Hava Durumu

Eyvah Dünya Çocuk Gününü unutmuşum !

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2024 02:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.11.2024 02:58

Klavyenin başına geçtim ilk satırı karalayacağım, önüme “Dünya Çocuk Günü” gibi bir cümle düştüçŞu günlerde, Dünya’da ve özellikle Filistin ile Gazze’deki çocukların hazin sonunu ya da bombaların etkisi ile sakat kalacak olanların yarınını düşünürken, dikkatim bir anda televizyon ekranına kaydı. Tam İsrail için elimden geldiği kadar bir şeyler okumaya/saydırmaya çalışıyordum, bu kez karşıma , “Yeni Doğan Duruşması” gelmez mi ? İsrail’ suçlayacak kadar ne de aklayacak yetkim ne de vicdanım var…Kendi ülkemdeki bir üzücü olaydan dolayı ekranlara düşen, gereksiz yere entübe edilerek,ya da para için bilerek ölüme terk edilen, geleceğimizin teminatı bebekler göründü gözüme…”Ana ve babalarının ne halde olduğunu bu toplum nasıl anlayacak?” sorusuna yanıt aramaya başladım, sanki ben suçluymuşum gibi…Ama beyin bu, yerinde durmuyor ki, aniden yine İzmir’deki bebeklerin yanarak ölümü aklıma takıldı bu kez…Bir de baktım beynim fırıldağa dönmüş beni bu kez Tekirdağ’daki bebek istismarına götürdü…Gözü dönmüş olası istismarcı babalar komşu gençleri ve onların kurduğu ailelerin sonunu düşündüm…Yeni Doğan Çetesi kadar, ya da daha fazla ülke gündeminde kalan, köpürdükçe, daha fazla köpürtülen “Narin Vakası” da unutulmalı mı, yoksa unutulmamalı mı diye beynim ile tartışmaya girdim Bu kez de, Cumhuriyet döneminde, ülkemizi en uzun süre yöneten iktidarın bu konulardaki serinkanlı duruşu ile kendime gelir gibi oldum !!!

Bu söylediklerim kafamın içinden, trafik kazalarında can veren kuryelerin motorları kadar hızlı geçti! Ama şöyle bir silkelendim, kendime sordum deliler misali…”Yahu Dünya Çocuklar Günü” diyordun, aklını gezmeye mi gönderdin? Bu Soruyu hem sorup, hem de yanıtladım. Acaba böylesi anlam taşıyan cümleler ile anılan, bu uluslar arası günler neden kabul edilirdi Birleşmiş Milletler gibi bir oluşum tarafından ?” Öğrenmek kolay, önündeki aletin ekranına yazıyorsun çıkıveriyor hemen…Ama gerçek anlamı ve yapılması gerekenler, o kadar çabuk dışarı çekilip, icraata geçirilemiyor. Hakikaten öyle ilginç bir beynimiz oluşmuş ki doğarken, bazen bizi unutmaya yönlendiriyor, olmadık bir anda, onlarca yıl geriye bile götürüveriyor. Ama o kıvamda değildi bu kez, yakın geçmişte bıraktı beni beynim…Hani şu, ülkemizin halkını bir güzel iki cenahta toplayan ve karşılıklı suçlama ve laf yetiştirme yarışına sokan “Sokak Hayvanları Yasası” tartışmaları geldi aklıma birden…Sokaklarda yiyecek arayan köpek ve kedilerin canını düşünürken, 85 milyonluk bir ülke ve onun uygarlık abidesi şehirlerinde, itlaflar çoktaaannn yapıldı ve belki de bitti. Bakalım, bu tartışmaya bu denli duyarlı yaklaşan taraflar, şimdi ortaya çıkan Yeni Doğan klinikleri rezaleti için aynı şekilde kılıçlarını çekebilecek mi ? Hastanemsi gibi sağlık birimlerinde ve “Yeni Doğan “ servislerinde 8-9 yıldan beri yaşanan bu rezalet ötesi işlemler nedeni ile…Teknoloji yerine beynimizle o yıllara geri giderek, süper zekalı hastane sahiplerinin, yasal olmamasına karşın, söz konusu bu klinikleri kiraladıkları bile oluyormuş gerçeğini öğrenebilir miydik? . Ne zekâ ama değil mi ? Üstelik bu yapılırken, yaşlanmış ve mesleği bırakmış doktorların diploması ile, hayali hekimler bile yaratılmış.Üstelik yargılama sürecine baktığımızda, bu olaylardan hastane sahiplerinin hiç haberi olmamış. SGK’nın gönderdiği tedavi giderleri ödemeleri, demek ki bir başka kasada toplanmış ki(!) O özel hastanecikleri elleri ile kuranların ruhu bile duymamış ! Ne beceri değil mi, ambulans sürücüleri ve hemşirelerin yaptığı!!! Bu kadar baskın zekalı bireylerin yaşadığı bir toplumda kamu ne yapsın ? Bu orantısız zeka örnekler i(!) karşısında kimi tutsun, kimi yargılasın ? Kolayı var; onun yerine, bu işlerde sorumluluğu olanları, “dokunulmaz kılmak” için yüksek makamlara terfi ettirirsin olur biter ! Biz de yeni doğan bebekler büyüsün, ülkeyi daha iyi yönetsinler diye boşuna bekleriz yine, emin olun !…

Yazdıklarıma kızmayın sakın, izahı olmayanın ancak böyle mizahı oluyor, benim elimden de, pardon klavyemin tuşlarından da ancak bunlar geliyor!

Ama ben yine işimi tamamlayayım ve “Dünya Çocuk Günü” için bilgi vereyim derim…Tüm Dünya çocuklarının ihmal ve istismardan korunması, kötü muamele ile karşılaşmaması ve çocuk haklarının korunması amacıyla 20 Kasım 1989 yılında B.M. Genel Kurulunda 193 Ülke tarafından “Çocuk Hakları Sözleşmesi” kabul edilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti de 1990 yılında bu sözleşmeyi imzalayarak, Uluslararası alanda bağlayıcılık kazanmış. Çocuk Hakları, tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim,sağlık,barınma, yaşama,oyun,fiziksel/psikolojikveyacinsel sömürüye karşı korunma gibi hakların hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavrammış meğer. Yani İktidar lütfü hiç değilmiş nedense !.

Resmiyetteki tanım böyle…Tam da bu gün, konuya dair akla, izana sığmayacak bir kötü ötesi örnek ülkemizden çıkmazı mı ?. Ne rastlantı ama ! Bakalım “Çocuk Hakları Sözleşmesi” için imza atanlar veya onların yerine görevi devralanlar şimdi ne yapacak ?Az daha unutuyordum acizane bir önerim olacak. Çocuk haklarına dair bu uluslar arası anlaşmanın metni, her duruşma öncesi mahkeme salonundaki hazirunun önünde okutulsa acaba faydası olur mu karar verirken ? Sevgili çocuklar, size kâğıt üzerinde tanınan haklarınız ve onun yıldönümü kutlu olsun!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.