Önce hatırlatma yapalım.
9 yıl önceydi.
İznik Gölü sularının çekilmesiyle havadan tesadüfen fotoğraflanan 20 metre açıktaki kalıntının yapılan araştırmada 2 bin yıllık tarihi bazilika olduğu ortaya çıkmıştı.
Daha da önemlisi İznik'te bugüne kadar yapılan 100 yılın keşfi olarak da öne çıkmıştı.
Özellikle tarih araştırmacılarının ilgisini çeken göl içindeki dini yapının gizeminin ortaya çıkarılabilmesi için T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın kontrolünde Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nce 2015 yılında çalışmalara başlanmıştı.
Göl içinde adeta iğneyle kuyu kazarcasına suyun içinden toprağın karaya taşıyan sistem sayesinde 9 yıldır kazının yapıldığı bölgenin etrafı çevrilerek görevlilerin dışında kimse yaklaştırılmıyordu.
Hal böyle olunca da 100 yılın buluşu olduğu ifade edilen yerde neler olup bittiği herkes tarafından merak ediliyordu.
Şeytan ayrıntıda gizlidir misali yıllardır titizlik ve de gizlilikle sürdürülen çalışmalarla ilgili nihayet geçtiğimiz hafta bugüne kadar gelinen noktada nelerin yapıldığı yönünde ilk kez yerel halkın bilgilendirilmesi yönünde toplantısı yapılacağı açıklandı.
İlk günden bu yana kazı çalışmalarını sürdüren Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin'in başkanlık ettiği bilgilendirme toplantısına ilçe kaymakamı, müze müdürü, bir kaç gazeteci arkadaşımızın dışında az sayıda halkın katılımıyla bazilikanın hemen kıyısındaki alanda yapıldı.
Mustafa Hoca'nın vereceği bilgeleri gerçekten çok merak ediyordum.
Çünkü Hıristiyan alemi için önemli bir inanca sahip olan İznik'in belki de bugüne kadar bilinmeyen geçmiş tarihine ışık tutacak gelişmelere ulaşılmış olabileceğiydi,
300 yılında inşa edildiği tahmin edilen ardından 1065 depreminde ciddi hazar gören kilise yıllar sonra göl sularının yükselmesiyle suların altında kaldığı ve daha da önemlisi Hristiyanlık inancına göre 325 yılında 1. Konsülün toplandığı kilise olduğu tahmin ediliyor.
Etrafında çok sayıda mezar olduğu da belirlenen göl içindeki kilisede yapılan kazılarda çok sayıda sikke, cam bilezik, haç işaretli kolyeler ve lahitler bulunup karaya çıkarılmış.
Bakanlık, üniversite ve büyükşehir belediyesinin ortaklaşa çalışmaları devam eden kilisenin sualtı müzesine dönüştürüleceği ya da üst bölümünde insanların üzerinde yürüyerek ziyaret edebileceği cam iskele yapılacağı belirtilmiş ama bugüne kadar bu yönde bir gelişme olmamıştır.
Halen sular içinde kiliseye ait sütun ve mermer yapıtların bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Mustafa Şahin, burasının düşünüldüğü gibi su altı müzesine dönüştürülmesi halinde Hıristiyanlar için dünyanın en önemli hacı merkezlerinden biri olabileceğini söyledi.
Sur içinde kalan İznik'in aslında Hıristiyan alemi açısından çok önemli olması şu açıdandır.
Hristiyanların kutsal kitabı sayılan İncil'in bugünkü son aline getirilişi için dünyanın dört bir yanından gelen din görevlilerinin günlerce süren önce 1. daha sonra 7.konsül denilen toplantıların yapıldığı dini mekan olmasıdır.
Daha anlaşılır bir ifadeyle vurgulamak gerekirse.
Biz Müslümanlar için Mekke ve Medine ne kadar kutsal ise Hıristiyanlar içinde İznik o denli kutsal topraklardır.
İlçe merkezinde dolaşırken dahi pek çok yapıda izlerine rastlayabildiğimiz Bitinya, Selçuklu, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına başkentlik yapmış elimizdeki bu değerin kıymetini bilemiyor olmamız gerçekten hayret edicidir.
Ortada böyle bir zihniyet varken, 100 yılın en önemli buluşu olduğu ifade edilen göl içindeki 2 bin yıllık tarihe ışık tutan bazilikanın akıbeti hiç şüphe yok ki, İznik'in dünyada bir örneği olmayan Hıristiyan aleminin değerlerinin gün yüzüne çıkarılmayışı gibi olacaktır.
Düşünebiliyor musunuz, dünyanın dört bir yanında yaşayan Hristiyanların hacı olmak için İznik'e gelecek olmasını.
İznik'in din turizmi olması açısından çok önemli bir fırsat.
Bırakın İznik'i, Bursa'yı Türkiye ihya olur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERSEL PEKER
Din turizmi açısından kaçırdığımız fırsatlar
Önce hatırlatma yapalım.
9 yıl önceydi.
İznik Gölü sularının çekilmesiyle havadan tesadüfen fotoğraflanan 20 metre açıktaki kalıntının yapılan araştırmada 2 bin yıllık tarihi bazilika olduğu ortaya çıkmıştı.
Daha da önemlisi İznik'te bugüne kadar yapılan 100 yılın keşfi olarak da öne çıkmıştı.
Özellikle tarih araştırmacılarının ilgisini çeken göl içindeki dini yapının gizeminin ortaya çıkarılabilmesi için T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın kontrolünde Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nce 2015 yılında çalışmalara başlanmıştı.
Göl içinde adeta iğneyle kuyu kazarcasına suyun içinden toprağın karaya taşıyan sistem sayesinde 9 yıldır kazının yapıldığı bölgenin etrafı çevrilerek görevlilerin dışında kimse yaklaştırılmıyordu.
Hal böyle olunca da 100 yılın buluşu olduğu ifade edilen yerde neler olup bittiği herkes tarafından merak ediliyordu.
Şeytan ayrıntıda gizlidir misali yıllardır titizlik ve de gizlilikle sürdürülen çalışmalarla ilgili nihayet geçtiğimiz hafta bugüne kadar gelinen noktada nelerin yapıldığı yönünde ilk kez yerel halkın bilgilendirilmesi yönünde toplantısı yapılacağı açıklandı.
İlk günden bu yana kazı çalışmalarını sürdüren Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin'in başkanlık ettiği bilgilendirme toplantısına ilçe kaymakamı, müze müdürü, bir kaç gazeteci arkadaşımızın dışında az sayıda halkın katılımıyla bazilikanın hemen kıyısındaki alanda yapıldı.
Mustafa Hoca'nın vereceği bilgeleri gerçekten çok merak ediyordum.
Çünkü Hıristiyan alemi için önemli bir inanca sahip olan İznik'in belki de bugüne kadar bilinmeyen geçmiş tarihine ışık tutacak gelişmelere ulaşılmış olabileceğiydi,
300 yılında inşa edildiği tahmin edilen ardından 1065 depreminde ciddi hazar gören kilise yıllar sonra göl sularının yükselmesiyle suların altında kaldığı ve daha da önemlisi Hristiyanlık inancına göre 325 yılında 1. Konsülün toplandığı kilise olduğu tahmin ediliyor.
Etrafında çok sayıda mezar olduğu da belirlenen göl içindeki kilisede yapılan kazılarda çok sayıda sikke, cam bilezik, haç işaretli kolyeler ve lahitler bulunup karaya çıkarılmış.
Bakanlık, üniversite ve büyükşehir belediyesinin ortaklaşa çalışmaları devam eden kilisenin sualtı müzesine dönüştürüleceği ya da üst bölümünde insanların üzerinde yürüyerek ziyaret edebileceği cam iskele yapılacağı belirtilmiş ama bugüne kadar bu yönde bir gelişme olmamıştır.
Halen sular içinde kiliseye ait sütun ve mermer yapıtların bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Mustafa Şahin, burasının düşünüldüğü gibi su altı müzesine dönüştürülmesi halinde Hıristiyanlar için dünyanın en önemli hacı merkezlerinden biri olabileceğini söyledi.
Sur içinde kalan İznik'in aslında Hıristiyan alemi açısından çok önemli olması şu açıdandır.
Hristiyanların kutsal kitabı sayılan İncil'in bugünkü son aline getirilişi için dünyanın dört bir yanından gelen din görevlilerinin günlerce süren önce 1. daha sonra 7. konsül denilen toplantıların yapıldığı dini mekan olmasıdır.
Daha anlaşılır bir ifadeyle vurgulamak gerekirse.
Biz Müslümanlar için Mekke ve Medine ne kadar kutsal ise Hıristiyanlar içinde İznik o denli kutsal topraklardır.
İlçe merkezinde dolaşırken dahi pek çok yapıda izlerine rastlayabildiğimiz Bitinya, Selçuklu, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına başkentlik yapmış elimizdeki bu değerin kıymetini bilemiyor olmamız gerçekten hayret edicidir.
Ortada böyle bir zihniyet varken, 100 yılın en önemli buluşu olduğu ifade edilen göl içindeki 2 bin yıllık tarihe ışık tutan bazilikanın akıbeti hiç şüphe yok ki, İznik'in dünyada bir örneği olmayan Hıristiyan aleminin değerlerinin gün yüzüne çıkarılmayışı gibi olacaktır.
Düşünebiliyor musunuz, dünyanın dört bir yanında yaşayan Hristiyanların hacı olmak için İznik'e gelecek olmasını.
İznik'in din turizmi olması açısından çok önemli bir fırsat.
Bırakın İznik'i, Bursa'yı Türkiye ihya olur.