Bursa’da bugün yaşanan sıkıntıların neredeyse tamamı, geçmişte plansız ve çarpık yapılaşmanın getirdiği düzensizliktir. Elbette bu durum kendi kendine oluşmadı.

O dönemlerde kenti yöneten öngörüsüz, vizyonsuz bazı yerel yöneticiler, kendilerinin ve çevrelerinin siyasi geleceklerini düşünmekten plansız ve de kaçak yapılaşmaya göz yummuşlardır.

Ülkemizdeki en fazla organize sanayi bölgesine sahip şehir Bursa olunca, göç akını kaçınılmaz olmuştur.

Hiç olmazsa Bursa’nın bundan sonrası için önlem alınması adına, Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Anayasası olacak 2050 Çevre Düzeni Planı çalışmalarında son aşamaya gelinmiş.

Önceki gün Bursa Planlama Ajansı’nın toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik başkanlığında belediye yöneticileri, meslek odaları temsilcileri, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Bir önceki toplantıda Bursa’nın güçlü ve zayıf yönleri üzerine çıkarılan veriler sentezlenip stratejik öncelikler ortaya konulmuştu. Önceki gün yapılan toplantıda ise Bursa’nın 2050 vizyonuna ulaşmasını sağlayacak yenilikçi proje fikirleri tartışıldı.

Genel Sekreter Halisçelik’in katılımcılara yaptığı konuşmada vurguladıkları önemliydi. Çevre Düzeni Planı’nın başarıya ulaşması için şehrin tüm paydaşlarının projeyi sahiplenme çağrısını yenileyerek şunları söyledi:

“Çalışmalarımızın her aşamasında kapsayıcı ve katılımcı anlayışı ön planda tuttuk. Bu sayede farklı bakış açıları geliştirilmesini amaçladık. Bu toplantımızda da vizyonumuz çerçevesindeki hedef ve öncelikleri konuştuk. Aşamalar tamamlandığında, gelecek nesillerin ihtiyaçlarına yönelik yaşanabilir Bursa hedefimizi sağlam temellere oturtacak bir planı oluşturmuş olacağız.”

Olacak şey değil.

Tarihi misyonu gereği, fiziksel gelişimiyle her dönem en çok korunup kollanması gereken tarihi şehrimizin, herkesin sahip çıkıp arkasında duracağı bir şehir planının olmadığından, nasıl bu hale geldiğini çok daha iyi anlayabiliyoruz.

Bursa’nın genelini kapsayan Çevre Düzeni Planı, şehrin geleceği adına çok önemlidir. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i seversiniz ya da sevmezsiniz.

Ancak 10 aydır onlarca akademisyen, şehir plancısı, mimar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra halkın da görüş ve önerileri alınarak devam edilen, kentin anayasası olacak çalışmaya siyasi açıdan bakılmamalıdır.

Bu konudaki tereddütlerinizi bir kenara bırakıp kafamızdaki düşünce şu olmalıdır:

Yapılan çalışmanın, Bursa’nın bugünkü halinden daha planlı ve düzenli bir şehir olması hedefiyle, bugüne kadar yapılmamış bir kent anayasasının hazırlanıyor olmasıdır.

Yeni yılın ilk aylarında kamuoyuyla paylaşılacak plan, o haliyle işlem görmeyecek. Elbette tekrar tekrar tartışılıp, itirazlar değerlendirilip, revizeler yapılacak.

Her şeyden önemlisi, Büyükşehir Belediye Meclisi başta olmak üzere ilgili en az beş farklı bakanlık onayına sunulacak.

Buralardan kabul görmesi ve onay alması halinde, Bursa’nın Kent Anayasası olacak 2050 Çevre Düzeni Planı yasalaşabilecek. Yani bu iş, oldu bittiye getirilecek bir çalışma değil.

Bunun için yaşadığımız şehrimizin, bundan böyle her açıdan planlı ve düzenli olabilmesi için bu bir fırsattır.

Yeter ki yapılan çabalar siyaset üstü değerlendirilmelidir.