Hava Durumu

Toprağın kanunu

Yazının Giriş Tarihi: 27.08.2024 19:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.08.2024 19:09

Önce Fransa yolunda Cumhurbaşkanlığı konvoyunu izledik. Amaç Avrupa Futbol Şampiyonası yapılırken, Türkiye’nin ihtişamını göstermek ve A Milli Takım’a moral vermekti herhalde…Bu durum günlerce konuşuldu…Ama o sırada Anadolu’nun bir çok yerinde yeni konvoylar türemişti. Traktör konvoylarıydı bunlar ve tarım politikaları için, yönetimi protesto ediyorlardı… Klakson çala çala yürüyen traktörler, yerlere dökülen domates ve meyveler… Bostanını bozan ve parasız halka dağıtan ekiciler, sonu gelmeyen bir konvoy gibi, televizyon ekranlarında adeta “Bu kervan böyle yürümez” demek istediler…Böyle sıkıntılı dönemlerde, genelde toplumun bazı kesimlerini kutuplaştırarak, eleştiri ve can sıkıcı konuların konuşulmasına meydan vermeyen ülke yönetimi, yeni bir gelişmeyi mi piyasaya sürüvermişti?

İki yıl ekilmeyen topraklar KİRAYA verilecekti. Hem de toprağın sahibine rağmen… İlk anda endüstriyel tarım yapan büyük firmalar ellerini ovuşturarak bu yeni uygulamaya sıcak baktılar. İşin derinine indiklerinde, bu hevesleri yerini bazı soru ve sorunlara bıraktı. Örneğin Türkiye Ziraatçılar Derneği başkanı şunu söyledi;“Ülke ekonomisi açısından elbette arazi boş kalmasın ama, endüstriyel üretici bunu yapabilir. Küçük ve orta ölçekliler için zor. Küçük üretici, kendi arazisinde işçi haline gelebilir. Sahaya iyi bakılmalı” diyor. Acaba gerçek amaç da bu değil mi ? Ürününü kameralar önünde yerlere saçanlara bir ders değil mi bu yeni yöntem ? Bir başka ziraatçı ve ihracatçı birliği başkanı, yani büyük ölçekli tarımsal üretim yapanların başındaki isim de şunları söylüyor ;

“Sektör olarak arazi kiralanmasına sıcak bakıyoruz. Burada önemli olan gıda ihracatsının fiyat tutturması. Elbette üretmemiz lazım ama, doğru maliyetler ile, doğru üretimle bunu yapmalıyız.Buraları ekip biçerken, harcadığımız enerji gibi, maliyet kalemleri önemli…” Bu açıklamaya eskiler “Ha şunu bileydin” derlerdi.” İşte gerçek burada zaten…Kendi toprağında , küçük çaplı üretim yapan da bu maliyet dengesini istiyor. Bulamayınca da protesto etmiyor mu zaten? Büyük çiftçi de işe buradan başlıyor. Piyasaya sürülen bu yeni toprak uygulama projesi hangi amaca hizmet ediyor acaba?Y eni bir tartışma ortamı mı isteniyor? Protestocu çiftçiye göz dağı mı veriliyor, ya da tarımdaki yabancı sermayeye mi göz kırpılıyor, anlamak çok zor. Tek bir gerçek var, küçük çiftçi ürettiğinden kâr edemiyor ve isyan ediyor…Toplumun çok büyük kesimi de, taze ve yeterli zirai ürünlere ulaşamıyor…Bir anlamda gıda açısından, ülkemizi iyi bir gelecek beklemiyor. Yönetim de işin içinden çıkamıyor ve de belki de bu yüzden böyle bir yola giriyor. Aslında bu yol çok engebeli ve sonu belirsiz bir yol. Buna en tipik örnek de kırklı yılların sonlarında İnönü İktidarı’nın çıkardığı “Toprak Kanunu” ve buna kazan kaldıran büyük toprak sahiplerinin kavgası. Sonuç; Cumhuriyet’in kuruluşunda çok önemli rol oynayan İsmet İnönü ve partisi CHP, serbest seçimler sonucu, kendi partisinden kopan ve toprak kanununa baş kaldıran, büyük çiftçilerin kurduğu Demokrat Parti’ye karşı seçimi kaybediyor ve koltuğu devrediyor…Yani toprağın kanunu işliyor!

Bu nedenle toprakla fazla uğraşmamak gerek diyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.