Dile kolay…2 Yıl, iki ay, iki gün düşman eziyeti altında inim inim inleyen bir şehir ve halkı, akıl almaz bir şekilde, hem ülkesinin hem de kentinin kurtuluşuna tanık olur. Osmanlı’nın beylikten devlete geçiş yaptığı dönemdeki ilk payitahtı (başkent) olan Bursa, bir kez daha esaretin bitişinin 102. Yılına erişti. Kutluyor demiyorum farkında iseniz. Çünkü çocukluğumdaki 11 Eylül günlerini, 1961 yılından itibaren az çok bilirim. Atatürk Caddesi’nde bir askeri tören geçişi ile, vali ve belediye başkanının, kenarda toplanmış Bursalıları selamlaması olarak gördük geçirdik o yılları…Bir de işgal yıllarında yerli Rumlara karşı çete savaşı yapan Bursalı çetecilerin hayatta olanları, gurur ile geçerdi kortej ile birlikte… Okullarda da daha fazlasının yapıldığını ne şahit oldum ne de duydum. Aslında bizden iki kuşak öncesinde, bu kadim şehirde yaşayanlar işgal günlerinin acısını çok iyi bilir ve bizlere de aktarırdı. O esaret yıllarını yaşayan bir ailenin ferdi olarak, büyüklerimden dinlediklerim kısıtlı da olsa, çekilen çileyi anlatmaya yetiyordu aslında…Ama bizim kuşak dahil olmak üzere, arkamızdakilere o günlerin acısını ve nasıl özgürlüğe kavuştuklarını yeterice anlattık mı ? Bu kısır döngünün biterek, gerçekleri yeni kuşaklara aktarmanın en önde gelen bir görev olduğunu artık anlayalım. Bursa’nın her dönem, ülke yöneticileri için ne denli önemli olduğunu da hatırlatalım ve çocukluktan çıkmakta olan bu yeni kuşağı geleceğe böyle hazırlayım derim. Tabii bu görevin öncelikli sorumluları, öğretmen ve onları görevlendiren merciler olmalı. Bu görevin hele günümüzde layığı ile yapıldığına dair inancınız var mı ? Alfabenin bitimindeki harfler ile ifade edilen bu yeni kuşak-ğın, elindeki sihirli telefon aleti(!) dışında, bir kaynağı görmüşlüğü, okumuşluğu ya da duymuşluğu var mı ? Belki bizden daha müşkül bir dönemde, yoksulluk ile açlık sınırları arasına sıkışmış ailelerinden de doğal olarak böyle bir açıklama duymaları olanaksız. Üstelik yeni bir eğitim pardon “Maarif Sistemi” getirme aşamasında olan günümüzün Maarif bakanları var. Milli Eğitim Bakanı sıfatı ile açıklama yapan yetkili,ekranlardan, yeni öğretim yılının temasını, Çanakkale-Gazze-Vatan sevgisi olarak belirlediklerini açıkladı. Bu güne değin, hiç bir dönemde, ne bir tarihçi veya asker tarafından öne çıkarılmamış Filistinli Müslümanların Çanakkale’de Osmanlı askeri ile birlikte yaptıkları direnişi, Cumhuriyet öncesi son aşama olan kurtuluş günlerine dair kutlamaların yapıldığı yılda, yeni öğrenim yılında “tema” olarak koyma girişimini gösterebiliyorlar günümüzün memur bakanları... Öyleyse, geleceğimiz için, o dönemi yaratacak çocuk ve gençlerimizi, doğru olan gerçekler ile buluşturma dönemi ne zaman başlayacak ? Bunun için bir İktidar değişimi mi bekleniyor, tam bir merak konusu... Yine de umutsuz değilim. Bursalı hemşerilerimizin kurtuluş gününü kutlarken, geleceğimiz olan gençlerin yeni ders yıllarının başarı dolu geçmesini diliyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bu gün 11 Eylül Bursa için iftihar vakti
Dile kolay…2 Yıl, iki ay, iki gün düşman eziyeti altında inim inim inleyen bir şehir ve halkı, akıl almaz bir şekilde, hem ülkesinin hem de kentinin kurtuluşuna tanık olur. Osmanlı’nın beylikten devlete geçiş yaptığı dönemdeki ilk payitahtı (başkent) olan Bursa, bir kez daha esaretin bitişinin 102. Yılına erişti. Kutluyor demiyorum farkında iseniz. Çünkü çocukluğumdaki 11 Eylül günlerini, 1961 yılından itibaren az çok bilirim. Atatürk Caddesi’nde bir askeri tören geçişi ile, vali ve belediye başkanının, kenarda toplanmış Bursalıları selamlaması olarak gördük geçirdik o yılları…Bir de işgal yıllarında yerli Rumlara karşı çete savaşı yapan Bursalı çetecilerin hayatta olanları, gurur ile geçerdi kortej ile birlikte… Okullarda da daha fazlasının yapıldığını ne şahit oldum ne de duydum. Aslında bizden iki kuşak öncesinde, bu kadim şehirde yaşayanlar işgal günlerinin acısını çok iyi bilir ve bizlere de aktarırdı. O esaret yıllarını yaşayan bir ailenin ferdi olarak, büyüklerimden dinlediklerim kısıtlı da olsa, çekilen çileyi anlatmaya yetiyordu aslında…Ama bizim kuşak dahil olmak üzere, arkamızdakilere o günlerin acısını ve nasıl özgürlüğe kavuştuklarını yeterice anlattık mı ? Bu kısır döngünün biterek, gerçekleri yeni kuşaklara aktarmanın en önde gelen bir görev olduğunu artık anlayalım. Bursa’nın her dönem, ülke yöneticileri için ne denli önemli olduğunu da hatırlatalım ve çocukluktan çıkmakta olan bu yeni kuşağı geleceğe böyle hazırlayım derim. Tabii bu görevin öncelikli sorumluları, öğretmen ve onları görevlendiren merciler olmalı. Bu görevin hele günümüzde layığı ile yapıldığına dair inancınız var mı ? Alfabenin bitimindeki harfler ile ifade edilen bu yeni kuşak-ğın, elindeki sihirli telefon aleti(!) dışında, bir kaynağı görmüşlüğü, okumuşluğu ya da duymuşluğu var mı ? Belki bizden daha müşkül bir dönemde, yoksulluk ile açlık sınırları arasına sıkışmış ailelerinden de doğal olarak böyle bir açıklama duymaları olanaksız. Üstelik yeni bir eğitim pardon “Maarif Sistemi” getirme aşamasında olan günümüzün Maarif bakanları var. Milli Eğitim Bakanı sıfatı ile açıklama yapan yetkili,ekranlardan, yeni öğretim yılının temasını, Çanakkale-Gazze-Vatan sevgisi olarak belirlediklerini açıkladı. Bu güne değin, hiç bir dönemde, ne bir tarihçi veya asker tarafından öne çıkarılmamış Filistinli Müslümanların Çanakkale’de Osmanlı askeri ile birlikte yaptıkları direnişi, Cumhuriyet öncesi son aşama olan kurtuluş günlerine dair kutlamaların yapıldığı yılda, yeni öğrenim yılında “tema” olarak koyma girişimini gösterebiliyorlar günümüzün memur bakanları... Öyleyse, geleceğimiz için, o dönemi yaratacak çocuk ve gençlerimizi, doğru olan gerçekler ile buluşturma dönemi ne zaman başlayacak ? Bunun için bir İktidar değişimi mi bekleniyor, tam bir merak konusu... Yine de umutsuz değilim. Bursalı hemşerilerimizin kurtuluş gününü kutlarken, geleceğimiz olan gençlerin yeni ders yıllarının başarı dolu geçmesini diliyorum.