Suriyeliler’in şehrimize gelişleri gibi dönüşleri de sancılı olacak, çünkü?
Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2025 17:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2025 17:25
Suriye’de 13 yıl önce başlayan iç savaş tüm Avrupa’yı sığınmacı korkusu sarsa da bu durumda en büyük sorumluluğu Türkiye üstlenmiştir.
Resmi rakamlara göre yaklaşık 3 milyonun üzerinde Suriyeli’nin sığınmacı statüsünde yaşadıkları ülkemize kısa sürede uyum sağlamayı başarmışlardır.
Her şeyden önemlisi dilini, kültürünü, yaşam tarzını bilmedikleri Türkiye’deki tek ortak noktaları Müslüman olmamızdır.
Hepsi bir yana ‘insan olmaları’ gerçeği daha önemliydi...
Sınırlarımızı elini kolunu sallayarak çoluk çocuk geçiş yapmalarına tepki gösterip ülkelerinde kalıp vatanları için savaşmayıp kaçtıkları için eleştirmiştik.
Hatta bunun üzerine siyasi politikalar üretip menfaat sağlamaya çalışan siyasi liderler olmuştur.
Bunu da yaparken bu insanların kime karşı, neden ve nasıl savaşmaları gerektiğini bilmeden yapıyorduk.
Çünkü karşılarındaki düşman değil, ülke yönetimini elinde tutan Esad ve hükümetinin emrinde her türlü araç, gereç ve teçhizata sahip askeri orduydu.
Sivil halkın bu güce karşı savaşabilmesi çok da kolay bir iş değildi.
Eğer özeleştiri yapmak gerekirse, Esad’ın zulmünden canlarını kurtarmak pahasına ülkelerini niçin terk ettiklerini bugün Suriye’de ortaya çıkan dramı dehşetle izlerken daha iyi anlayabiliyoruz.
Tıpkı 13 yıl öncesi zülüm ettiği halkına, ülkelerini terk etmek zorunda bıraktığı gibi bugün de Esad ve beraberindekilerin Suriye’den kaçışı dünyaya ders niteliğindedir.
Kimsenin ahı kimsede kalmaz sözünde vurgulanmak istendiği gibi zalimler, eninde sonunda zulme uğramış olan kişilerin ahını, bedduasını alırlar ve sonrasında ise bu ah tutar.
Bilindiği üzere Suriye’de yaşamın yeniden normale dönme çabaları binlerce sığınmacının ülkelerine dönüş göçü hazırlığı bazı iş sektörlerinde ciddi bir iş gücü boşluğu oluşturacak kaygısı sardı.
Meseleye Bursa özelinden baktığımızda şehrimizdeki hangi sanayi sitesine giderseniz gidin her iş yerinde mutlaka Suriye vatandaşı sığınmacının çalıştığını görmek mümkün.
Türkiye’de barınıp yaşamlarını sürdürebilmek için Türkçe konuşmayı kendilerini ifade edecek şekilde öğrenen Suriyeliler, kentimizdeki pek çok iş kolunda ticari faaliyet gösterenler azımsanmayacak sayıdalar.
Sığınmacıların ülkelerindeki iç savaşın sona ermesiyle birlikte vatan topraklarına dönecek olmaları şehrimizdeki günlük yaşamımızın pek çok iş kolunda önemli bir istihdam boşluğu oluşturacaktır.
Bu durumdan etkilenecek en somut örnek İnegöl’dür.
İlçede başta mobilya ve tekstil olmak üzere çeşitli sektörlerde çalışan sayısının Türk vatandaşlarından neredeyse daha fazla olduğudur.
Bu durumda ortaya çıkacak iş gücü kaybı şu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Her şehre yüksek eğitim kurumu açıp yüz binlerce üniversiteli işsizler ordusu yaratmak yerine bölgenin ihtiyacına göre meslek lisesi ve meslek yüksek eğitim kurumları açılarak her sektörde aradan “ara elaman” ihtiyacı giderirken de işsizlik azalacaktır.
Velhasıl, yazımızın başlığında vurguladığımız gibi Suriyeliler’in gelişleri gibi dönüşleri de sancılı olacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERSEL PEKER
Suriyeliler’in şehrimize gelişleri gibi dönüşleri de sancılı olacak, çünkü?
Suriye’de 13 yıl önce başlayan iç savaş tüm Avrupa’yı sığınmacı korkusu sarsa da bu durumda en büyük sorumluluğu Türkiye üstlenmiştir.
Resmi rakamlara göre yaklaşık 3 milyonun üzerinde Suriyeli’nin sığınmacı statüsünde yaşadıkları ülkemize kısa sürede uyum sağlamayı başarmışlardır.
Her şeyden önemlisi dilini, kültürünü, yaşam tarzını bilmedikleri Türkiye’deki tek ortak noktaları Müslüman olmamızdır.
Hepsi bir yana ‘insan olmaları’ gerçeği daha önemliydi...
Sınırlarımızı elini kolunu sallayarak çoluk çocuk geçiş yapmalarına tepki gösterip ülkelerinde kalıp vatanları için savaşmayıp kaçtıkları için eleştirmiştik.
Hatta bunun üzerine siyasi politikalar üretip menfaat sağlamaya çalışan siyasi liderler olmuştur.
Bunu da yaparken bu insanların kime karşı, neden ve nasıl savaşmaları gerektiğini bilmeden yapıyorduk.
Çünkü karşılarındaki düşman değil, ülke yönetimini elinde tutan Esad ve hükümetinin emrinde her türlü araç, gereç ve teçhizata sahip askeri orduydu.
Sivil halkın bu güce karşı savaşabilmesi çok da kolay bir iş değildi.
Eğer özeleştiri yapmak gerekirse, Esad’ın zulmünden canlarını kurtarmak pahasına ülkelerini niçin terk ettiklerini bugün Suriye’de ortaya çıkan dramı dehşetle izlerken daha iyi anlayabiliyoruz.
Tıpkı 13 yıl öncesi zülüm ettiği halkına, ülkelerini terk etmek zorunda bıraktığı gibi bugün de Esad ve beraberindekilerin Suriye’den kaçışı dünyaya ders niteliğindedir.
Kimsenin ahı kimsede kalmaz sözünde vurgulanmak istendiği gibi zalimler, eninde sonunda zulme uğramış olan kişilerin ahını, bedduasını alırlar ve sonrasında ise bu ah tutar.
Bilindiği üzere Suriye’de yaşamın yeniden normale dönme çabaları binlerce sığınmacının ülkelerine dönüş göçü hazırlığı bazı iş sektörlerinde ciddi bir iş gücü boşluğu oluşturacak kaygısı sardı.
Meseleye Bursa özelinden baktığımızda şehrimizdeki hangi sanayi sitesine giderseniz gidin her iş yerinde mutlaka Suriye vatandaşı sığınmacının çalıştığını görmek mümkün.
Türkiye’de barınıp yaşamlarını sürdürebilmek için Türkçe konuşmayı kendilerini ifade edecek şekilde öğrenen Suriyeliler, kentimizdeki pek çok iş kolunda ticari faaliyet gösterenler azımsanmayacak sayıdalar.
Sığınmacıların ülkelerindeki iç savaşın sona ermesiyle birlikte vatan topraklarına dönecek olmaları şehrimizdeki günlük yaşamımızın pek çok iş kolunda önemli bir istihdam boşluğu oluşturacaktır.
Bu durumdan etkilenecek en somut örnek İnegöl’dür.
İlçede başta mobilya ve tekstil olmak üzere çeşitli sektörlerde çalışan sayısının Türk vatandaşlarından neredeyse daha fazla olduğudur.
Bu durumda ortaya çıkacak iş gücü kaybı şu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Her şehre yüksek eğitim kurumu açıp yüz binlerce üniversiteli işsizler ordusu yaratmak yerine bölgenin ihtiyacına göre meslek lisesi ve meslek yüksek eğitim kurumları açılarak her sektörde aradan “ara elaman” ihtiyacı giderirken de işsizlik azalacaktır.
Velhasıl, yazımızın başlığında vurguladığımız gibi Suriyeliler’in gelişleri gibi dönüşleri de sancılı olacaktır.