Günümüzde atalarımızdan kalma yöneticilerimizi arar olduk.
Gönül ister ki yerel yöneticilerimizin özelikle bu tarz uygulamaları yapmalarını umut ederim.
Sizlerle bir Osmanlı padişahın hikâyesi paylaşayım.
Sultan 2. Mahmud tebdil-i kıyafet giyip halkın arasında gezerken ufak bir balıkçı tezgâhına yaklaşır balıkçı ile sohbet eder. Adam çok fakirdir. Padişah adamın haline üzülür ve kimliğini açıklamadan ramazan boyu hergün 1 tepsi baklava göndereceğini söyler, sarayda baklavanın altına bir sıra altın dizmelerini söyler. Balıkçının yanındaki komşusu uyanıktır, saraydan gelen baklavayı görünce kuşkulanır ve balıkçıya;
-Kardeş sen ve ailen bu baklavayı aç karnına yersen hasta olursunuz bunu bana ver bende sana yemek vereyim der, balıkçının aklına yatar ve değişirler. Ertesi gün altını gören komşusu balıkçıya sen gelen baklavaları bana yemek karşılığında verir misin der. Balıkçıda ramazan boyu gelen baklavaları komşusuna verir. Padişah ramazan sonu tekrar kıyafet değiştirip halkın arasına karışır balıkçı artık zengin olmuştur diye düşünürken, aynı durumda görünce yanına gidip sorar;
- Sen gönderdiğim tepsileri almadın mı?
Balıkçı: komşum sağolsun beni düşünmüş onları yemek karşılığı değiştik deyince padişah üzülür, ertesi gün balıkçıyı saraya çağırtır, hazinenin küreğini verip;
- Hadi bakalım küreğe ne kadar altın gelirse senin olacak der, balıkçı heyecandan küreği ters daldırır kaldırınca da kürekte 1 altın kalır, balıkçı da padişahta üzülür duruma. Emir vererek altın bir gülle yaptırır ve topa koyarlar der ki:
- Topu ateşle güllenin gittiği yere kadar olan her yer senin olacak gülleyle birlikte der. Balıkçı sevinçle topu ateşler ama top geri teper ve balıkçıyı öldürür.
bunu gören padişah ise
- “Eee vermeyince mabut, neylesin Mahmut” der...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
OZAN ÖZTÜRK
EEE VERMEYİNCE MABUT, NEYLESİN MAHMUT DER...
Günümüzde atalarımızdan kalma yöneticilerimizi arar olduk.
Gönül ister ki yerel yöneticilerimizin özelikle bu tarz uygulamaları yapmalarını umut ederim.
Sizlerle bir Osmanlı padişahın hikâyesi paylaşayım.
Sultan 2. Mahmud tebdil-i kıyafet giyip halkın arasında gezerken ufak bir balıkçı tezgâhına yaklaşır balıkçı ile sohbet eder. Adam çok fakirdir. Padişah adamın haline üzülür ve kimliğini açıklamadan ramazan boyu hergün 1 tepsi baklava göndereceğini söyler, sarayda baklavanın altına bir sıra altın dizmelerini söyler. Balıkçının yanındaki komşusu uyanıktır, saraydan gelen baklavayı görünce kuşkulanır ve balıkçıya;
-Kardeş sen ve ailen bu baklavayı aç karnına yersen hasta olursunuz bunu bana ver bende sana yemek vereyim der, balıkçının aklına yatar ve değişirler. Ertesi gün altını gören komşusu balıkçıya sen gelen baklavaları bana yemek karşılığında verir misin der. Balıkçıda ramazan boyu gelen baklavaları komşusuna verir. Padişah ramazan sonu tekrar kıyafet değiştirip halkın arasına karışır balıkçı artık zengin olmuştur diye düşünürken, aynı durumda görünce yanına gidip sorar;
- Sen gönderdiğim tepsileri almadın mı?
Balıkçı: komşum sağolsun beni düşünmüş onları yemek karşılığı değiştik deyince padişah üzülür, ertesi gün balıkçıyı saraya çağırtır, hazinenin küreğini verip;
- Hadi bakalım küreğe ne kadar altın gelirse senin olacak der, balıkçı heyecandan küreği ters daldırır kaldırınca da kürekte 1 altın kalır, balıkçı da padişahta üzülür duruma. Emir vererek altın bir gülle yaptırır ve topa koyarlar der ki:
- Topu ateşle güllenin gittiği yere kadar olan her yer senin olacak gülleyle birlikte der. Balıkçı sevinçle topu ateşler ama top geri teper ve balıkçıyı öldürür.
bunu gören padişah ise
- “Eee vermeyince mabut, neylesin Mahmut” der...