Sağlık Bakanlığı’nın son dönemlerde organ yetmezliğinin neden olduğu ölümlerdeki artışların en aza indirilebilmesi için yurt genelinde sürdürülen çalışmalardan biri de kentimizde gerçekleştirildi.
Zira, organ yetmezliğinin tek tedavi şekli olan organ nakli konusunda ilgili sağlık personelinin eğitimleri ve de vatandaşların farkındalıklarının arttırılarak toplumda organ bağışı konusunda bilinç oluşturulması yönünde bir çalışmadır.
Bunlardan biri de geçtiğimiz gün İl Sağlık Müdürlüğü’nün organize ettiği organ nakli sürecinde görevli profesyonel sağlık çalışanlarının ve organ nakil koordinatörlerinin bilgi ve deneyimlerini artırmak amacıyla, Beyin Ölümü Tespiti ve Doner Bakımı Farkındalık Sempozyumu” düzenlendi.
Beyin ölümü tespiti ve donör bakımında karşılaşılan zorluklar ve organ bağışında medyanın rolü gibi konuların da ele alındığı sempozyuma, Sağlık Bakanlığı Ulusal Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Ayşegül Şahin, Ulusal Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Fatma Toprak, Organ Nakli Koordinatörleri Derneği (ONKOD) Başkanı Nilgün Bilal ile Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Fahire Gündüz ve Bursa bölgesinde yer alan organ nakil koordinasyonu merkezlerinde görevli yaklaşık 100 kişi katılım göstermiş.
Katılımcılar, Türkiye’de organ bağışı ve nakliyle ilgili yaşanan güncel gelişmeleri, etik ve yasal süreçleri, beyin ölümü tespiti için kullanılan en yeni teknolojileri ve donör bakımındaki en iyi uygulamaları tartışma fırsatı bulmuş.
Bunları niçin aktardığıma gelecek olursak.
Sağlıkta pek çok ülkeye göre daha iyi konumda olmamıza rağmen organ bağışı konusunda yeterince bilinçli bir toplum olamayışımızdır.
Sempozyumda konuşan Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Fahire Gündüz, organ bağışı konusundaki farkındalık eksikliklerinin giderilmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söylemiş:
“Beyin ölümü tespiti ve donör bakımı, sadece tıbbi bir süreç değil, aynı zamanda toplum olarak duyarlı olmamız gereken bir konu. Bu tür etkinlikler, daha fazla insanı organ bağışı yapmaya teşvik edecektir”
Gerçekten öyle.
Toplumda belirli bir kısmında şöyle yanlış kanı oluşmuş.
Organ bağışında bulunmuş bir kişinin vefat ettiğinde kimseye sorulup danışılmadan organlarının alındığıdır.
Halbuki, gerçek hiçte öyle değil.
Orhan bağışında bulunan bir kişinin organlarının alınabilmesi için her hangi bir sebeple hastanede beyin ölümü gerçekleşmesinin yanı sıra organlarının da zarar görmemiş olması şart.
Organ bağışında bulunan kişinin hastanede beyin ölümü gerçekleşmediği takdirde organlarının alınması asla mümkün değil.
Hatta bağışçının beyin ölümü gerçekleşmiş olsa da tekrardan yakınları onay vermeden organları alınamıyor.
Halk arasında, organ bağışında bulunmuş bir kişinin her ne sebeple olursa olsun vefatından sonra organlarının alındığıdır.
Bu doğru bir bilgi değildir.
Yani siz sağlığınızda organ bağışında bulunmuş olup daha sonra vefat etmiş olsanız da organlarınız alınmıyor.
Tekrar vurgulamak istiyorum.
Bağışçı olup ölümünüz öncesi hastanede olup ve de beyin ölümünüz gerçekleşmesi gerekiyor.
Şunu da aktarmış olalım.
Farklı branşlarda hekimlerin tetkikleri neticesi kesin olarak “beyin ölümü gerçekleşmiştir” onayı verilen kişilerin organları yakınlarının da onayıyla ancak bağış gerçekleşebilir.
Diğer bir önemli husus da beyin ölümü raporu verilmiş bu güne kadar hiç bir hasta hayata döndürülememiştir.