Hava Durumu

‘FIRTINA ÇIKTIĞINDA UYUYABİLİRİM!..’

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2021 15:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2021 15:26

Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu.

Gel gelelim ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu.

İş için başvuranların hemen tümü çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, “Burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur” diyorlardı.

Sonunda çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti.

Adamın haline bakıp;

Çiftlik işlerinden anlar mısın?” diye sormadan edemedi çiftlik sahibi.
Sayılır” dedi adam, “Fırtına çıktığında uyuyabilirim.”

Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boş verip çaresiz adamı işe aldı. Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı.

Hiç sorun çıkarmıyor, gereken neyse hepsini yapıyordu bu adam.

Taa ki o fırtınaya kadar…

Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı çiftlik sahibi.

Öyle bir fırtına çıkmıştı ki, bina çatırdıyordu...

Yatağından fırladı, hemen adamın odasına koştu;

Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım” dedi.

Adam yatağından bile doğrulmadan mırıldandı;

Boş verin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim.”

Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı adeta...

Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.

Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu...

Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı.

Ahıra koştu...

İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti.

Yeniden evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı.

Fırtına olasılığına karşı gereken bütün önlemler alınmıştı.

Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı.

Fırtına uğuldamayı sürdürüyordu...
Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı;

Fırtına çıktığında uyuyabilirim...”

Kıssadan Hisse:

İnsan, kötü zamanlara her zaman hazırlıklı olmalıdır.

Bir şeyler biriktirmeli, bir şeyler saklamalı, önlemler alınmalıdır.

Çünkü kötü zamanlar mutlaka gelir, hazırlıklı olunmalıdır.

Yer sarsıntısı, çığ, taşkın, fırtına, kuraklık gibi doğal afetler ve salgın hastalıklar her zaman olabilir.

Dünyanın halleridir bunlar...

Doğum ve ölüm, bulut, fırtına, yağmur, kar gibi...

Kışa girerken sanki kıtlık yaşanacak ya da yokluk olacakmış gibi davranırız…

Yaz aylarının bolluk ve bereketli günlerinde yiyecekler kurutur, konserveler yapar, turşular kurarız.

Bulgurlar, tarhanalar, salçalar aklınıza ne gelirse hanımlar harıl-harıl kış hazırlığı yaparlar.

Diyeceksiniz ki her yer market elinizi neye atsanız bulursunuz...

Osun, bu bir önlemdir...

Burada amaç kötü zamanlara hazırlıklı olmaktır...

Kar olur, buz olur” lafı da oradan gelir.

Hanımlar bu denli hazırlanırken, beyler de “yağmur yaş olmadan odunu kömürü içeri atalım” derdine düşmez mi?

Kötü günlere hep hazırlıklı olalım...

Sıkıntıları, bilgiyle, planla hazırlıklı olalım.

Deveyi sağlam bir kazığa bağlayıp ondan sonra Allah’a emanet edelim yaşamımız boyunca.

Kızgınlıkla karar almayalım, mutluluktan uçtuğumuzda da söz vermeyelim.

Çünkü ikisi de sarhoşluk ânıdır; akıl başta değildir yani!..

Kalın sağlıcakla...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.