İnsanoğlu çıkarı için bırakın diğer canlıları, kendi türünden olanlara neler yapmadı ki bu güne değin…Şimdi ne oldu da hava bu kadar öfkelendi kızgınlaştı, etrafına ateş saçmaya ve dünyanın bazı bölgelerinde can almaya başladı ? Hemen her gün yakıcı sıcakla boğuşunca ister istemez bu soruyorum.
Demek ki, insanoğlu havayı da rahatsız etmiş olmalı diyorum…
Mesela, ormanları yok ederek bina mı yaptı insanoğlu…? Kendi işletmesinin ihtiyacı için,yüksekten aşağıya, yayladan ovaya ve oradan da denize ya da büyük bir ırmağa ulaşan derenin yolunu mu değiştirdi acaba ? Üstelik bunun olumsuz sonuçlarının kendine döneceğini de mi düşünmedi, bu ismi cismi belli olmayan insanoğlu türünün ? Böylece her tarafımız, sıcak kadar yakıcı soru ve işaretleri, belirtileri sardı.
Bu yapılanları, açıktan değil de, dolaylı olarak bizlerde mi onayladık yoksa ? Elimizdeki cep telefonu, önümüzdeki bilgisayar ve de üzerine bindiğimizde dünyanın en mutlu kişisi sayarak, dumanı ve de sıcaklığı göğe yükselen otomobiller aracılığı ile, bizde bu sonuca katkı mı yaptık acaba…En azından araç kullanmayan, bu tür elektronik aletleri mümkün olduğu kadar az eline alan biri olarak, kendimi hafif bir ceza ile affedebilirim! Ama, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi, birkaç ay, belki birkaç yıl daha refah ve lüks içinde yaşamak, güç sahibi olmak uğruna siyanür ile altın arayanlar kadar hiç suçlu değilim bu olanlar için…Para hırsı ile, kendi gibi düşünen yöneticilerin katkıları sayesinde (!) , kentlerin en mutena semtlerinde devasa binalar, küçük saraylar, gerçekten göğü deliyormuş gibi dikilen gökdelenler yapanlara ne demeli? Böylece hava sirkülasyonunu kesenlere oranla bir çocuk kadar masum kalıyorum galiba... Ama gündelik yaşamda birlikte olduğumuz plastik kaplar ve her türlü yapay araç gereç ile ben de günahkârlar arasında yerimi almış durumda da hissediyorum kendimi…
Avrupa’da sıcak nedenli ölümler
Bu kadar sözü, bu denli ağdalı girizgahı yapma nedenim de yine sıcak hava !
Şu ana kadar sayabildiğim nedenler ve benzerlerinin yarattığı sonuç mu bilemem ama, geçtiğimiz yıl Avrupa’da aşırı sıcak hava 47 bin kişinin canını almış. Dikkat ettiyseniz bu rakam Avrupa’ya ait. Ne Güney Amerika, ne Ortadoğu ne de Afrika’nın bir bölgesi değil, en gelişmiş ülkelerin yer aldığı Avrupa’nın rakamı bunlar…Demek ki yukarıda saydığım görünmeyen suçların yarattığı bir sonuç…Sıcaktan yanşanan ölümlerin en çok olduğu bölge de Güney Avrupa imiş. Bazı verilere göre aşırı sıcaklar nedeniyle Yunanistan’da bir milyon kişi başına 393, Bulgaristan’da 229, İtalya’da 209, İspanya’da 175, Almanya’da ise 76 ölüm kaydedilmiş. Diğerlerini anlarım ama, sıcak ile pek de iyi olmayan Almanya için bu rakam bile insanı şaşırtmaya yeter! Bu istatistiğin anlayamadığım tarafı, neden dümdüz ölü sayısı verilmiyor da 1 milyon kişiye göre oran verilmesi …İyi güzel de, cennet vatanımızda bu tür vakalar hiç yaşandı mı, yaşanmadı mı ? Bilenimiz var mı, yoksa bizdeki ölümlerin nedeni çok daha başka mı ?Asansörden düşerek ölen, maden ocağında göçük altında kalan, yolda yürürken elektrik cereyanın a kapılıp can veren, psikopatların bıçağına hedef olan, yaya kaldırımda yürürken bile trafik kazasında kaybettiklerimiz için, sıcak değil soğuk ölümü mü diyelim? Acaba bu kazaların nedeni de aşırı sıcak olmasın ? Belki de kader diyerek geçip gitmeli miyiz, en iyisi de bu galiba ?
Bu bahsi burada kesmem gerekecek sanırım. Çünkü iş döndü dolaştı Türkiye’ye geldi haliyle…Neme lazım, mesela Bursa’da Kent Meydanı’nın taşları üzerinde ve tepeden gelen kavurucu sıcak sırasında, elinde mikrofonu ile bir genç yaklaşsa ve “ Siz bu denli sıcağa daha önce rastladınız mı? Rastlamadıysanız şimdi neden şu anda bu kadar yanıyoruz ?” diye sorsa ne yaparım…
Nasıl söylerim, meydan diye başlayan inşaat, aniden alış veriş merkezine ve devasa taşlar üzerinde yükseliverdi diyebilir miyim, bunu nasıl söylerim ? Hele bir de bu tür yapıların ve son yıllarda daha da arttığını söylediğimi bir duyan olsa ne yaparım ? Bir de kent meydanının altındaki taştan kuleler Bursa’nın sembolümüdür , diye bir soru sorulsa, yükselen ateşim nedeniyle bayılır kalırım alimallah…Hiç biri olmasa bile, siyasetin yakıcı günleri beraberinde getirdiği bir zamanda, sokak röportajlarına katılmak kadar yakıcı bir şey olur mu insana ? Onun için, bu konuyu ve hava sıcaklığını bir tarafa bırakalım, başka alanlardaki sıcak ortamlara bakalım derim!
Siyaset kurumu da ateş gibi
İktidar Partisi AKP 23 yılı geride bıraktı ama hiç bu kadar sıcak bir yaz görmedi. İlk kez oylar vatandaşın, sıcaktan da beter kızgın nefesinde eriyip gitti…Partinin ve ülkenin lideri de kutlama töreninde “parti içinde değişim” dedi ve bu güne kadar, mutlu, mesut yaşayan yandaşlara uyarıda bulundu.
İşini iyi yapmayan bu sıcakta yanar gider deyiverdi sanki…Belki de ben yanlış anladım, aman canım bize ne zaten bir partinin iç yapısından ama CeHaPe içinde bir şeyler söylemek gerekir denge olsun diye… Onlar da aşırı sıcağın etkisindeler… İmamoğlu, soyadı ile müsemma bir hareketle Tanrı’ya yakararak, bu sıcakta, hakkında aniden verilecek olası bir yargı kararının, yakıcı olmaması için dua ediyor muhtemelen…Bir de 2036 Olimpiyat Oyunları adaylığı süreci var çünkü onun bagajında… Olası bir erken seçim ile partide her şey alt üst olur da Olimpiyat ile birlikte, Çankaya hayali de sıcaktan eriyip giderse, kimler yanar bu sıcağın etkisi ile, işte onu bilmek güç !
Yanmaya aday şimdilik sadece üç kişi görünüyor. Bir de hariçten gazel okuyan biri, “yanarım, yanarım, ben de başkanlık için yanarım” diyor.Bu sözler siyasetin dayanılmaz cazibesi için söyleniyor. O grup henüz yaz sıcağının öldürücü etkisinin farkında değil sanırım.
Ben size başlıkta söyledim, bu yaz kimi kavuracak, kimi yakacak hiç belli değil. O nedenle sokağa çıkarken gerekli önlemleri alalım lütfen. Bizde Güney Avrupa gibi sıcaktan ölenler ve sayısı ortaya çıkmaz, bundan eminim ama sadece siyasetin sıcağı ile yanıp, tutuşanlara dikkat derim. Yanlarında duranın canını sıcaktan beter yakabilir bu alem…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Sıcak her yer çok sıcak
İnsanoğlu çıkarı için bırakın diğer canlıları, kendi türünden olanlara neler yapmadı ki bu güne değin…Şimdi ne oldu da hava bu kadar öfkelendi kızgınlaştı, etrafına ateş saçmaya ve dünyanın bazı bölgelerinde can almaya başladı ? Hemen her gün yakıcı sıcakla boğuşunca ister istemez bu soruyorum.
Demek ki, insanoğlu havayı da rahatsız etmiş olmalı diyorum…
Mesela, ormanları yok ederek bina mı yaptı insanoğlu…? Kendi işletmesinin ihtiyacı için,yüksekten aşağıya, yayladan ovaya ve oradan da denize ya da büyük bir ırmağa ulaşan derenin yolunu mu değiştirdi acaba ? Üstelik bunun olumsuz sonuçlarının kendine döneceğini de mi düşünmedi, bu ismi cismi belli olmayan insanoğlu türünün ? Böylece her tarafımız, sıcak kadar yakıcı soru ve işaretleri, belirtileri sardı.
Bu yapılanları, açıktan değil de, dolaylı olarak bizlerde mi onayladık yoksa ? Elimizdeki cep telefonu, önümüzdeki bilgisayar ve de üzerine bindiğimizde dünyanın en mutlu kişisi sayarak, dumanı ve de sıcaklığı göğe yükselen otomobiller aracılığı ile, bizde bu sonuca katkı mı yaptık acaba…En azından araç kullanmayan, bu tür elektronik aletleri mümkün olduğu kadar az eline alan biri olarak, kendimi hafif bir ceza ile affedebilirim! Ama, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi, birkaç ay, belki birkaç yıl daha refah ve lüks içinde yaşamak, güç sahibi olmak uğruna siyanür ile altın arayanlar kadar hiç suçlu değilim bu olanlar için…Para hırsı ile, kendi gibi düşünen yöneticilerin katkıları sayesinde (!) , kentlerin en mutena semtlerinde devasa binalar, küçük saraylar, gerçekten göğü deliyormuş gibi dikilen gökdelenler yapanlara ne demeli? Böylece hava sirkülasyonunu kesenlere oranla bir çocuk kadar masum kalıyorum galiba... Ama gündelik yaşamda birlikte olduğumuz plastik kaplar ve her türlü yapay araç gereç ile ben de günahkârlar arasında yerimi almış durumda da hissediyorum kendimi…
Avrupa’da sıcak nedenli ölümler
Bu kadar sözü, bu denli ağdalı girizgahı yapma nedenim de yine sıcak hava !
Şu ana kadar sayabildiğim nedenler ve benzerlerinin yarattığı sonuç mu bilemem ama, geçtiğimiz yıl Avrupa’da aşırı sıcak hava 47 bin kişinin canını almış. Dikkat ettiyseniz bu rakam Avrupa’ya ait. Ne Güney Amerika, ne Ortadoğu ne de Afrika’nın bir bölgesi değil, en gelişmiş ülkelerin yer aldığı Avrupa’nın rakamı bunlar…Demek ki yukarıda saydığım görünmeyen suçların yarattığı bir sonuç…Sıcaktan yanşanan ölümlerin en çok olduğu bölge de Güney Avrupa imiş. Bazı verilere göre aşırı sıcaklar nedeniyle Yunanistan’da bir milyon kişi başına 393, Bulgaristan’da 229, İtalya’da 209, İspanya’da 175, Almanya’da ise 76 ölüm kaydedilmiş. Diğerlerini anlarım ama, sıcak ile pek de iyi olmayan Almanya için bu rakam bile insanı şaşırtmaya yeter! Bu istatistiğin anlayamadığım tarafı, neden dümdüz ölü sayısı verilmiyor da 1 milyon kişiye göre oran verilmesi …İyi güzel de, cennet vatanımızda bu tür vakalar hiç yaşandı mı, yaşanmadı mı ? Bilenimiz var mı, yoksa bizdeki ölümlerin nedeni çok daha başka mı ?Asansörden düşerek ölen, maden ocağında göçük altında kalan, yolda yürürken elektrik cereyanın a kapılıp can veren, psikopatların bıçağına hedef olan, yaya kaldırımda yürürken bile trafik kazasında kaybettiklerimiz için, sıcak değil soğuk ölümü mü diyelim? Acaba bu kazaların nedeni de aşırı sıcak olmasın ? Belki de kader diyerek geçip gitmeli miyiz, en iyisi de bu galiba ?
Bu bahsi burada kesmem gerekecek sanırım. Çünkü iş döndü dolaştı Türkiye’ye geldi haliyle…Neme lazım, mesela Bursa’da Kent Meydanı’nın taşları üzerinde ve tepeden gelen kavurucu sıcak sırasında, elinde mikrofonu ile bir genç yaklaşsa ve “ Siz bu denli sıcağa daha önce rastladınız mı? Rastlamadıysanız şimdi neden şu anda bu kadar yanıyoruz ?” diye sorsa ne yaparım…
Nasıl söylerim, meydan diye başlayan inşaat, aniden alış veriş merkezine ve devasa taşlar üzerinde yükseliverdi diyebilir miyim, bunu nasıl söylerim ? Hele bir de bu tür yapıların ve son yıllarda daha da arttığını söylediğimi bir duyan olsa ne yaparım ? Bir de kent meydanının altındaki taştan kuleler Bursa’nın sembolümüdür , diye bir soru sorulsa, yükselen ateşim nedeniyle bayılır kalırım alimallah…Hiç biri olmasa bile, siyasetin yakıcı günleri beraberinde getirdiği bir zamanda, sokak röportajlarına katılmak kadar yakıcı bir şey olur mu insana ? Onun için, bu konuyu ve hava sıcaklığını bir tarafa bırakalım, başka alanlardaki sıcak ortamlara bakalım derim!
Siyaset kurumu da ateş gibi
İktidar Partisi AKP 23 yılı geride bıraktı ama hiç bu kadar sıcak bir yaz görmedi. İlk kez oylar vatandaşın, sıcaktan da beter kızgın nefesinde eriyip gitti…Partinin ve ülkenin lideri de kutlama töreninde “parti içinde değişim” dedi ve bu güne kadar, mutlu, mesut yaşayan yandaşlara uyarıda bulundu.
İşini iyi yapmayan bu sıcakta yanar gider deyiverdi sanki…Belki de ben yanlış anladım, aman canım bize ne zaten bir partinin iç yapısından ama CeHaPe içinde bir şeyler söylemek gerekir denge olsun diye… Onlar da aşırı sıcağın etkisindeler… İmamoğlu, soyadı ile müsemma bir hareketle Tanrı’ya yakararak, bu sıcakta, hakkında aniden verilecek olası bir yargı kararının, yakıcı olmaması için dua ediyor muhtemelen…Bir de 2036 Olimpiyat Oyunları adaylığı süreci var çünkü onun bagajında… Olası bir erken seçim ile partide her şey alt üst olur da Olimpiyat ile birlikte, Çankaya hayali de sıcaktan eriyip giderse, kimler yanar bu sıcağın etkisi ile, işte onu bilmek güç !
Yanmaya aday şimdilik sadece üç kişi görünüyor. Bir de hariçten gazel okuyan biri, “yanarım, yanarım, ben de başkanlık için yanarım” diyor.Bu sözler siyasetin dayanılmaz cazibesi için söyleniyor. O grup henüz yaz sıcağının öldürücü etkisinin farkında değil sanırım.
Ben size başlıkta söyledim, bu yaz kimi kavuracak, kimi yakacak hiç belli değil. O nedenle sokağa çıkarken gerekli önlemleri alalım lütfen. Bizde Güney Avrupa gibi sıcaktan ölenler ve sayısı ortaya çıkmaz, bundan eminim ama sadece siyasetin sıcağı ile yanıp, tutuşanlara dikkat derim. Yanlarında duranın canını sıcaktan beter yakabilir bu alem…