Hava Durumu

BURSALILAR'IN ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI'NDAN ÖNCELİKLİ BEKLENTİLERİ...

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2021 16:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2021 16:36

Ülkemiz de son yılarda yaşanılan pek çok doğa olaylarına her yıl yenileri ekleniyor.

Dikkat edin her bir doğa olayı bir öncekinden daha korkunç ve de etkileyici şekilde karşımıza çıkıyor.

Daha çok para kazanma hırsının aklın önüne geçtiği, sorumluların sorumsuzluğu devam ettikçe kim bilir daha neler yaşayıp neler göreceğiz.

Her fırsatta dile getiriyoruz.

Bursa'nın öncelikli çözüm bekleyen en önemli sorunu hava ve çevre kirliliğidir.

Adeta yerleşim bölgeleriyle iç içe girmiş organize sanayi bölgelerine hala yenilerinin eklenmesi çabasındalar.
Sözüm ona, sen fabrikanın bacasından kimyasal gaz salacaksın, masraf olmasın diye arıtmanı gerekli kapasitede çalıştırmayacaksın, havayı, toprağı, akarsularını kirleteceksin, yer altı su kaynaklarını çekip tüketeceksin sonra da çıkıp "Şu kadar yüz kişiye istihdam sağlıyorum" diyeceksin.

Hadi bu sözde iş insanları vicdan sahibi değil peki bu saydığım olumsuzlukları denetlemek ve yaptırım uygulamakla görevli devletin kurum ve kuruluşlarına ne demeli? Diyecek bir şey bulamadığımıza göre sorunun çözüm adresi en tepedeki isimle başlayalım.

Kentimize en çok gelen ve de yatırım yapan bakanlık Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'dur.

Her gelişinde görevimiz icabı Bakan Bey'i takip ediyor gelişmeleri sizlere aktarıyoruz.

Şunu samimiyetimle söyleyebilirim ki Bakan Kurum, Bursa'ya gelişlerinde ya kentsel dönüşüm ya da millet bahçesi projelerini açıklıyor ya da bu yönde yapılacak planlamaları anlatıyor.

Halbuki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adı üzerinde aynı zaman da çevreden de sorumlu.

Yani, insanların daha doğrusu tüm canlıların sağlıklı ortam ve koşullarda yaşama hakkını koruyup kollamaktan sorumlu bakandır.

Sayın Bakan Kurum'un Bursa'ya geliş gidişlerin de hiç şahit olmadım, şu dereyi ıslağa ediyoruz projemiz bu ya da arıtma tesisi temeli atıyoruz, çevreyi kirleten şu fabrikaya para cezası veyahut kapatma uygulandığını paylaştığını.

Dolaysıyla Bakan Kurum'dan Bursalıların öncelikli beklentileri şunlardır:

Çelik Palas Oteli'nin arkasındaki eski binaları yıkıp yerine bilmem şu kadar büyüklükte millet bahçesi yapmanız, Yunuseli Havaalanı arazisi için proje hazırlamanız, 1050 Konutlar adına aylardır süren pazarlıklara aracılık etmeniz, Gökdere Parkı’nı genişletmeniz, falanca yere meydan için şu kadar para aktarmanız gibi yapılması öncelikli yatırımlar olmadığı gibi beklentiler ise şunlardır:

Her geçen gün artan hava kirliliği, arıtma tesisi yeterli olmadığı için 120 bin nüfuslu ilçesinin kanalizasyon giderlerinin yıllardır Gemlik Körfezi'ne bırakılması, son bir yıl verilerine göre dünyanın pek çok ülkesinden binlerce ton yük getiren 4 bin adet geminin Gemlik GEMPOT Limanı'na gelişleriyle Körfez'i kirletmeleri, Gemlik Körfezi'nin içdeniz olmasına rağmen GEMPOT Limanı'nın daha da büyütülmeye çalışılması, bölgenin en önemli tarım su kaynağı İznik Gölü arıtma tesisi olmadığı için çevresindeki yerleşim atıklarıyla kirletilmesi, Uludağ'ın eriyen karlarıyla oluşup şehrin neredeyse içinden geçen Nilüfer Deresi'ne bazı sanayi kuruluşlarının bıraktığı kimyasal atıklarla simsiyah akarak Marmara Denizi'ne dökülmesi, yine Nilüfer Deresi'nin 120 kilometrelik güzergahında yer alan binlerce tarım alanlarının buradan sulanıp yetiştirilen sebze ve meyvelerin kent pazarlarında satılmak suretiyle kanser ve benzeri hastalıkların artış göstermesi, sağlık kurumlarının verilerine göre hava kirliliğine bağlı kanser hastalıklarında önemli ölçüde artış görülmeye devam edilmesi, sanayi şehri olmasıyla yere göre sığdıramadığımız Bursa'nın hala Katı Atık Yakma Tesisi’nin olmayışı, bilimsel olarak açıklanmış bu kadar olumsuzluklara rağmen 23 olan organize sanayi bölgesi sayısının daha da artırılmaya çalışılması, kimyasal atıklar nedeniyle kirletilen akarsuları, yer altı su kaynaklarının kontrolsüz tüketilmesi vs.

Tamamı insan sağlığını ilgilendiren çözüm bekleyen sorunlar olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bunları görmemezlikten gelip kentsel dönüşümün peşinden koşması bu kadim kente haksızlıktır.

Elbette Hanlar Bölgesi'nin çevresinin açılması yanı sıra can ve mal güvenliği için kentsel dönüşümler, yeşil park alanları da olmalıdır.

Ama 3 milyon 150 bin yurttaşın sağlığını doğrudan ilgilendiren yaşanabilir bir Bursa beklentisi hepsinden önemlidir.

Belediye başkanlarının adeta seçim dönemiymiş gibi kapı kapı, mahalle mahalle dolaşıp kentsel dönüşüm için vatandaşı ikna turlarına ne demeli?

Halbuki bu çabayı her geçen gün hava kalitesi düşen, akar suları kirletilen, özelliğini yitiren deniz ve göllerimiz için gayret gösterseler kanımca insanlığa yapabilecekleri en büyük hizmet olacaktır.

Dün haberlerde izledik.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, müsilaj deniz salyasıyla mücadele kapsamında Bandırma'da denizi kirleten bir fabrikayı sorununu giderinceye kadar kapatma cezası uygulamış.

Ne kadar komik değil mi?
Denizlerimizin bu duruma gelmesine göz yumanların şimdi görevlerini yapma telaşına düştüklerini şu sıralar sık sık haberlerini göreceğiz!

İlla ki gerekli önlemler almak için denizlerimizin, çevremizin, havamızın içine mi edilmesi gerekiyor?

Çok sıkça kullandığımız bir atasözümüz olan, denize düşen yalına sarılırmış, böyle giderse denizlerimizde sarılacak yılanda kalmayacak!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.