Başlık için çok fazla düşünmedim. Çünkü yaşadıklarımız bunu söyletiyor. Geleceğin büyükleri, geleceğimizi oluşturacak çocuklar da bizim o dönemlerimizden daha zor durumda. Ama başlığı oluştururken,yıllar önce Karadeniz’de dinlediğim, bir yöre türküsünden kopya çektim. Bu sütunlarda bir kez daha bundan söz etmiştim. DJ sıra bu türküye geldiğinde iyice coşuyor ve coşturuyordu dinleyenleri…Türkünün en çarpıcı cümlesi “Bu dunyadan fayda yok, öteki da şupheli…” şeklindeydi yöresel şive ile…
Buradan günümüzün çocuklarına dair bir paragraf açmak istiyorum.
Çünkü onlar bu ülkenin geleceğini inşa edecekler…Ama oldukça zor işleri…
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın başında çok çalışkan bir hanımefendi var! Her etkinlik benim hesabıma da düşüyor. İşte şu ay bu kadar engellinin hesabına şu kadar milyon lira yatırıldı. Bilmem kaç bin çocuğa eğitim destekleri de gönderildi gibi haberler sürekli ekranımda…Önce tam olarak yorumlamak zordu. Sonra dikkatlice okuyunca anladım ki, ailelerin, az ya da çok, kaç çocuğu olursa olsun, onları beslemeye ve eğitimlerini sağlamaya güçleri yetmiyor. Bunu zaten tahmin ediyoruz ama iş rakamlara gelince daha bir dikkat kesiliyorsunuz. Bu destek iyi bir şey mi? Can alıcı soru bu işte… Bu ülkenin sanayisi, tarımı yeterli ölçüde ve rantbl biçimde üretse, böylece işsizlik azalıp, ücretler makul seviyeye gelse, bu desteklere gerek kalmayacak. Bu saptamayı 7 den 77 ye kime sorsanız yapar. Bu durumda Aile Bakanlığı’nın bu yardımına nasıl bakalım. Kestirmeden gideyim. Çalışan yeterince hakkını alsa, kayıt dışı çalıştırılma ortadan kaldırılsa, beyan usulü vergiler, dolaylı vergileri büyük ölçüde katlasa devlet gelirleri de yeterli olur, aile bütçesi de yerine oturur. Ama gerçek bu değil. Başlıkta geleceğimizden söz ettim Şimdi ona geliyorum. Aile Bakanlığı, bir süre önce, çok önemli bir tavsiyede bulunmuş ve de SGK emeklilerine “meditasyon” ve “yoga” önerisi ile rahatlamalarını sağlamak istemiş ! Onlar zaten gerekli jimnastiği Et-Süt kurumu ile ucuz ekmek kuyruğunda yapıyor. Bu nedenle dirençleri yerinde ! En ucuz kahvehanede akşama kadar otururken veya parklarda serinlerken, meditasyon da gerçekleşiyor, yoga da…Ama söz konusu bakanlığın bu kez yaptığı öneriler, emeklilere yapılanı katlayıp geçmiş ! Çocuklara her öğünde” et, süt, tahıl, baklagiller, meyve ve sebze yemelerinitavsiye etmiş.” Buna bir de ara öğünü eklemiş. Bu sözlere yayın organları biraz mizahi yaklaştılar. Acaba bu beslenmenin kaça mal olacağını bilmiyor gibi bu açıklama yapılır mı türünden eleştirmişler…Aslında Sayın Bakan çok haklı! Çünkü yaşamının önemli bir dönemini Avrupa’da geçirmiş. Belki yine, besinlerini geldiği ülkeden ve daha ucuza alabiliyor veya kendi gelirine göre aileleri de aynı konumda görüyor !
Ya da yaptığı yardımların bu listeye yeteceğini sanıyor. Veya, kaç ailenin bakanlığından ne kadar yardımı aldığından haberi yok, belki de yardımcıları bu konuyu çözüyor olmalı.Bir ihtimal daha var, o da pazar fiyatlarını, ona ilişkin haberleri de ekranda izlemiyor ve de göremiyor… İzahı olmayanın mizahı ile anlamaya çalıştığımız bir konu daha…Sadede gelirsek, bu gün yeterince beslenemeyen çocuklar, okul çağları hızla geçerken ne yapacaklar ? Orta ve lise eğitimlerinde başarı nasıl gelecek ? YKS kapısını çaldıklarında ne olacak ?
Bu yıl YKS bir gerçeği ortaya koydu!
Sınav sonuçları bir süre önce açıklanmıştı. Çok ilginç ve düşündürücü bir veri ortaya çıktı. Bu yıl “Temel yeterlilik” sorularını yapamayan, yanisıfır çeken öğrenci sayısı96 bin 518 olmuş. Bu rakam geçen yıl 23 bin 691 olarak açıklanmış. Bunun yorumu nedir? Hemen kendi görüşümü söyleyeyim. Bu yıl YKS için sınava, büyük oranda 18 yaş grubu girdi. Bu grup, 4+4+4 sistemine geçildiği yıl ilkokula başlayanlardan oluşuyor. İşte bir yıl içindeki sıfır çekme sayısının astronomik artışı buradan kaynaklı bence... Tam bir ayna tutmuş sınav bu sisteme... Şimdi gelecek için birlikte tahminde bulunalım. Yeterli beslenemeyen, aile geliri yardımcı kitaplara ulaşmayı imkansız kılan ve de okullarda yeterince eğitilemeyen bir kuşak, dört beş yıl sonra ülkenin dümenine nasıl geçebilir. Eğer bu “Maarif Sistemi !” değişmez, okul masrafları düşürülemez ise vay halimize ! Olası o karanlık günleri dilerim bizler göremeden çözüm bulunur. İşte size nur topu gibi bir beka sorunu…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Günümüzden ümit yok gelecek de şüpheli!
Başlık için çok fazla düşünmedim. Çünkü yaşadıklarımız bunu söyletiyor. Geleceğin büyükleri, geleceğimizi oluşturacak çocuklar da bizim o dönemlerimizden daha zor durumda. Ama başlığı oluştururken,yıllar önce Karadeniz’de dinlediğim, bir yöre türküsünden kopya çektim. Bu sütunlarda bir kez daha bundan söz etmiştim. DJ sıra bu türküye geldiğinde iyice coşuyor ve coşturuyordu dinleyenleri…Türkünün en çarpıcı cümlesi “Bu dunyadan fayda yok, öteki da şupheli…” şeklindeydi yöresel şive ile…
Buradan günümüzün çocuklarına dair bir paragraf açmak istiyorum.
Çünkü onlar bu ülkenin geleceğini inşa edecekler…Ama oldukça zor işleri…
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın başında çok çalışkan bir hanımefendi var! Her etkinlik benim hesabıma da düşüyor. İşte şu ay bu kadar engellinin hesabına şu kadar milyon lira yatırıldı. Bilmem kaç bin çocuğa eğitim destekleri de gönderildi gibi haberler sürekli ekranımda…Önce tam olarak yorumlamak zordu. Sonra dikkatlice okuyunca anladım ki, ailelerin, az ya da çok, kaç çocuğu olursa olsun, onları beslemeye ve eğitimlerini sağlamaya güçleri yetmiyor. Bunu zaten tahmin ediyoruz ama iş rakamlara gelince daha bir dikkat kesiliyorsunuz. Bu destek iyi bir şey mi? Can alıcı soru bu işte… Bu ülkenin sanayisi, tarımı yeterli ölçüde ve rantbl biçimde üretse, böylece işsizlik azalıp, ücretler makul seviyeye gelse, bu desteklere gerek kalmayacak. Bu saptamayı 7 den 77 ye kime sorsanız yapar. Bu durumda Aile Bakanlığı’nın bu yardımına nasıl bakalım. Kestirmeden gideyim. Çalışan yeterince hakkını alsa, kayıt dışı çalıştırılma ortadan kaldırılsa, beyan usulü vergiler, dolaylı vergileri büyük ölçüde katlasa devlet gelirleri de yeterli olur, aile bütçesi de yerine oturur. Ama gerçek bu değil. Başlıkta geleceğimizden söz ettim Şimdi ona geliyorum. Aile Bakanlığı, bir süre önce, çok önemli bir tavsiyede bulunmuş ve de SGK emeklilerine “meditasyon” ve “yoga” önerisi ile rahatlamalarını sağlamak istemiş ! Onlar zaten gerekli jimnastiği Et-Süt kurumu ile ucuz ekmek kuyruğunda yapıyor. Bu nedenle dirençleri yerinde ! En ucuz kahvehanede akşama kadar otururken veya parklarda serinlerken, meditasyon da gerçekleşiyor, yoga da…Ama söz konusu bakanlığın bu kez yaptığı öneriler, emeklilere yapılanı katlayıp geçmiş ! Çocuklara her öğünde” et, süt, tahıl, baklagiller, meyve ve sebze yemelerini tavsiye etmiş.” Buna bir de ara öğünü eklemiş. Bu sözlere yayın organları biraz mizahi yaklaştılar. Acaba bu beslenmenin kaça mal olacağını bilmiyor gibi bu açıklama yapılır mı türünden eleştirmişler…Aslında Sayın Bakan çok haklı! Çünkü yaşamının önemli bir dönemini Avrupa’da geçirmiş. Belki yine, besinlerini geldiği ülkeden ve daha ucuza alabiliyor veya kendi gelirine göre aileleri de aynı konumda görüyor !
Ya da yaptığı yardımların bu listeye yeteceğini sanıyor. Veya, kaç ailenin bakanlığından ne kadar yardımı aldığından haberi yok, belki de yardımcıları bu konuyu çözüyor olmalı.Bir ihtimal daha var, o da pazar fiyatlarını, ona ilişkin haberleri de ekranda izlemiyor ve de göremiyor… İzahı olmayanın mizahı ile anlamaya çalıştığımız bir konu daha…Sadede gelirsek, bu gün yeterince beslenemeyen çocuklar, okul çağları hızla geçerken ne yapacaklar ? Orta ve lise eğitimlerinde başarı nasıl gelecek ? YKS kapısını çaldıklarında ne olacak ?
Bu yıl YKS bir gerçeği ortaya koydu!
Sınav sonuçları bir süre önce açıklanmıştı. Çok ilginç ve düşündürücü bir veri ortaya çıktı. Bu yıl “Temel yeterlilik” sorularını yapamayan, yani sıfır çeken öğrenci sayısı 96 bin 518 olmuş. Bu rakam geçen yıl 23 bin 691 olarak açıklanmış. Bunun yorumu nedir? Hemen kendi görüşümü söyleyeyim. Bu yıl YKS için sınava, büyük oranda 18 yaş grubu girdi. Bu grup, 4+4+4 sistemine geçildiği yıl ilkokula başlayanlardan oluşuyor. İşte bir yıl içindeki sıfır çekme sayısının astronomik artışı buradan kaynaklı bence... Tam bir ayna tutmuş sınav bu sisteme... Şimdi gelecek için birlikte tahminde bulunalım. Yeterli beslenemeyen, aile geliri yardımcı kitaplara ulaşmayı imkansız kılan ve de okullarda yeterince eğitilemeyen bir kuşak, dört beş yıl sonra ülkenin dümenine nasıl geçebilir. Eğer bu “Maarif Sistemi !” değişmez, okul masrafları düşürülemez ise vay halimize ! Olası o karanlık günleri dilerim bizler göremeden çözüm bulunur. İşte size nur topu gibi bir beka sorunu…