Hava Durumu

Ne suikast ne siyaset tek gündem geçim

Yazının Giriş Tarihi: 02.08.2024 18:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.08.2024 18:24

Haniye suikastı, ülkemizin bulunduğu bölgede hakikaten endişe ve korku yarattı. Dünya topyekûn bir savaşa girer mi , yoksa ölen öldüğü ile mi kalır gibi gel-gitler arasında bir iki günü geçirdik. Dış politika uzmanları, tüm hünerleri ve bilgi dağarcıkları ile, bu cinayetin neler getirebileceğini büyük bir şevk ile anlattılar ! Doğal olarak bizlere de korkmak düştü!!!

Ekonomik zorluklar derken bir de savaş ihtimali, hakikaten birkaç gün için insanı korku tüneline soktu. İşte bu kritik anlarda, dış politika uzmanı CHP başkan yardımcılarından İlhan Uzgel bana göre önemli bir açıklama yaptı ve toplumu uyarmak isteği ile şu cümleleri kurdu.

“Sürekli 3. Dünya Savaşı çıkar paranoyası ile bir toplumun yaşaması mümkün olmaz. Bunları düşünmek yerine , kaygıyı bırakıp, hak ettiğimiz hayatı yaşamaya bakalım….”

Uzgel hakikaten de tam bu günlere uygun bir yorum yapmış. Toplumun büyük bölümünün mali açıdan durumu ortada…Bir de buna savaş korkusu eklenir, Kurtuluş Savaşı günleri ile İnönü dönemindeki 2.Dünya Savaşı önlemleri yenide gündeme getirildiğinde ne olur, bir düşünsenize..Bana göre ne olacağını söyleyeyim, toplum bundan etkilenerek, ülkeyi kötü de yönetseler, iktidara bir kez daha umut bağlar. En azından bu önemli açıklama sonucunda birey olarak ben olumlu düşünmeye başladım. Çünkü hayat devam ediyor. Böyle bir yorumun sadece bir kişinin ağzından çıkması da aslında garibime gitti!

Hele İktidar kanadından bu kritik konuda, toplumu yatıştıracak açıklamalar gelmesini beklerdim.Ama onlar da galiba siyasi yaşam savaşı veriyor sanırım ! Bu nedenle böyle bir açıklamayı duymadım.Ya da ben rastlamadım, ama doğrusu buydu ve toplum olarak beklerdik.

Derin yoksulluk ve mizahi hareketler

Bazen bu satırlarda,” izahı olmayanın mizahı olur” kabilinde, görebildiğim düşündürücü esprileri yazmaya çalışıyorum. Örneğin bir sosyal medya kullanıcısı, eski Türk filmlerine atıfta bulunarak “Fakir ama pahalıyız” diyerek, en azından cümleden tasarruf yapmış. Ekonomi yazarı İbrahim Kahveci’nin tespitine göre de, “gelir dağılımında büyük bir değişim yapılmış” adeta devrim gibi demiş ve rakamı vermiş. Türkiye’de şu anda 4,8 milyon yani 5 milyona yakın kişi değil, “aile” devlet yardımı ile geçinmeye çalışıyormuş. Bu rakamı dört ile çarptığımızda, 20 milyon vatandaş eder. Varın gerisini siz düşünün…

Bir de, esnaf ve küçük üreticinin imdadına yetiştiği sanılan ve iş yaşamını bununla sürdürebilen “karşılıksız çek ” gerçeği var. Geçtiğimiz yıl, yani 2023’te 147 bin karşılıksız çek kullanılırken, bu yıl ilk beş ayda bu rakam 47 bin olarak gerçekleşmiş.Tüm bu gelişmelere karşın, siyaset dünyasında gündem biraz değişik. Yerel yönetimlerin SGK primi borçları ile sabahlara kadar çalışılarak, kavga gürültü içinde çıkarılan, adını veremeyeceğim o malum yasanın çıkmasının büyük bir başarı ile sunumu var İktidarın gündeminde…

Tüm bunlara karşın, bereket ki ülkemizin çok mahir politikacıları, belediye başkanları var da en temel konumuz “açlık ve sefalet” gündemden düşmüyor. CHP’nin yaramaz çocuğu Bolu Belediye Başkanı Tanju Uzer hiç üşenmemiş ve Diyanet’e; kamu alacaklarına uygulanan yıllık yüzde 54’lük gecikme zammı ve faizinin “caiz” olup olmadığını sormuş. Diyanet de Uzeri kırmamış yanıtlamış ve “gecikme zammının MALİ CEZA hükmünde kabul edilmesi mümkün” demiş. Tanju Uzer işi burada bırakır mı ? Diyanet’in cevabını sosyal medya hesabından paylaşarak “Vasiyet ettim, ölünce kefenimin cebine bu resmi yazıyı koyacaklar” diyerek konuyu ahirete bağlamış!!! İşte böyle…

İzahı olmayanın bu tür mizahı olabiliyor ancak…

Emekli Yargıç TÜİK aleyhine dava açtı

Bir ilginç yaklaşım daha yoksulluk üzerine…Emekli Yargıtay üyesi Seyfettin Çilesiz, “TÜİK enflasyonu düşük açıklayarak insanlık suçu işliyor” gerekçesi ile dava sürecini başlatmış ve “davayı kaybedersem AYM’ ye ve AİHM’e de gideceğim “ demiş.Yine karşımızda izahı olmayan ve mizaha açık bir durum. Bunu siyasetçiler ve Çilesiz gibi konunun uzmanları dışında da sade vatandaşlar, kısa ve öz cümle ve sözcükler ile zaten dile getiriyor. Bunlardan bir kaçı ile sözü bağlayalım derim. Önce yap-işlet-devret modelinin tipik bir örneğini vereceğim. 169 milyon TL harcanarak yapılan Balıkesir Havaalanı’na tam 5 yıldır hiç uçak inmemiş. Sözün bittiği yerdeyiz ama, canı yananın ağzı durmuyor ki…İşte son örnek…Emekli bir vatandaş “ülkemizde eşitlik yok değil, ama en düşük aylıkta...” diyerek konuyu özetlemiş.Diğer bir mizahi ve de ibret verici cümleye de rastladım. Vatandaşın biri Kamu Özel İşbirliği marifeti ile yapılan yatırımlara ve de Balıkesir örneği gibi açık ve net olanlar için “ Yap-İşlet- Zengin et” cümlesi ile içinde bulunduğumuz dönemi, çok güzel özetlemiş. Ama bunlara gülerken, ağlanacak halimizi(!) de unutmayalım derim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.