Bir tarafta, gecikmeli de olsa tepki verilen, yeni mezun teğmenlerin, ekstra andı ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ile, önce suskun kalan sonra da atağa geçen İktidar, bunun üzerine görülmemiş bir aile içi çocuk katli ve de aynı derecede çok büyük bir arama çalışması…İktidar’ın buraya gösterdiği aşırı hassasiyetin nedeni acaba neydi? En doğru yanıtı ülkeyi yönetenler bilir doğal olarak. Olaylara karşıdan bakan bizlerin de bir yorumu olacaktır doğal olarak.
Önce, teğmenlerin andına gelelim. Bir haftalık bir suskunluk, sonra da, ülkenin çok ağır sorunlarını bir kenara itip gündem yaratacak bir atak…
Olayın planlayıcısı, ekstra ve gelenek haline gelmiş ikinci andın hazırlayıcılarına dair soruşturma başlatılıyor…Gerçekten de, toplumu ayrıştırabilecek güzel bir hamle !Tam bunun ekmeği yenecekken, Diyarbakır’dan gelen ve de infial yaratan, aile içi, buraya ne diyeceğimi bilemedim, çarpık ilişkiler ve buna tanık olduğu iddiası öne sürülerek canına kast edilen bir küçük kız…Tüm insicamını bozdu İktidar kanadının… Geniş ve nüfuzlu bir ailenin içinde işlenen bu korkunç cinayetin fazla büyütülmesini önlemek için, Diyarbakır’ın en bilinen politikacısı AKP milletvekili Ensarioğlu’nun devreye girişi…Plato artık tamam…Aktörler de belli ve rollerini de sıkı sıkıya bağlılar…Öldürülen kendi kızları…İddiaya göre katleden kendi yakınları…Yasak aşk iddiasına göre de bu da aile içinden… Dahası var, inançlı , namazına niyazına uyan bir küçük topluluk…Ve birbirine bağlılıkları çok sağlam geniş bir ataerkil geniş aile…Hem büyüklükleri, hem de vicdanen genişlikleri de takdire değer !
Hiç kimse konuşmuyor, herkes aynı sözleri tekrar ediyor ilk sorgularda…
Bu durumun bir de adı vardı galiba, genelde mafya kullanırmış. Aklıma gelmedi.
..Ve görülmemiş genişlikte, çok kalabalık ve her kurumdan gelen arama heyeti, ardından yayın yasağı…Olayın bu kadar büyümesinde işte bu yasak büyük pay sahibi…İnsanoğlunun ağzı torba mı büzesin ! Arama çalışmalarında küçük kızın cesedi yerine, metalik parçalara da rastlanmış güya…Böyle zamanlarda böyle ithamlar hep olur ama burası başka…Bir aile dışında pek kimse yaşamıyor. Muhtar ne derse herkes onu dinliyor ve istenen yapılıyor. Arada bir HÜDA-PAR kelimesi ağızlara geliyor…Bir de doğal olarak Ensarioğlu faktörü ortada duruyor ve İktidar’ın gündem değiştirme ve de kutuplaştırma çabaları çöpe gidiyor! Koskoca bir ülke ve yaklaşık 85 milyon nüfus, küçücük bir köye ve de küçük bir kızın çok acı katliamına saplanıp kalıyor. Aslına bakılırsa İktidar yine de şanslı. Birkaç günden beri, ne yeni emeklilik yasasının bilinmeyenleri, ne de çarşı Pazar ateşi bir türlü gündemde değil. Ana muhalefet CHP, zaten kendi düzenlemeleri ve dertleri ile meşgul…Bu durumda, önce bu olay ile sarsılan AKP, yine de şansının döndüğünü görüyor ve gündemin tek maddeye indirilmesi ile az da olsa nefes alıyor. Ama gövdeler Ankara’da, kulaklar da Diyarbakır’dan gelecek haberlere kilitlenmiş durumda. Gündem istendiği gibi gelişti ama, bu küçük kız ve onun küçük köyünde olanlar, acaba kutuplaşma yaratmak yerine İktidar için, hem de buraya ve ittifak ortaklarından birine yakınlık nedeni ile daha fazla sorumluluk yüklemez mi ? Okulların yeni açıldığı şu günlerde, dini eğitimin asli gösterilme çabalarını sekteye uğratmaz mı ? İşte bu gibi sorular ve da kırılganlık için çok ”NARİN” kalan İktidar siyaseti…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Siyaset çok kızgın ve ilişkiler çok narin!
Bir tarafta, gecikmeli de olsa tepki verilen, yeni mezun teğmenlerin, ekstra andı ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ile, önce suskun kalan sonra da atağa geçen İktidar, bunun üzerine görülmemiş bir aile içi çocuk katli ve de aynı derecede çok büyük bir arama çalışması…İktidar’ın buraya gösterdiği aşırı hassasiyetin nedeni acaba neydi? En doğru yanıtı ülkeyi yönetenler bilir doğal olarak. Olaylara karşıdan bakan bizlerin de bir yorumu olacaktır doğal olarak.
Önce, teğmenlerin andına gelelim. Bir haftalık bir suskunluk, sonra da, ülkenin çok ağır sorunlarını bir kenara itip gündem yaratacak bir atak…
Olayın planlayıcısı, ekstra ve gelenek haline gelmiş ikinci andın hazırlayıcılarına dair soruşturma başlatılıyor…Gerçekten de, toplumu ayrıştırabilecek güzel bir hamle !Tam bunun ekmeği yenecekken, Diyarbakır’dan gelen ve de infial yaratan, aile içi, buraya ne diyeceğimi bilemedim, çarpık ilişkiler ve buna tanık olduğu iddiası öne sürülerek canına kast edilen bir küçük kız…Tüm insicamını bozdu İktidar kanadının… Geniş ve nüfuzlu bir ailenin içinde işlenen bu korkunç cinayetin fazla büyütülmesini önlemek için, Diyarbakır’ın en bilinen politikacısı AKP milletvekili Ensarioğlu’nun devreye girişi…Plato artık tamam…Aktörler de belli ve rollerini de sıkı sıkıya bağlılar…Öldürülen kendi kızları…İddiaya göre katleden kendi yakınları…Yasak aşk iddiasına göre de bu da aile içinden… Dahası var, inançlı , namazına niyazına uyan bir küçük topluluk…Ve birbirine bağlılıkları çok sağlam geniş bir ataerkil geniş aile…Hem büyüklükleri, hem de vicdanen genişlikleri de takdire değer !
Hiç kimse konuşmuyor, herkes aynı sözleri tekrar ediyor ilk sorgularda…
Bu durumun bir de adı vardı galiba, genelde mafya kullanırmış. Aklıma gelmedi.
..Ve görülmemiş genişlikte, çok kalabalık ve her kurumdan gelen arama heyeti, ardından yayın yasağı…Olayın bu kadar büyümesinde işte bu yasak büyük pay sahibi…İnsanoğlunun ağzı torba mı büzesin ! Arama çalışmalarında küçük kızın cesedi yerine, metalik parçalara da rastlanmış güya…Böyle zamanlarda böyle ithamlar hep olur ama burası başka…Bir aile dışında pek kimse yaşamıyor. Muhtar ne derse herkes onu dinliyor ve istenen yapılıyor. Arada bir HÜDA-PAR kelimesi ağızlara geliyor…Bir de doğal olarak Ensarioğlu faktörü ortada duruyor ve İktidar’ın gündem değiştirme ve de kutuplaştırma çabaları çöpe gidiyor! Koskoca bir ülke ve yaklaşık 85 milyon nüfus, küçücük bir köye ve de küçük bir kızın çok acı katliamına saplanıp kalıyor. Aslına bakılırsa İktidar yine de şanslı. Birkaç günden beri, ne yeni emeklilik yasasının bilinmeyenleri, ne de çarşı Pazar ateşi bir türlü gündemde değil. Ana muhalefet CHP, zaten kendi düzenlemeleri ve dertleri ile meşgul…Bu durumda, önce bu olay ile sarsılan AKP, yine de şansının döndüğünü görüyor ve gündemin tek maddeye indirilmesi ile az da olsa nefes alıyor. Ama gövdeler Ankara’da, kulaklar da Diyarbakır’dan gelecek haberlere kilitlenmiş durumda. Gündem istendiği gibi gelişti ama, bu küçük kız ve onun küçük köyünde olanlar, acaba kutuplaşma yaratmak yerine İktidar için, hem de buraya ve ittifak ortaklarından birine yakınlık nedeni ile daha fazla sorumluluk yüklemez mi ? Okulların yeni açıldığı şu günlerde, dini eğitimin asli gösterilme çabalarını sekteye uğratmaz mı ? İşte bu gibi sorular ve da kırılganlık için çok ”NARİN” kalan İktidar siyaseti…