Hava Durumu

DÜNYA UMUMÎ TARİHİNE ATFU NAZAR

Yazının Giriş Tarihi: 09.10.2021 16:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.10.2021 16:05

Muhterem Okurlarım on seneyi mütecaviz zaman diliminde Umumi Tarihle iştigal etmekteyim. Tarih diye bildiklerimizin kendi ülkemizle izahı Küre-i Arzın tarihine atfu nazar ettiğim de, Umumi Tarih kitabının Osmanlıca yazılmış eseri olan Ahmet Refik Altınay merhum 6 ciltlik çalışmasını 13 senede yazabilmiş ve bu muazzam çalışmasıyla dünyanın
gelişimini gidişini milletimizin eline ve dikkatine sunmuş. 1928’de harf inkılabı sonrasında bu 6 ciltlik eserden ancak Osmanlıca okuyabilenler müstefit olabilmişler. Behemahal mümkün olan kısa zamanda milletimize bunun sadeleştirilerek yazmak suretiyle yayımlanması elzemdir. Aşağıdaki satırlarda bunun ihtiyaç olduğunu anlayacağınızı düşünüyorum.

Ahmed Hâmid ve Mustafa Muhsin'in Türkiye Tarihi Kitabı liselerin birinci devre üçüncü sınıflarında okutulmak üzere Maârif Vekâleti Milli Talim ve Terbiye dairesinin onayıyla 1924 yılında yayımlanan Türkiye Tarihi adlı tarih ders kitabı, amacına uygun olarak Cumhuriyetin ilk yıllarında adı geçen okullarda okutulmuştur. Bu kitap Cumhuriyet devrinde basılmış olmasına rağmen, olaylara yaklaşımı ve anlatım tarzıyla Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde yazılmış tarih ders kitaplarına benzemektedir. Dolayısıyla bu kitabı bu bölümde
değerlendirmek daha uygun olacaktır. Türkiye Tarihi adlı bu ders kitabında, Osmanlıların Ruslarla ilişkileri genel olarak savaşlar bağlamında ele alınmıştır. Kitapta Rusya ile ilgili bilgilere en çok 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın anlatıldığı kısımda değinilmiştir. Adı
geçen savaşla ilgili bilgi verilirken dikkat çekilen hususlardan birisi, Rusların yardıma Romenleri çağırmaları ve savaşın Ruslar lehine sonuçlanmasında Romen faktörüne atıfta bulunulmasıdır. (149)

Ruslarla Romenler arasındaki ilişkinin Cumhuriyet döneminde kaleme alınan diğer tarih ders kitaplarına yansımadığı göz önüne alınınca, Türkiye Tarihi’ndeki bu bilginin önemi daha iyi anlaşılır. Yine 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının anlatıldığı bölümde, Osman Paşa'nın
Ruslara esir düşmesi konusu işlenirken, Rus yönetiminin Osman Paşa'ya karşı olan tutumu genellikle takdirle ya da en azından yumuşak bir üslupla kaleme alınmıştır. Rusların bu savaşa vermiş oldukları önem Çarı Aleksandır'ın, bu savaşa katılımıyla vurgulanmaya
çalışılmıştır. Çarın, Osman Paşa'yı tebrik etmesi, silahını ve kılıcını kendisine geri vermesi ve Paşa'nın askeri elbise ve nişanlarını taşımasına izin verilmesi gibi ayrıntılar gözden kaçırılmamıştır. Savaşın Osmanlı açısından değerlendirilmesi sırasında, Berlin Antlaşmasının Türkler için çok ağır şartlar taşıdığı gerekçesiyle Hariciye Nazırı Saffet Paşa'nın bir müddet ağladıktan sonra anlaşmayı imzalamak zorunda kalışının anlatılması
sırasında hikâyeci bir üsluba meyil edildiği görülmektedir. Ahmed Hâmid-Mustafa Muhsin, Türkiye Tarihi, 2. Baskı, Milli Matbaa, İstanbul 1926, (s. 640.)
 

Yine; Ali Reşad'ın Tarih-î Umûmî’si Dârülfünun'da tarih dersleri veren Ali Reşad'ın kaleme aldığı 4 ciltlik bu eser, Cumhuriyetin ilk yıllarında liselerde okutulmuştur. İlkçağlardan itibaren tarihi olaylar hakkında ayrıntılı bilgi verilen bu kitap, Rusya tarihi ve Rus kültürünün yanında, Osmanlıların bu ülkeyle olan ilişkilerine de geniş yer vermiştir. Konuyla ilgili olarak yukarıda incelediğimiz kitaplarda olduğu gibi, bu eserde de, Osmanlı-Rus ilişkilerinin savaşlar ekseninde değerlendirildiği görülmektedir. Öte yandan bu eserde Japonya ve Çin gibi ülkelerin tarihlerine de yer verilmiş olması oldukça önemlidir. (151) Zira çağımızda yazılan ders kitaplarında bu ülkelerin siyasi ve kültürel tarihlerine çok az yer verilmekte ya da bu konu üzerinde hiç durulmamaktadır. Tarihi Umûmî’de, Rusya ile ilgili ayrıntılı bilgiler, 3. ciltte ve 4. ciltte verilmiştir. Cumhuriyet döneminin diğer ders kitaplarında olduğu gibi, bu eserde de, daha ziyade I. Petro ve II. Katerina dönemi olayları üzerinde durulmuştur.
Eserde, Çar Petro'nun Rusya'yı modernleştirme ve Avrupalılaştırma adına giriştiği reform hareketlerine geniş yer verilmiştir. Osmanlı Devleti ile olan ilişkilere de yeterince değinildiği görülmektedir. Bunlardan birisi de Baltacı Mehmed Paşa ile Çar Petro arasında
yapılan Prut Savaşı'dır. Savaş sırasında Petro'nun Sara Krizleri geçirecek derecede kötü duruma düştüğü tasviri, bir edebî eser edasıyla işlenmiştir. Baltacı Mehmet Paşa’nın Rusya ile çok hafif şartlı anlaşma yapması ise "gafillik" olarak değerlendirilmiştir. (152)
19. yüzyılın ortasında Rusların, Kırım Savaşı’ndan sonra giriştiği savaşları kazanmak amacıyla, çağın modern tekniklerini kullanarak yeni stratejiler belirlemiş olması, yazarın dikkatinden kaçmamıştır. Savaşlar sırasında asker ve mühimmat sevkini kolaylaştırmak
düşüncesiyle demiryolu ağının genişletilmesi ve şimendifer imalatına girişilmiştir. Bu yeni projenin hayata geçirilmesinde kuşkusuz başka faktörlerde etkili olmuştur. Ülke ekonomisinin geliştirilip iktisadî hayatın canlandırılmak istenmesi bunların başında gelir. Yazar ayrıca
bu tarihten itibaren Rusya’da köylü esaretinin kaldırıldığını belirtmiştir.
Fiemanillah.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.