Hava Durumu

HAZIRLAYAN'DAN

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2021 17:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2021 17:03

Ben Yazar Metin Hasırcı, 'Abdülhamid’in Şifre Katibi takriben yirmi sene önce hazırlamıştım ki,2016 senesinde 'Parola' yayınlarından neşr olunmuştu.

"Bildiklerim" adlı eser, başka bir kitap üzerinde çalışmam sırasında karşıma çıktı. İbn'ül Emin Mahmud Kemâl İnal merhumun şaheseri ‘Son Sadrazamlar’dan, üzerinde çalıştığım kitaba alıntılar gerekmekteydi bunları yaparken kaynak dikkatimi çekti. Merhum Üstad İbn'ül Emin Mahmud Kemal Bey de, bahse konu Bildiklerim adlı kitaptan müstefid olmuş ve alıntılardan sonra, ya hayret etmekte yahut da
ileri sürülenleri mümkünler kategorisinde olduğunu kabulleniyordu.

Cidden, "Bildiklerim" adlı eserde pek farklı iddialar bulunuyordu. Bilhassa; İbrahim Hakkı Paşa, Trablusgarb ve Bingazi, İtalya Devleti ile Alman İmparatoru Kayzer 2. Wilhelm hakkında yürüttüğü nazariyeler, beyaz kâğıt üzerine dökülünce ve de kitap hâline geldikten sonra artık birer iddia hâlini alırlar. Böyle olduğunu her akl-ı selîm kabul
eder.

Merhum İbn'ül Emin Bey bu iddiaları yukarıda adı geçen
şaheserine almış ve bu eserini yayımladığı târihi göz önüne aldığımız takdirde Trablus fecaatini yaşamış bir çok zevatın berhayat olduğunu gayet haklı olarak dikkate almış, parlak zekâsı ve kudretli kalemiyle hem iddiaları efkâr-ı umûmiyeye duyurmuş, hem de temkinli davranarak kendisine açılması muhtemel mitralyöz ateşinden kurtulmak için 'Bildiklerim' de yazdıklarını ispatlaması için müellif Mehmed Selahaddin beyefendiyi beyana davet edecek tarzda ifade-i meramla,
saldırıların hedefinin kendisi olmasını engellemiştir.
Mehmed Selahaddin efendi hakkında biyografik bilgiye rastlayamadık. Ancak sizlerinde göreceği gibi, eserin içinde yer yer mütevaziane şekilde kendinden bahsetme mecburiyetinde kaldığın da bazı beyanlarda bulunmaktadır.

Bundan ilk önce çıkardığımız hüküm, münevver bir devlet memuru olduğudur. Sultan Abdülhamid Hân gibi çok dikkatli ve vehimli bir padişahın şifre kitâbetinde şifre memuru olarak vazife alabilmek, kırk imbikten geçmiş olmayı ve müstakim bir vasıf taşımakla mümkündür. Müellif, bu vazifeden meşrutiyetin yeniden tatbike geçirilmesinden sonra sebebini söylememekle beraber, ayrıldığını beyan etmektedir. Bu hususta fikir yürütecek olursak karşımızda şu neticeyi bulmak kâbildir: Mehmed Selahaddin Bey; Abdülhamid Hân'ın
itimadını kazanmışlardandır. Padişahı yalnızlaştırma politikası,
yakın adamlarını uzaklaştırarak mümkün olur! Bu vaziyet karşısında Mehmed Selahaddin Bey buradan alınmalıdır. Diğer bir nazariye ise; otuz yılı aşan Sultan Abdülhamid monarşisi döneminde ülkenin her
tarafından ve devlet ricâlinden kimilerinin; benim de, bir jurnalim bulunsun diye vermiş olduğu jurnali, bilir diye uğrayacağı sıkıntıları akl eden müellif, kendi arzu ve talebiyle şifre kâtipliğinden ayrılmış olabilir!

Mehmed Selahaddin Bey; bulunmuş olduğu görevin idraki içinde eserinde son derece nazik bir yaklaşımla kendilerini değil, zihniyetlerini yargılamış bulunuyor çalışmasında. Devrinin nazik hitabı, Beyefendi hazretleri, sözcüklerini tevcih ederken, hitap ettiği şahsı icraatından ayırarak, kavgayı icraatlarıyla yapıyor. Sanki ; "Yaradandan ötürü, yaradılanı sevmeliyiz" sözü bütün haşmetiyle kendini gösteriyor.

Müellif; İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin; meslek-i celile-i
askeriyye ile olan ilişkisini ve farmasonların kucağında kendini
büyütme çabalarına o kadar temkinli yaklaşıyor ki; bunda köprü üstü cinayetlerinin rolünü aklından çıkaramamış olması da kuvvetle muhtemeldir. Bunda da bir hayli haklı! İttihatçıların kan dökücülüğü malum!
Mehmed Selahaddin Bey; İttihat ve Terakki Cemiyeti ve cemiyet-i hafî'ye demek suretiyle, ittihatçıların ve masonların iş birliğini ortaya koymakla birlikte masonların adını pek dile getirmemekte olduğundan, biz okurlarımızı buradaki cemiyet-i hafî’ye ifadesinin masonlar olarak telakki edilmesini bir istitrat ile hatırlatmaya mecbur kaldık.

Heccav diye hafife alınmış bulunan meşhur Şâir Eşref Bey merhum mihnet-i vatan zevattanmış ki, bu eserde başta ben olmak üzere, birçok okurumun haberdar olacağına inanmaktayım. Bunu itirafta, bana hiç zor gelmiyor. Çünkü maziye dair çalışmalarımızın azlığı, nice kıymetlerin nisyana yani unutulmaya düşmesine sebep oluyor.

Benim çalışmam yayınlandıktan sonra bazı zevat da üzerinde durmaya önem atfetmişler ki, elbette ki, memnuniyet duyuyorum. Fiemanillah

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.