Ülkemizdeki bazı gerçekleri bir avuç meslektaşımız ortaya çıkardıkça, önce bir duruyor, sonra da böyle gelişmelere şaşırmak yerinegelecek hakkında bir fikir sahibi olmanın yerinde olacağı kanaatine varıyorum.
Güzel yurdum ve bir Avrupa ülkesinden bir örnek ile de ne demek istediğimi anlatmaya çalışacağım. Önce geleceğimizi yüzde yüz etkileyecek bir gelişmeden söz edeyim. Ülkemizde şu anda eğitim gören tam 836 bin yabancı öğrenci bulunuyormuş. Kendi çocuklarımızdan kaçının eğitimi yarıda bıraktığına dair, ülkenin genel nüfusunun bilinmemesi gibi bundan da henüz bir bilgimiz yok.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüz varmış meğer. Bu kurumun genel müdürü Cengiz Mete isimli bürokrat, bazı konulara dair çok ilginç rakamları, çekinmeden (!) açıklamış ve 2014-2015 ders yılına kadar geri giderek aktarmış bu önemli konuyu... Söz konusu ders yılında ülkemizdeki yabancı uyruklu öğrenci sayısı 230 bin kadarmış.Ama içinde bulunduğumuz ders yılında, bu sayı tamı tamına 1 milyon 13 bine yükselmiş. Demek ki, sürekli yeni göç alıyor ya da, muhacir dostlarımızın hanımları çok doğurgan. Bu astronomik sayıda en fazla sığınmacı öğrenci 836 bin sayısı ile tahmin edeceğiniz gibi Suriyeli kardeşlerimize aitmiş! Aynı zamanda, ülkemize nazire yaparcasına ilk ve orta öğretimdeki Suriyeli kız öğrencilerin okuma oranı yüzde 49 ile erkeklere yakın bir oranda imiş. Gel de şaşırma... Muhacir topluluk, kızlarını okutmak için çaba gösterirken, ensar konumundaki ülkemizin velileri ve yetkilileri, dini eğitimi sahaya sürerek, özellikle kız öğrencilerin eğitim almasına bir anlamda engel olmuyor mu ?
Doğurganlık oranı ve eğitimekoşma sonucu yakın gelecekte, sığınmacı din kardeşlerimizin çocukları ülkemizde nasıl bir değişim yaratır ? Merak mı edersiniz, şaşırır mısınız ?
Bu endişe veren gelişimden sonra, bu kez de ülkemizdeki kadın tacizleri ve ölümleri konusunda bir küçük gelişmeyi vereyim. Yorumuda siz yapın lütfen. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 15-50 yaş arasındaki kadınlara ücretsiz JUDO eğitimi vermeye başlamış. İlginç değil mi ? Demek ki 50 yaş üzeri kadınlarımız, saldırı ve katledilme korkusu yaşamayacak herhalde!
Buna şaşırmak yerine ağlanacak halimize gülmek yaraşır bence...
Arada bir de bizleri duygulandıran ve de sevindiren gelişmeler de olmuyor değil güzel ülkemizde...
İşte bu manada anlamlı ve güzel bir hareket...Trabzon’da Gazi Pirağa
Uzun (Kıbrıs Gazisi olmalı) 29 Ekim tören ve kutlamalarına davet edilmeyince ilgililere sitemde bulunmuş.
Bunun üzerine Pirağa gazimizi Trabzonspor-Fenerbahçe maçına davet etmiş ve halkı selamlamasını sağlamışlar. Buna şaşırmayalım derim. Çünkü işin kurtarır tarafı var !
Bir de bazı tıp fakülteleri mezunlarından, kamu hastanelerinin kontenjanlardan bir örnek...
Kamu hastanelerine sınav sonucu bazı branşlarda alınacak doktor için Türk tıp mezununa 2 kontenjan ayrılırsa, yabancı kontenjanı da en az 1 kontenjan oluyormuş. Bazen daha da fazla ayrılabiliyormuş yabancı konten-
janı...
Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi “Giderlerse gitsinler” doktrini gereği(!) diğeri de ülkemizdeki sığınmacı kardeşlerimizin rahatça ve dil açısından zorlanmadan ve de ücretsiz sağlık hizmeti alması için de olabilir!
Şaşırdık mı? Böyle düşünürseniz, ben de size şaşırırım!
Şimdi de yurt dışından ve bir Avrupa ülkesinden küçük bir pasaj vereceğim. Çünkü bir devlet adamına yapılan muamele bizim ülkeye nazaran hiç de doğal değil!
İspanya Kralı Felipe, bir kentteki (Valencia idi galiba) sel bölgesine durumu kontrol için gitmiş. Öyle bir muamele ile karşılaşmış ki, insanlar öfkeden olsa gerek, çamur yağmuruna tutmuşlar.
Ses çıkarmadan olay yerinden uzaklaşmış ve de “Kral çıplak” metaforunu değiştirip “Çamurlu Kral” yapma başarısı göstermiş!
Galiba halkın kızgınlık nedenini söylemedim. Kral olaydan tamı tamına 8 gün sonra sel bölgesine gitmiş çünkü...
Şaşıralım mı, gülelim mi bilemedim. Olsa olsa,”Batıda sadece kan yok, özgürlük de var” diyebiliriz şaşırmadan...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Şaşırmak serbest!
Ülkemizdeki bazı gerçekleri bir avuç meslektaşımız ortaya çıkardıkça, önce bir duruyor, sonra da böyle gelişmelere şaşırmak yerinegelecek hakkında bir fikir sahibi olmanın yerinde olacağı kanaatine varıyorum.
Güzel yurdum ve bir Avrupa ülkesinden bir örnek ile de ne demek istediğimi anlatmaya çalışacağım. Önce geleceğimizi yüzde yüz etkileyecek bir gelişmeden söz edeyim. Ülkemizde şu anda eğitim gören tam 836 bin yabancı öğrenci bulunuyormuş. Kendi çocuklarımızdan kaçının eğitimi yarıda bıraktığına dair, ülkenin genel nüfusunun bilinmemesi gibi bundan da henüz bir bilgimiz yok.
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüz varmış meğer. Bu kurumun genel müdürü Cengiz Mete isimli bürokrat, bazı konulara dair çok ilginç rakamları, çekinmeden (!) açıklamış ve 2014-2015 ders yılına kadar geri giderek aktarmış bu önemli konuyu... Söz konusu ders yılında ülkemizdeki yabancı uyruklu öğrenci sayısı 230 bin kadarmış.Ama içinde bulunduğumuz ders yılında, bu sayı tamı tamına 1 milyon 13 bine yükselmiş. Demek ki, sürekli yeni göç alıyor ya da, muhacir dostlarımızın hanımları çok doğurgan. Bu astronomik sayıda en fazla sığınmacı öğrenci 836 bin sayısı ile tahmin edeceğiniz gibi Suriyeli kardeşlerimize aitmiş! Aynı zamanda, ülkemize nazire yaparcasına ilk ve orta öğretimdeki Suriyeli kız öğrencilerin okuma oranı yüzde 49 ile erkeklere yakın bir oranda imiş. Gel de şaşırma... Muhacir topluluk, kızlarını okutmak için çaba gösterirken, ensar konumundaki ülkemizin velileri ve yetkilileri, dini eğitimi sahaya sürerek, özellikle kız öğrencilerin eğitim almasına bir anlamda engel olmuyor mu ?
Doğurganlık oranı ve eğitimekoşma sonucu yakın gelecekte, sığınmacı din kardeşlerimizin çocukları ülkemizde nasıl bir değişim yaratır ? Merak mı edersiniz, şaşırır mısınız ?
Bu endişe veren gelişimden sonra, bu kez de ülkemizdeki kadın tacizleri ve ölümleri konusunda bir küçük gelişmeyi vereyim. Yorumuda siz yapın lütfen. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 15-50 yaş arasındaki kadınlara ücretsiz JUDO eğitimi vermeye başlamış. İlginç değil mi ? Demek ki 50 yaş üzeri kadınlarımız, saldırı ve katledilme korkusu yaşamayacak herhalde!
Buna şaşırmak yerine ağlanacak halimize gülmek yaraşır bence...
Arada bir de bizleri duygulandıran ve de sevindiren gelişmeler de olmuyor değil güzel ülkemizde...
İşte bu manada anlamlı ve güzel bir hareket...Trabzon’da Gazi Pirağa
Uzun (Kıbrıs Gazisi olmalı) 29 Ekim tören ve kutlamalarına davet edilmeyince ilgililere sitemde bulunmuş.
Bunun üzerine Pirağa gazimizi Trabzonspor-Fenerbahçe maçına davet etmiş ve halkı selamlamasını sağlamışlar. Buna şaşırmayalım derim. Çünkü işin kurtarır tarafı var !
Bir de bazı tıp fakülteleri mezunlarından, kamu hastanelerinin kontenjanlardan bir örnek...
Kamu hastanelerine sınav sonucu bazı branşlarda alınacak doktor için Türk tıp mezununa 2 kontenjan ayrılırsa, yabancı kontenjanı da en az 1 kontenjan oluyormuş. Bazen daha da fazla ayrılabiliyormuş yabancı konten-
janı...
Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi “Giderlerse gitsinler” doktrini gereği(!) diğeri de ülkemizdeki sığınmacı kardeşlerimizin rahatça ve dil açısından zorlanmadan ve de ücretsiz sağlık hizmeti alması için de olabilir!
Şaşırdık mı? Böyle düşünürseniz, ben de size şaşırırım!
Şimdi de yurt dışından ve bir Avrupa ülkesinden küçük bir pasaj vereceğim. Çünkü bir devlet adamına yapılan muamele bizim ülkeye nazaran hiç de doğal değil!
İspanya Kralı Felipe, bir kentteki (Valencia idi galiba) sel bölgesine durumu kontrol için gitmiş. Öyle bir muamele ile karşılaşmış ki, insanlar öfkeden olsa gerek, çamur yağmuruna tutmuşlar.
Ses çıkarmadan olay yerinden uzaklaşmış ve de “Kral çıplak” metaforunu değiştirip “Çamurlu Kral” yapma başarısı göstermiş!
Galiba halkın kızgınlık nedenini söylemedim. Kral olaydan tamı tamına 8 gün sonra sel bölgesine gitmiş çünkü...
Şaşıralım mı, gülelim mi bilemedim. Olsa olsa,”Batıda sadece kan yok, özgürlük de var” diyebiliriz şaşırmadan...