Borçlanmayı çok seven bir millet olduk ne yazık ki….
İnsanlarımızın borcu hep artıyor. Bankalara olan borçluluğumuz oldukça fazla…Neredeyse bankalara borcu olmayan insan kalmadı bu çevremizde…İstatistikler; her 10 kişiden 7’sinin bir yerlere borçlu olduğunu gösteriyor.
İnsanlarımızın borcu sadece bankalar, şirketler ve kişilerle sınırlı da kalmadı artık.
Dünyaya da borçlanıyoruz habire…Ama bu son borç; ekolojik anlamda…
Dünyanın kaynaklarını öylesine tüketiyoruz ki; gelecek nesillere neredeyse yaşanacak bir dünya, içilebilecek bir damla su, oksijen alacakları bir atmosfer bırakmayacağız.
İşin en kritik ve üzücü tarafı da bu zaten…
Hep tüketiyoruz çevreyi, hep bitiriyoruz doğal kaynaklarımızı…Geride hiç bir şey kalmamacasına…
Yine borçlanıyoruz çocuklarımızın/torunlarımızın geleceğine…
Zaman hızla akıp giderken ötelere, insanoğlu tüketim ve üretim şekilleriyle bu dünyadan alması gerektiğinden çok fazlasını talep ediyor ve acımasızca dünyanın doğal kaynaklarını yok ediyor.
ETLİYE-SÜTLÜYE KARIŞAN 2 STK’NIN MÜCADELESİ
Kaynakların acımasızca yok edildiği bir süreçte; Bursa’da “etliye-sütlüye karışmaya” karar veren 2 STK’nın konuyu tartışmaya açan ortak basın toplantısını izledim dün…
Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği(BUİKAD) ile Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği(BUSİAD),dünyanın sağlıklı geleceğine dair bir konuda; cesur ve iyi planlanmış bir etkinliğe imza attılar.
Dünyanın, ülkemizin ve yaşadığımız kentin doğal kaynaklarının daha tasarruflu kullanılması ve gelecek nesillere de doğal bir çevre bırakılması gibi kutsal amaçları kapsayan “Dünya Limit Aşımı Günü” konusunda bir toplantı organize eden BUİKAD ve BUSİAD, gerçekten de önemli bir iş yaptılar.
Hatta ve hatta suyun önemini bu toplantıda da kanıtlamak istercesine, toplantıya katılan basın mensuplarınsa sadece SU ikram ederek, konunun ilk farkındalılığını da yarattılar.
Kutluyorum “etliye-sütlüye karışmaya” kararlı olan bu 2 derneğin saygıdeğer yöneticilerini…Toplantıya BUİKAD adına katılan Başkan Oya Eroğlu ve Sürdürülebilirlik Komitesi Üyesi Senem Tanju, BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar ve Başkan Yardımcısı-Yeşil Bursa Komitesi Başkanı Osman Nemli, gazeteci arkadaşlarımın samimi sorularına içtenlikle cevap verirken; “Sanayicilerin de çevreci olabileceğini” kanıtlayan olgun bir tavır sergilediler.
İşte ben bu çevreci tavrı çok önemsiyorum. Yaşadığımız dünyada, ülkemizde ve Bursa’da; olan-biteni oturduğu yerde seyretmeyip, soruna katkı koyan/koymaya çalışan, ortak hedefler belirleyen ve sorumluluk bilinciyle üzerine düşeni yapmak isteyen bu insanların/STK’ların yanındayım ve hep öyle kalacağım.
“EKOLOJİK KARNEMİZ ÇOK ŞIK DEĞİL…”
Toplantıya katılan basın mensuplarına; karbon salınımına karşı gerçekleştirilen KARBON OFFSET SERTİFİKASI da gönderilen bu toplantının can damarı olabilecek bazı mesajlara yer vermek istiyorum şimdi…
Açılış konuşmasını yapan BUİKAD Başkanı Oya Eroğlu; limit aşımı sözcüğünün açıklamasını yaptı ve “bir kişinin 1 yıl içinde kullanabileceği ekolojik hakların ne zaman tükendiğini gösteren bir kriter” olduğunu hatırlattı. Ülkemizin limit aşımını 22 Haziran tarihinde bitirdiğini belirten Başkan Eroğlu: ”İnsanoğlu dünyadan alması gerekenden fazlasını aldığından, dünyaya olan borcu da artıyor. Bu nedenle hazırlanan ekolojik karne çok şık değil…Limit aşım kriteri Dünya ortalaması 28 Temmuz iken, bu limit ülkemiz için 22 Haziran…Yani biz ülkemizi daha erken ve daha fazla tüketmiş durumdayız.1970’lerde bu limit Aralık ayını gösteriyordu. Son 50 yılda geldiğimiz nokta bu…Biz BUİKAD olarak yayınladığımız Sürdürülebilirlik Manifestosu ile bu konuda öncü ve lider role sahiplendik. İş kadınları olarak; üretmek ve ekonomiye değer katmak zorundayız. Ama bunu yaparken de; dünyanın ekolojik sınırlarına ve gelecek nesillerin beklentilerine saygı duyarak gerçekleştirmek gerektiğinin farkındayız” dedi.
“BURSA SUDAN İBARETTİR SÖZÜ HOŞ BİR SEDA MI..?
Bu sıra dışı toplantının ortağı BUSİAD’ın Başkanı Buğra Küçükkayalar ise; pandemi ile birlikte insanların dünyanın doğal kaynaklarına verdiği zararın azaldığını ama artık zararın yine yükselişe geçeceğini belirttiği konuşmasında, işin romantik bir çevreci anlayışının dışında değerlendirilmesi gerçeğine dikkat çekti.
Küçükkayalar: ”Dünyanın kaynaklarını tüketmek, bir anlamda kendimizi tüketmek sayılır. İktisat bilimi,;kıt kaynakları ve sonsuz istekleri yönetmeyi amaçlar. Hepimiz iktisadi faaliyetler yaptığımıza göre; kıt kaynakları ve sonsuz ihtiyaçları da gözetmek durumundayız. Bir yandan gereksinimlerimizi sınırlandıracağız, öte yandan da doğal kaynaklarımızı daha verimli kullanacağız. Buna mecburuz. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın etkisiyle daha fazla karbon salınımı yapmadan, üretim olanağını oluşturacağız” şeklinde bir açıklama yaptı.
İnsan yaşamını bir terazi olarak yorumladığımızda; ekolojik ayak izinin bir kefede, biyolojik kapasitenin ise diğer kefede yer aldığını görebileceğimizi belirten BUSİAD Başkanı Küçükkayalar, terazinin kefelerini her zaman dengede tutmak zorunda olduğumuzu açıkladı.
Ekolojik ayak izine ait çalışmaların sürekli olması gerektiği konusunda da bir uyarı yapan Küçükkayalar: ”Evliya Çelebi’nin ‘Velhasıl Bursa sudan ibarettir’ dediği günler mazide kalan hoş bir seda olmuştur. Bursa uzunca bir süredir su sorunları yaşayan bir kenttir. Bu kentin suyu öncelikli sorunlar arasında yer almalıdır. Bursa’nın yüzde 45’i orman…Ormanlar karbon emer, oksijen üretir ve su kaynaklarımızın da vatanıdır. Bursa bu açıdan şanlı konumda ancak yine de su kaynaklarımızı korumalıyız. Sürdürülebilir bir ekonomik sistemin oluşumu için elimizden geleni yapmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
BUSİAD’ın “tarım, turizm ve sanayi üçlü saç ayağının” dengeli birlikteliğine oldukça uygun olan bu görüşler, Buğra Küçükkayalar’ın yaşam terazisi gibi etkin bir örnekleme ile buluştuğunda; gelecek günlere önemli bir iz bırakacak gibi görünüyor.
Konuya katkı koyan ve Bursa kamuoyunu aydınlatan herkesi kutluyorum.
ÖZLÜ SÖZLER: Ekonominin doğadan daha önemli olduğunu düşünenler, para sayarken nefesini tutmayı bir denesinler bakalım…
(Dr. Guy Mc PHERSON)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
DÜNYAYA OLAN BORCUMUZ ARTIYOR MU DURMADAN..?
Borçlanmayı çok seven bir millet olduk ne yazık ki….
İnsanlarımızın borcu hep artıyor. Bankalara olan borçluluğumuz oldukça fazla…Neredeyse bankalara borcu olmayan insan kalmadı bu çevremizde…İstatistikler; her 10 kişiden 7’sinin bir yerlere borçlu olduğunu gösteriyor.
İnsanlarımızın borcu sadece bankalar, şirketler ve kişilerle sınırlı da kalmadı artık.
Dünyaya da borçlanıyoruz habire…Ama bu son borç; ekolojik anlamda…
Dünyanın kaynaklarını öylesine tüketiyoruz ki; gelecek nesillere neredeyse yaşanacak bir dünya, içilebilecek bir damla su, oksijen alacakları bir atmosfer bırakmayacağız.
İşin en kritik ve üzücü tarafı da bu zaten…
Hep tüketiyoruz çevreyi, hep bitiriyoruz doğal kaynaklarımızı…Geride hiç bir şey kalmamacasına…
Yine borçlanıyoruz çocuklarımızın/torunlarımızın geleceğine…
Zaman hızla akıp giderken ötelere, insanoğlu tüketim ve üretim şekilleriyle bu dünyadan alması gerektiğinden çok fazlasını talep ediyor ve acımasızca dünyanın doğal kaynaklarını yok ediyor.
ETLİYE-SÜTLÜYE KARIŞAN 2 STK’NIN MÜCADELESİ
Kaynakların acımasızca yok edildiği bir süreçte; Bursa’da “etliye-sütlüye karışmaya” karar veren 2 STK’nın konuyu tartışmaya açan ortak basın toplantısını izledim dün…
Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği(BUİKAD) ile Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği(BUSİAD),dünyanın sağlıklı geleceğine dair bir konuda; cesur ve iyi planlanmış bir etkinliğe imza attılar.
Dünyanın, ülkemizin ve yaşadığımız kentin doğal kaynaklarının daha tasarruflu kullanılması ve gelecek nesillere de doğal bir çevre bırakılması gibi kutsal amaçları kapsayan “Dünya Limit Aşımı Günü” konusunda bir toplantı organize eden BUİKAD ve BUSİAD, gerçekten de önemli bir iş yaptılar.
Hatta ve hatta suyun önemini bu toplantıda da kanıtlamak istercesine, toplantıya katılan basın mensuplarınsa sadece SU ikram ederek, konunun ilk farkındalılığını da yarattılar.
Kutluyorum “etliye-sütlüye karışmaya” kararlı olan bu 2 derneğin saygıdeğer yöneticilerini…Toplantıya BUİKAD adına katılan Başkan Oya Eroğlu ve Sürdürülebilirlik Komitesi Üyesi Senem Tanju, BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar ve Başkan Yardımcısı-Yeşil Bursa Komitesi Başkanı Osman Nemli, gazeteci arkadaşlarımın samimi sorularına içtenlikle cevap verirken; “Sanayicilerin de çevreci olabileceğini” kanıtlayan olgun bir tavır sergilediler.
İşte ben bu çevreci tavrı çok önemsiyorum. Yaşadığımız dünyada, ülkemizde ve Bursa’da; olan-biteni oturduğu yerde seyretmeyip, soruna katkı koyan/koymaya çalışan, ortak hedefler belirleyen ve sorumluluk bilinciyle üzerine düşeni yapmak isteyen bu insanların/STK’ların yanındayım ve hep öyle kalacağım.
“EKOLOJİK KARNEMİZ ÇOK ŞIK DEĞİL…”
Toplantıya katılan basın mensuplarına; karbon salınımına karşı gerçekleştirilen KARBON OFFSET SERTİFİKASI da gönderilen bu toplantının can damarı olabilecek bazı mesajlara yer vermek istiyorum şimdi…
Açılış konuşmasını yapan BUİKAD Başkanı Oya Eroğlu; limit aşımı sözcüğünün açıklamasını yaptı ve “bir kişinin 1 yıl içinde kullanabileceği ekolojik hakların ne zaman tükendiğini gösteren bir kriter” olduğunu hatırlattı. Ülkemizin limit aşımını 22 Haziran tarihinde bitirdiğini belirten Başkan Eroğlu: ”İnsanoğlu dünyadan alması gerekenden fazlasını aldığından, dünyaya olan borcu da artıyor. Bu nedenle hazırlanan ekolojik karne çok şık değil…Limit aşım kriteri Dünya ortalaması 28 Temmuz iken, bu limit ülkemiz için 22 Haziran…Yani biz ülkemizi daha erken ve daha fazla tüketmiş durumdayız.1970’lerde bu limit Aralık ayını gösteriyordu. Son 50 yılda geldiğimiz nokta bu…Biz BUİKAD olarak yayınladığımız Sürdürülebilirlik Manifestosu ile bu konuda öncü ve lider role sahiplendik. İş kadınları olarak; üretmek ve ekonomiye değer katmak zorundayız. Ama bunu yaparken de; dünyanın ekolojik sınırlarına ve gelecek nesillerin beklentilerine saygı duyarak gerçekleştirmek gerektiğinin farkındayız” dedi.
“BURSA SUDAN İBARETTİR SÖZÜ HOŞ BİR SEDA MI..?
Bu sıra dışı toplantının ortağı BUSİAD’ın Başkanı Buğra Küçükkayalar ise; pandemi ile birlikte insanların dünyanın doğal kaynaklarına verdiği zararın azaldığını ama artık zararın yine yükselişe geçeceğini belirttiği konuşmasında, işin romantik bir çevreci anlayışının dışında değerlendirilmesi gerçeğine dikkat çekti.
Küçükkayalar: ”Dünyanın kaynaklarını tüketmek, bir anlamda kendimizi tüketmek sayılır. İktisat bilimi,;kıt kaynakları ve sonsuz istekleri yönetmeyi amaçlar. Hepimiz iktisadi faaliyetler yaptığımıza göre; kıt kaynakları ve sonsuz ihtiyaçları da gözetmek durumundayız. Bir yandan gereksinimlerimizi sınırlandıracağız, öte yandan da doğal kaynaklarımızı daha verimli kullanacağız. Buna mecburuz. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın etkisiyle daha fazla karbon salınımı yapmadan, üretim olanağını oluşturacağız” şeklinde bir açıklama yaptı.
İnsan yaşamını bir terazi olarak yorumladığımızda; ekolojik ayak izinin bir kefede, biyolojik kapasitenin ise diğer kefede yer aldığını görebileceğimizi belirten BUSİAD Başkanı Küçükkayalar, terazinin kefelerini her zaman dengede tutmak zorunda olduğumuzu açıkladı.
Ekolojik ayak izine ait çalışmaların sürekli olması gerektiği konusunda da bir uyarı yapan Küçükkayalar: ”Evliya Çelebi’nin ‘Velhasıl Bursa sudan ibarettir’ dediği günler mazide kalan hoş bir seda olmuştur. Bursa uzunca bir süredir su sorunları yaşayan bir kenttir. Bu kentin suyu öncelikli sorunlar arasında yer almalıdır. Bursa’nın yüzde 45’i orman…Ormanlar karbon emer, oksijen üretir ve su kaynaklarımızın da vatanıdır. Bursa bu açıdan şanlı konumda ancak yine de su kaynaklarımızı korumalıyız. Sürdürülebilir bir ekonomik sistemin oluşumu için elimizden geleni yapmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
BUSİAD’ın “tarım, turizm ve sanayi üçlü saç ayağının” dengeli birlikteliğine oldukça uygun olan bu görüşler, Buğra Küçükkayalar’ın yaşam terazisi gibi etkin bir örnekleme ile buluştuğunda; gelecek günlere önemli bir iz bırakacak gibi görünüyor.
Konuya katkı koyan ve Bursa kamuoyunu aydınlatan herkesi kutluyorum.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZLER: Ekonominin doğadan daha önemli olduğunu düşünenler, para sayarken nefesini tutmayı bir denesinler bakalım…
(Dr. Guy Mc PHERSON)