Hava Durumu

HAYATINIZIN BİLANÇOSUNU ÇIKARMANIN TAM ZAMANI..!

Yazının Giriş Tarihi: 06.04.2020 17:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.04.2020 17:57

Hayatın neresinden bakarsanız bakın; endişe, gerginlik ve korku var her yanda…

Her gün açıklanan sayılar, “acaba..?” sorularının giderek artmasına neden olurken, hemen öte yanda da hayatımızın bugüne dek geçen sürecinin bir bilançosunu çıkarmak için bir zorunluluğu gündeme getiriyor.

Hayat bilançolarındaki; aktifler/pasifler, artılar/eksiler, doğrular/yanlışlar ve  aklar/karalar bir tokat gibi vurmadan suratlarımıza, toplumsal anlamdaki yanlışları da aklımıza getiriyoruz ister istemez..

Sokaklara attığımız çöpleri, caddelere tükürdüğümüz günleri, derelermize kattığımız kimyasalları, yaktığımız ormanları, kirlettiğimiz su kaynaklarını, doğaya bıraktığımız atıkları…

Yaptığımız hatalar; şimdi gün gibi ortaya çıkıyor işte…

Çünkü pabuç pahalı karantina günlerimizde…

Bireysel yanlışlıklara da parantez açmak gerek tabii ki bu bilançonun eksiler bölümünde…Kırdığımız kalpler, söylediğimiz yalanlar ve belki de evlerinden-işlerinden-eşlerinden ettiğimiz kişiler karşımıza çıkıp yüzlerimize bile tükürebilir bu zor günlerde.

Yüzlerimize taktığımız o maskelerin boyası döküldü bakın…

Ülkemizdeki zenginlerin sahip olduğu; milyar dolarlık villalar, yatlar, katlar ve köşkler bir işe yaramıyor. Yine yüzbinlerce euroluk lüks araçlar da kurtarmıyor kimseyi işte…Şehirler arası seyahatler kısıtlı olunca evlerin önünde kuzu gibi yatıyor milyonluk arabalar…

Çekler, senetler, yatırım fonları, menkul veya gayrimenkul değerler…İşe yaramıyor.

Sadece…Evet sadece eski dostluklar, arkadaşlıklar, komşuluklar prim yapıyor yaşadığımız bu günlerde…Onlardan gelen bir telefon, bir mesaj veya bir sosyal medya paylaşımı bizim morallerimizi biraz yükseltiyor. Dayanışmalar; hayata yeniden tutunmamızı sağlıyor belki de…

Kitaplar, şiirler, şarkılar ve filmler bizim hayata bağlanmamızı sağlıyor bir de…

Hayatımızdaki negatif haberleri, paylaşımları ve olumsuzlukları da bilançonun içine katmamız gerek ama…Yapmamamız gereken hatalar bunlar umutsuzluk adına…

Sonra da…Aktifler ve pasifleri veya artılar ile eksileri toplayıp, aradaki farkı da kar veya zarar hanemize yazdığımızda; bugün için hayatımızın bilançosunu çıkardık sayılabilir.

Bakın bakalım sizin bilançonuzda artılar mı çok, yoksa eksiler mi..?

O yüzden sık-sık yapın bu değerlendirmeyi…Hayatınızın son bilançosunu çıkarın.Gerçekçi bir şekilde ama…

Yapın ki; bugüne dek nasıl yaşadığınızın fotoğrafını görün karşınızda…

Bilin ki…Bu ülkede topu-topu 27 bin gün yaşayacaksınız ortalama…

Onu da gurur, onur ve mutlulukla tamamlayın.

Olması gerektiği gibi…

Ve çocuklarınıza ve torunlarınıza yaşanası bir dünya bırakın.

ÖZLÜ SÖZLER: Yaşamak için sürekli hazırlanıyoruz. Ama yaşamıyoruz. (Ralph Waldo EMERSON)

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------               

Topu-topu 27 bin gün yaşayacaksınız zaten!..

Gerçeklerden kaçmamak gerek…Yüzleşmek gerek bazen…

Kibirli ve ulaşılmaz olmamak için…Her şeyi ben yarattım’lardan uzaklaşmak…Ve de “en büyük benim, başka büyük yok “dememek için…

Gerçeklerle de yüzleşmek gerek her zaman…İşte bu yüzleşmenin özet bir hesabı…

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bölümü Başkanı Prof .Dr. Servet Arıoğlu; geçtiğimiz yıllarda Antalya Belek’te yapılan bir toplantı sonrası açıklamıştı: ”Türkiye’de ortalama yaşama süresi: 73,8 yıl oldu.

Erkeklerde ortalama; 71,5 yıl, kadınlarda ise 76,1 yıl…Son araştırmalarda bu sayılar biraz arttı gibi görünse de, net bir rakam çıkmadı henüz…

Açıklanan ortalama yaşam süresi olan 73,8 yıl ile 365 günü çarparsanız…Ortaya; 26 bin 937 gün çıkıyor. Yani…Ortalama olarak Türk insanı, 27 bin küsur gün yaşıyor.

Topu- topu: 27 bin gün…Bu 27 bin günün kaçı mutlu ve güzel şeylerle, kaçı da üzüntü-keder ve sıkıntı ile geçiyor ki..?

Şimdi size Türkiye gerçeklerinden alınarak hesaplanan bazı zaman geçirme istatistiklerini veriyorum…Hangi işi yaparak, toplam kaç yılımızı tükettiğimizi anımsatmak için hepimize…

-Yürümek için: 16 yıl                              -Uyumak için: 23 yıl

-TV izlemek için: 6 yıl                             -Otomobil kullanmak için: 5 yıl

-Yemek -yemek için: 6 yıl                       -Okumak için: 250 gün

-Telefonla konuşmak için: 180 gün        -Eğlenmek için: 1 Yıl 10 Gün

                      YAŞAM  IRMAĞINA KALICI  İMZALAR BIRAKMAK…

Yukarıdaki tablodan da göreceğiniz gibi; 26 bin 937 gün olan ortalama yaşam süreci içinde tam 8.395 günümüz uykuda geçiyor.

Yemek yerken, TV izlerken, telefonla konuşurken, otomobil kullanırken veya toplu taşıma aracında giderken harcadığımız gün sayısı da belli…

Eeee…Dolu- dolu yaşanacak günler için ne kadar zamanınız kaldı ki..?

Aslında ne kadar yaşayacağımız değil, nasıl yaşayacağımız önemlidir. Yaşam ırmağına ne kadar kalıcı imzalar bırakacağımız..!

Ortalama 26 bin küsurluk yaşam sürecimizde rutin alışkanlıklar için harcadığımız zaman belli olduğuna göre; kalan süreye doğru ve kalıcı bir şeyler sığdırarak yaşantılarımıza anlam katabiliriz.

Gün boyu TV seyrederek, saatlerce mesaj çekerek, cep telefonumuzla sınırsız konuşarak değil…Kitaplar ve şiirler okuyarak, iyi ve dinlendirici müzikler dinleyerek, bir enstrüman çalarak, bir hayvan besleyerek, bir çocuk okutarak, eski bir dostumuza mektup yazarak/mesaj göndererek , bir hastayı ziyaret ederek anlam katabiliriz kalan zamanımıza…

Zaman nedir ki..?

Bir su gibi akıp giden süreç değil mi, geçmişten geleceğe doğru…

Yaşam sürecimizde akıp giden bu suya kalıcı imzalar atmak olmalıdır temel hedefimiz…

Hele bu özel günlerde..!

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

      

                  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.