Bursa’da kronikleşmiş en önemli problemlerden biri olarak yıllardır karşımıza çıkmaya devam eden çarpık ve de kaçak yapılaşmayla mücadelede ister muhalefeti ister iktidarı birlikte aldıkları kararların arkasında yetirince duramamışlardır.
Büyükşehir Belediye Meclisi'nde önceki dönem kaçak yapılaşma ile mücadele de belki de ortak noktada oy birliğiyle alınan en önemli kararlardan biri olarak hafızalarımızda yer etmiş olsa da
sonraki yıllarda bu çabanın sadece kağıt üzerinde kaldığını görüyoruz.
Bazen de şaşırmıyor değiliz.
Vatandaşın görüp, duyduğunu kenti yönetenlerin, bürokrantların, kolluk kuvvetleri görmüyor mu? diye hayıflanmıyor değiliz.
Hal böyle olunca da sadece bizim değil pek çok vatandaşın aklına hiç de getirmek istemediğimiz deli saçması düşüncelere kapılıyor acaba mı? Kaygısı yaşıyoruz.
Çünkü bu suçu işleyenlerin biri kaçak yapı yapan vatandaş diğeri bu suçu görmezden gelen yerel yönetimlerindir.
Peki vatanını-şehrini seven, yasalara-kanunlara saygılı olan, kimsenin hakkına tenezzül etmeyen, kaçak yapı yapmaktan kaçınan namuslu vatandaşın hakkını kim savunacak?
Yapanın yanına kar bırakıldığı sürece bu şehirde kaçak ve çarpık yapılaşma daha çok konuşulur.
Kim haksızlığa gözlerini yumar, kulaklarını tıkarsa unutmasın ki, mazlumun ahı da kimse de kalmaz...
Bilmem anlata bildik mi?
Bunları neden yazdığıma gelecek olursak.
Kentimiz de kaçak ve çarpık yapılaşmanın elbette diğer ilçelerimizde olsa da en fazla geçmişten gelen bir durum olarak Yıldırım ilçemizdedir.
Sebebi ise sosyo ekonomiktir.
Dolasıyla da kaçak yapılaşmayla en çok mücadele etmesi gereken belediyelerden biri de Yıldırım Belediyesi olmalıdır.
Peki öyle mi oluyor diye Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'a bunu soracaktık ki, belediyeden şu açıklama geldi:
“Yıldırım Belediyesi ekipleri, 2019 yılından bu yana 934 kaçak binayı yıkarken, 2024 Nisan ayından bu yana 42 kaçak yapının yıkımını gerçekleştirdi...”
Son yıllarda kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilçenin çehresini değiştirecek projeler hayata geçirilirken diğer yandan da kaçak yapılaşmayla mücadelesini sürdüren Yıldırım Belediyesi'nin çabaları takdire şayandır...
Ama yeterli mi, asla değil.
Çünkü verilen mücadelenin aksine hala kaçak yapılaşmanın Cumalıkızık, Karapınar, Uludağ eteklerinde, Vakıf ve özellikle de tarım alanlarında imara aykırı hissedilir şekilde kaçak yapılaşma devam ediyor.
Elbette kaçak yapılaşma ve kent estetiğine zarar veren yapıların yükseldiği yer sadece Yıldırım değil.
Son yıllarda Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinde de artış gösteren kaçak ve plansız yapılaşma dikkati çekiyor.
Nitekim, göreve seçilen belediye başkanlarıyla görüşmelerimizde aktardıklarına göre kendilerini ziyarete gelen vatandaşların yüz de doksanının ya yakını için iş ya da kaçak yaptığı yapısına müsade edilmesi yönünde talebi oluyormuş.
Anlaşılan o ki, birer yıl arayla yapılan önce Cumhurbaşkanlığı ardından da yerel seçimler öncesi kaçak yapıların artış göstermesinin tek sebebi göreve seçilecek yönetimlerin bu duruma göz yumacak beklentisidir.
Hele ki çıkarılan İmar Affı Yasası'nın af edilecek bir tarafı olmamasına rağmen bu gibi çıkartılan yasalar kanun tanımaz kişileri daha da heveslendiriyor.
Geçmişte çıktıysa yarın, öbür gün de mutlaka çıkacaktır beklentisi ne yazıktır ki zaman içinde karşılık buluyor.
Çünkü geçmişte hep böyle olmuştur.
Daha önceki yazılarımızda vurguladığımız gibi tekrarlamak istiyorum.
Halbuki belediye başkanlarının bu konuda yapması gereken çok basit.
Namuslu insanın da hakkını korumak adına ayrım gözetmeksizin yasaların gereğini yapmasıdır.
Bu şekilde dik duruş sergileyen belediye başkanına kimse yasaların dışında bir şey talep etme cesaretinde bulunamaz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERSEL PEKER
Kaçak yapılara karşı belediyeler ne yapıyor?
Bursa’da kronikleşmiş en önemli problemlerden biri olarak yıllardır karşımıza çıkmaya devam eden çarpık ve de kaçak yapılaşmayla mücadelede ister muhalefeti ister iktidarı birlikte aldıkları kararların arkasında yetirince duramamışlardır.
Büyükşehir Belediye Meclisi'nde önceki dönem kaçak yapılaşma ile mücadele de belki de ortak noktada oy birliğiyle alınan en önemli kararlardan biri olarak hafızalarımızda yer etmiş olsa da
sonraki yıllarda bu çabanın sadece kağıt üzerinde kaldığını görüyoruz.
Bazen de şaşırmıyor değiliz.
Vatandaşın görüp, duyduğunu kenti yönetenlerin, bürokrantların, kolluk kuvvetleri görmüyor mu? diye hayıflanmıyor değiliz.
Hal böyle olunca da sadece bizim değil pek çok vatandaşın aklına hiç de getirmek istemediğimiz deli saçması düşüncelere kapılıyor acaba mı? Kaygısı yaşıyoruz.
Çünkü bu suçu işleyenlerin biri kaçak yapı yapan vatandaş diğeri bu suçu görmezden gelen yerel yönetimlerindir.
Peki vatanını-şehrini seven, yasalara-kanunlara saygılı olan, kimsenin hakkına tenezzül etmeyen, kaçak yapı yapmaktan kaçınan namuslu vatandaşın hakkını kim savunacak?
Yapanın yanına kar bırakıldığı sürece bu şehirde kaçak ve çarpık yapılaşma daha çok konuşulur.
Kim haksızlığa gözlerini yumar, kulaklarını tıkarsa unutmasın ki, mazlumun ahı da kimse de kalmaz...
Bilmem anlata bildik mi?
Bunları neden yazdığıma gelecek olursak.
Kentimiz de kaçak ve çarpık yapılaşmanın elbette diğer ilçelerimizde olsa da en fazla geçmişten gelen bir durum olarak Yıldırım ilçemizdedir.
Sebebi ise sosyo ekonomiktir.
Dolasıyla da kaçak yapılaşmayla en çok mücadele etmesi gereken belediyelerden biri de Yıldırım Belediyesi olmalıdır.
Peki öyle mi oluyor diye Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'a bunu soracaktık ki, belediyeden şu açıklama geldi:
“Yıldırım Belediyesi ekipleri, 2019 yılından bu yana 934 kaçak binayı yıkarken, 2024 Nisan ayından bu yana 42 kaçak yapının yıkımını gerçekleştirdi...”
Son yıllarda kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilçenin çehresini değiştirecek projeler hayata geçirilirken diğer yandan da kaçak yapılaşmayla mücadelesini sürdüren Yıldırım Belediyesi'nin çabaları takdire şayandır...
Ama yeterli mi, asla değil.
Çünkü verilen mücadelenin aksine hala kaçak yapılaşmanın Cumalıkızık, Karapınar, Uludağ eteklerinde, Vakıf ve özellikle de tarım alanlarında imara aykırı hissedilir şekilde kaçak yapılaşma devam ediyor.
Elbette kaçak yapılaşma ve kent estetiğine zarar veren yapıların yükseldiği yer sadece Yıldırım değil.
Son yıllarda Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinde de artış gösteren kaçak ve plansız yapılaşma dikkati çekiyor.
Nitekim, göreve seçilen belediye başkanlarıyla görüşmelerimizde aktardıklarına göre kendilerini ziyarete gelen vatandaşların yüz de doksanının ya yakını için iş ya da kaçak yaptığı yapısına müsade edilmesi yönünde talebi oluyormuş.
Anlaşılan o ki, birer yıl arayla yapılan önce Cumhurbaşkanlığı ardından da yerel seçimler öncesi kaçak yapıların artış göstermesinin tek sebebi göreve seçilecek yönetimlerin bu duruma göz yumacak beklentisidir.
Hele ki çıkarılan İmar Affı Yasası'nın af edilecek bir tarafı olmamasına rağmen bu gibi çıkartılan yasalar kanun tanımaz kişileri daha da heveslendiriyor.
Geçmişte çıktıysa yarın, öbür gün de mutlaka çıkacaktır beklentisi ne yazıktır ki zaman içinde karşılık buluyor.
Çünkü geçmişte hep böyle olmuştur.
Daha önceki yazılarımızda vurguladığımız gibi tekrarlamak istiyorum.
Halbuki belediye başkanlarının bu konuda yapması gereken çok basit.
Namuslu insanın da hakkını korumak adına ayrım gözetmeksizin yasaların gereğini yapmasıdır.
Bu şekilde dik duruş sergileyen belediye başkanına kimse yasaların dışında bir şey talep etme cesaretinde bulunamaz.