri başta olmak üzere her türlü işyeri, işadamı, gazeteci (merdivenaltı medya dahil), bilgi ve belgelerinizi Demirtaşpaşa Mahallesi, İnönü Caddesi 5. Demir Sokak, No:1 Kat:2 Osmangazi-Bursa adresine ya da yenimarmara16@gmail.com elektronik posta adresine gönderirseniz, gelen bilgi ve belgelerin gerçek olduğu gazetemiz istihbarat ve hukuk müşavirleri tarafından onaylanırsa, bana ulaştırılır. Ben de yazı konusu yapar, ilgili ve yetkili kişi-kuruluşları göreve davet ederim.
Tabiki pek kıymetli ve sevgili patronum yönetim kurulu başkanımız Orhan Efe, yazılarımı sansürleyip çöpe atmazsa. (İlk dört yazımın yüzde 95'i çöpe gitmiş bu arada. Yüzde 5'le ortalık karışıyorsa, gerisini düşünemiyorum. İşte bu yüzden Orhan Efe'nin yüksek volümlü; 'Başlarım senin editöryal özgürlüğüne' çıkışlarına ses edemiyorum.) Orhan Efe'yi de fazla üzmemeye çalışıyorum, köşeyi geç bulduk, çabuk kaybetmeyelim. Adım; Bursalı Kuşçubaşı. Elimden gelen budur.
Bilgi ve belgeleri bize ulaştıran kişi ve kuruluşların kimliği kesinlikle gizli tutulacak ve asla açıklanmayacaktır. 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 12. Maddesi: "Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz." diyor.
Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) Kararları; "Sade vatandaşın haricinde, kamuya malolmuş kişiler, şahsiyetler ve siyasetçilerin, kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanması gerektiği, ayrıca güvence altına alınan ifade özgürlüğü, sadece zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirler değil, aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadelerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir." diyor.
"Gazetecilik; birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır, gerisi halkla ilişkilerdir" demiş George Orwell. Eyy George abi! Bursalı gazetecilerin alayı (küçük bir kısmı hariç), halkla ilişkilerci oldu. Bursalı Kuşçubaşı, hepsinin ayarını bozdu, aziz milletimiz de sayemizde gazeteci gördü. (Mütevazi olmayacağım.)
Sizi gidi kimlikli gezen kimliksiz, kişiliksiz gazeteci müsveddeleri, köşe yastıkları sizi!..
Her Pazartesi günü, Yeni Marmara Gazetesi'ne beklerim efendim.
Bursalı Kuşçubaşı