Neden biliyor musunuz?

Çünkü "Birlikten kuvvet doğar" sözünü gerçekte yaşamıyoruz…

*

Hiiiçç kimse kusura bakmasın. Boş gaza, boş heyecana mahal yok!

Herşey ortada.

Yaklaşık 2,5 milyarlık İslam aleminin ilk kıblesini birkaç sivil savunmaya çalışıyor.

Öncelikle bu utanç nüfus yoğunluğu Müslüman olan tüm devletlerindir.

*

Bu kadar insan, bu kadar ülke…

Ne bir birlik ne bir örgütlenme var.

54. Hükümet Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan yıllarca siyonizmi kendi ülkesine anlatmaya çalıştı!

‘Büyük İsrail’i kurmak için çalışıyorlar!!! Mescid-i Aksa’yı yıkıp, Süleyman Mabedi’ni yapmak istiyorlar!!! Eyy Müslüman, uyuma" diye!

Masal geliyordu La Fontaine’den.

*

Ve kendisi de bunun için adımlar attı. Bunlardan en büyüğü D-8 İslam Birliği’dir.

Önce 8 ülke ve 2. etapta 60 Müslüman ülke daha bu organizasyona katılacaktı.

3. etapta da 2. Yalta Konferansı tertip edilecekti...

Ve Dünyada huzur, barış ve kardeşlik tesis edilecekti.

Bunu yapan sen misin?

Gerek iç güçler ve gerekse dış güçler Erbakan Hoca’yi uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptı.

Çünkü bu D-8, Siyonizmin canına ot tıkıyordu…

*

Yine bir konuşmasında; “Bunlar müeyyideden anlar; çünkü inançlarına göre onlar üstün ırk, diğer tüm insanlık ise onların köleleri” diyordu.

“8 milyonluk İsrail için, 1,5 milyar Müslüman Ebabil bekliyorsa; Ebabiller gelse İsrail’i değil, bizi taşlar…”

Erbakan Hoca’nın bu sözü şu anki duruma ne kadar da uygun.

Çünkü Filistinlilerin işi ebabil kuşlarına kalmış durumda...

*

Ülkemizin dört bir yanında İsrail’e karşı konvoylar ve protestolar aniden cereyan etti.

'Kudüs Müslümanlarındır'! sloganıyla bağırıyor herkes…

81 ilde Selalar okunuyor.

Peki bununla ele geçen nedir?

İsrail korkup sindi mi?

Hayır.

Özellikle bu salgın döneminde, zaten zorlu günler geçirirken, ne bu duyarsızlık?

*

Yobaz ve bağnazların Mescid-i Aksa yanarken önündeki danslarını izlediniz mi?

O kadar cahil, o kadar ortadoks, o kadar kendi kalıplarında yaşıyorlar ki...

İnanın ki Türkiye’de ya da başka bir ülkedeki meydanlarda toplanan gruplardan haberleri bile yok.

Neden bu kadar rahatlar biliyor musunuz?

Çünkü 'Birlikten kuvvet doğar 'sözünü gerçekte yaşıyorlar...

Ülkelerini demirden bir zırh ile sardılar. Her gün bu savunmayı daha da güçlendirdiler.

Birlik oldular, örgüt oldular.

Bizim gibi birbirlerine tahammülsüzlükleri yok.

En güçlü diasporalara sahipler.

Birbirleri ile ticaret yapıyor, tüm bilgilerini paylaşıyorlar.

Üretiyor, en hassas ve en önemli sektörlere imzalarını atıyorlar.

Facebook, Instagram, Whatsapp ve daha binlerce yerdeler.

Ki bu medyalar olmasa biliyorsunuz ki Müslüman katliamlarında üç maymunu oynamayı seven dünya medyasının sessizliğine hapis olacaktır.

Buna da alıştık.

*

Yani tamamen ırkçılık, işgal, Büyük İsrail projesi üzerine kurulmuş İsrail devleti hiç durmadan karınca gibi çalışıyor.

Arap birliği ve diğer Müslüman ülkeler, ellerindeki gitar ile ağustos böceği gibi eğleniyor…

Bu şekilde daha çok İnstagram ve Twitter adlı mecralarda “Stopisrael’’ hashtagli post koyarız. Peki kim durduracak?

Pardon doğru, Ebabil Kuşları’nı bekliyoruz...

*

*

Türkiye’de Hükümetin Duruşu

Türkiye, İsrail’in müdahalelerine sesi en çok çıkan ülkelerden.

Lakin icraatta sesi ne kadar fazla çıkıyor ona da bakmak lazım…

Trump yönetimi tarafından Kudüs Israil’in resmi başkenti olarak tanındı.

Buna karşın Türkiye İslam ülkelerini topladı ve Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanıdı.

Öncelikle bu da komik bir adım… Doğu diyerek zaten Kudüs’ü Siyonizm’e teslim ediyorsunuz.

Kudüs’un doğusu batısı olur mu?

Kudüs, Kudüs’tür.

Görselde gördüğünüz bu belge Türkiye ve İsrail arasında Mavi Marmara hususunda tazminata ilişkin usul anlaşması.

Lütfen 6. maddenin 2. paragrafına bakın.

Ankara ve Kudüs ibaresini göreceksiniz…

Trump’a mahal bırakmadan bizim hükümetimiz de üzerine düşeni yapmış.

Yorum sizlere kalmış…

*

*

Aman Efendim Bize ne Filistin’den!

Diyenler olabilir.

Asıl hedef Türkiye’dir, Türkiye!

Yine Erbakan Hoca ne demişti?

'Söz konusu Suriye ise, bilin ki sırada İran ve sonra da Türkiye var.'

Proje tıkır tıkır işliyor… Irak düştü, Suriye düştü..

Suudi Arabistan, Mısır, İran ve Türkiye hedeftedir.

Bu ülkelerin her birinde baş gösteren sıkıntılar sıranın Türkiye’ye doğru adım adım geldiğini göstermektedir.

(Allah muhafaza etsin)

*

Herşey bir tarafa, orada insanlık katlediliyor…

Elinde taş olan çocuklara, kadınlara mermi sıkılıyor. Onlara da şöyle söyleniyor.

'Biz sizi sevmiyoruz, dedeleriniz İngilizlere sattı bizi.'

İki kişinin yaptığını tüm Filistinli kardeşlerimize mâl ediyorlar.

Bu da Hâk adına kabul edilemez...

*

*

İNSANLIĞIN SAADETİ İÇİN ORTADOĞU

 

İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejad, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan’ın birlikte bölgenin çehresini değiştirebileceğini söyledi.

Çok doğru bir söylem…

Tarihin en eski, köklü medeniyetleri bir araya gelmekte zorlanıyor.

Yok efendim İran Şii mezhebine mensupmuş, yok efendim İran bölgeyi ele geçirmeye çalışıyormuş…

Peki Birleşik Devletler bölgeye çiçekler mi ekiyor? Ya da Müslüman bir ülke mi?

Birbirine kızan, soluğu İsrail’in ABD’nin yanında alıyor. İnanılacak gibi değil!

*

Yaa Araplara güven olmaz, Araplarla iş yapılmazcılar…

ABD, İsrail, Birleşik Krallık gayet de güzel çalışıyor kendileriyle.

Aramco (Arab-American Company) dünyanın en büyük şirketi ve Arap-Amerikan ortaklığıdır.

Önyargılar lütfen toprağa gömülsün, Ortadoğu politikasına profesyonel bakılsın.

*

*

Şöyle açıp dünya haritasına bir bakalım.

ABD’nin güncel askeri üstlerine bakalım mesela. Ülkemizin dört bir yanında olması size huzur veriyor mu?

Veya toprak bütünlüğünü kaybetmiş, aşağıdan İsrail’in tacizine uğrayan Suriye?

Hepimiz Rusya’nın sıcak deniz hayali olduğu gibi, İsrail’in de Mezopotamya hayali olduğunu biliyoruz…

Bunu bayrağında bile apaçık yansıtmış bir ülke.

Ortadoğu bölgesinin sahibi Ortadoğu Devletleri’dir!!!

Türkiye’dir, İran’dır, Irak’tır, Suudi Arabistan’dır, Mısır’dır… Emperyalistler değil.

Bu ülkeler birbirine çamur atıp, emperyalistlere koşmak yerine; derhal, birlikte hareket etmelidirler…

Son zamanlarda gerçekleşen İran-Suudi Arabistan ve Pakistan-Suudi Arabistan yakınlaşmalarını olumlu buluyorum.

Türkiye, Mısır ile sıcak ilişkisini kısa zamanda toparlayıp; ,sonrasında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile devam ettirmelidir.

*

*

GÖZE HOŞ GÖRÜNMESİ İÇİN YAPILAN SANAT!

Diyarbakır’daki karpuzun içinde çocuk heykeli… Bu ne zevksizliktir…

Sizleri bu görsele maruz bırakmak istemezdim ama bu tarz görsel katliamların bitirilmesi için bu konu gündem olmalı.

Son derece korkunç ve zevksiz bir çalışma.

Güzelim şehirlere bu heykellerin koyulmasına izin veren kimler?

Bu bütçeleri bu ucubelere kimler ayırıyor?

Diyarbakır Valisi, “Karpuzumuz ile tanınmak istiyoruz” demiş.

İnsanları korkutarak tanınmak mümkün değil Sayın Valim.

Şehirlerimizin yöneticilerine Pazarlama 101 dersi verilmesi ve 'Marka Şehirler’ kavramı yaşatılmalıdır.

*

Bir önceki yönetim tarafından yapılan Ankara’daki son derece zevksiz heykeller şükür toplatıldı…

Lakin görüyoruz ki geçmişteki tecrübelerden ders alınamamış...

*

Bu heykeller bu milletin zevkini yansıtmıyor kanısındayım.

Ayrıca görsel açıdan başarılı şehircilik için heykel yapmak zorunda değiliz.

Atalarımızdan bize kalan en güzel varlık İstanbul’un baş döndürücü tarihi bölgelerini gezerken heykel göremeyiz. Yine de görsel şölene tanıklık ederiz.

*

TEŞEKKÜRLER

Ellerindeki taşlarla Mescid-i Aksa'yı ırkçı silahlı Siyonist güçlere karşı müdafaa etmeye çalışan Filistinli direnişçilere teşekkürler.

Bella Hadid, Gigi Hadid, Mark Ruffalo gibi dünyaca ünlü yıldızların, tepkilerden ve gelir kaybında korkmayıp; İsrail zulmüne tepki gösterdiği için teşekkürler.

İdlib ve teröre karşı mücadelenin sürdüğü cümle bölgelerde vatanı için savaşan güvenlik güçlerimize teşekkürler. Şehitlerimizin yakınlara sabırlar…

Şampiyonluk kutlamaları, konvoy ve yürüyüşlerin aksine; yasak kurallarına uyup’ pandemi ile gerçekten mücadele eden bütün vatandaşlarımıza teşekkürler.

Herkesin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum. Hep birlikte, devasa bir aile olarak huzurlu, sağlık dolu ve birbirimize karşı anlayışlı olduğumuz nice Ramazanlara kavuşma dileği ile...