Hava Durumu

Kendini anlatamayan kadim şehrimiz !

Yazının Giriş Tarihi: 05.10.2025 20:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.10.2025 20:57

Yerelde görev yapan gazeteci kuşağının, siyasi dedikodular, yerel yönetimlerin çarpıklığını anlatan konuları gündem yapması eskiden beri bildiğimiz bir gerçek. Oysa milyonlara varan nüfusun, içinde, yaşadığı bu kadim şehri merak eden , tüm geçmişi ile bilenlerin sayısı kanımca çok az. Merak eden de yok sanırım. Çok nadir de olsa, Bursa’nın beylik döneminden, imparatorluğa giden Osmanlı dönemini anmak ve hatırlatmak,hatta “Bursa bir Osmanlı şehridir” sloganını anımsatmak da belirli bir kesimi mutlu ederdi bir zamanlar…Buna karşın, Yunan işgali günleri, özgürlüğe kavuşma mücadelesi sonrasında, çağdaş bir kente dönüşme süreci bile ilgi uyandırmaz. Oysa kadim şehrimizin, yüzlerce yıllık yapıları, bunların önemi hakkında bırakın bilgiyi, merakı bile yoktur büyük bir kesimin. Cumhuriyet döneminde ve özellikle, Ulu Önder’in verdiği önem çerçevesinde bir çok yeniliğe ve ilk olma özelliğine sahip yapı ve kararları da pek ilgi çekmez bizim toplumumuzda... Bunlar yeterince bilgi ve çok emek isteyen şeyler. Hadi bunları bilmek ve anlamaktan vazgeçelim. Örneğin kentin önemli bir caddesinden geçiyorsunuz, yol kenarında büyük bir taş yapı var. Acaba bu nedir ne zaman buraya yapılmıştır diye bir yerli turist sorsa, yanıtını bile veremez benim hemşerilerim ! İyiki Tophane ve içindeki “gümüşlü kubbe” var da, Osman ve Orhan beylerin burada yattığı bilinir ve saygı ile gezilir bu alan. Ama bunun bile geçmişi bilinmez. Oysa “küçük kıyamet” denilen 1855 depremi sonrası, şehirde yıkılmayan yapı kalmaz ve bu yapıların enkazı, söz konusu yerde toplanarak işte o Tophane meydanımız ortaya çıkar. Aslında, bu yapının alt tarafındaki caddenin bir kenarındaki taş bir yapı da hiç ilgiyi çekmez. Osmanlı’nın beylikten devlete dönüştüğünde para basımı için yaptırdığı “ İlk Darphanedir” o kümbet. Bunun gibi onlarca yüzlerce tanıtılması ve turizme açılmayı bekleyen yapıtlarımız vardır. Birkaç kent gönüllüsü ve tarihe önem veren ve bundan heyecan duyan arkadaşımızın ortaya çıkardığı bu gizli hazineler, izleyicilerini sabırla bekler yıllardır... Örneğin Osmanlı’nın ilk hastanesi olarak yapılan bir kalıntı yapıyı, bize yıllarca baruthane diye anlattılar. Oysa söz konusu yer Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk şifahanesi, yani hastanesi imiş.Bu gerçeği de yine hastalarına şifa vermesi ile bilinen Ceyhun İrgil kardeşim ortaya çıkarmıştı. Atatürk’ün Bursa’ya atfettiği önemi ve yapılanları hiç katmıyorum bunların içine. Çünkü başlı başına bir Bursa hikayesi. Üstelik, ebediyete göç etmiş, eski gazeteci büyüklerimiz bu konuyu da ele almış ve ansiklopedik bilgi olarak Bursa’ya sunmuştu. Gelelim bu satırları yazma nedenime. Nöbetçi Gazete’nin genç bir muhabiri, Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’in basın toplantısına katılmış.Ali Şahin adındaki bu genç meslektaşım, Başkan Mustafa Bozbey’in sitem dolu sözlerini aynen haberine koymuş. Başkan Bozbey, yeterince kadrosu tarafından bilgilendirilmiş olacak ki çok tipik örnekler vermiş bu duruma dair. “Bursa’yı tanıtamıyoruz. Turistler geliyor, Ulu Cami’yi uzaktan gösteriyorlar, çarşıya bile girmeden gidiyorlar.

Mustafakemalpaşa’dan İnegöl’e oradan İznik üzerinden Mudanya’ya ve tabii dağ bölgesine gitmek için elimizde yüzlerce sebebimiz var. Bugün bir çırpıda şehri yönetenlerin bile sayamayacağı kadar çok ama neredeyse hiçbirinin hikayesini anlatamadığımız bir şehirde yaşıyoruz.

İlçelerde yaptığımız festivaller ne yazık ki panayırdan öteye gidemiyor. Üstüne üstlük kimse de bu hikayeleri anlatmak için çabalamıyor”

Dört, dörtlük bir açıklama! Ama söyleyen Bursa’da doğan, yaşayan, meslek sahibi olan bir mühendis. Ayrıca 2004 yılından beri belediye başkanlığını yaparak, bu alanda Bursa’nın en kıdemli yerel yöneticisi.Bu güne değin böyle cümleleri kullandığını her halde ben duyamadım! Ama oturduğu koltuk öneri ve şikayet için değil ki, icraatın tam ortasında çünkü kendisi…Yani icraatı anlatacak bu tür yakınmaları ve bu güne kadar yapılamayanları… Söylediklerine, noktası, virgülüne kadar katılıyorum. Ama öncelikle kısa bir süre sonra çok önemli bir inanç programına tanıklık edecek İznik’te de hemen bir şeyler yapmak gerekiyor. Sonra da diğer konulara eğilerek, Bursa’nın bu en eksik yanını gidermeye…Örneğin, şimdilik hayal gibi görünse de, Bursa’yı direkt olarak Avrupa’ya bağlayacak uçak seferleri, kadim kentimizin yurt dışında da, gezilip, görülmesi gereken bir yer olarak sunacaktır. Çok uçuk ve hayali bir öneri belki ama, en azından dile getirmiş olalım böyle bir gerekliliği… Genç meslektaşımın, böylesi bir konuyu benimsemesi ve tüm ayrıntısı ile haberleştirmesi bende heyecan uyandırdı. Başkan Bozbey’in sözleri de, az da olsa umutlandırdı. Çünkü, çok geç kalınmış bir konuydu söyledikleri…

Ne diyelim, zararın neresinden dönülse kârdır !

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.