Ülkemizdeki nadir elementler ve garip bir uçak kazası
Yazının Giriş Tarihi: 16.10.2025 21:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.10.2025 21:18
Son dönemde kamuoyunda ve haber bültenlerinde sıkça konuşulan bir konu var, o da topraklarımızın altındaki “nadir elementler.”. Meğer bu yer altı zenginliğimiz uzun yıllardan beri biliniyormuş ama, sanki şu dönemdeki gibi konu edilmemişti hatırlayabildiğim kadarı ile…Sadece elim bir uçak kazasında 6 bilim insanını kaybettiğimiz de belki bu da konu edilmiş olabilir ama benim hafızamda yok. Olay şöyle gelişmişti.Bir uçağımızın Isparta Havaalanı’na inişi sırasında düştüğü açıklanmıştı o dönemde…Ama sanki bazı bilim insanları ve ilgili makamlar bu kazanın nedenini biliyormuş ki, bir süre sonra bunun sorumlusu olarak FETÖ örgütü sorumlu tutulmuş. İşin ilginç yanı, kaza 2007 yılında oluyor, ama FETÖ’nün gerçek yüzü 15 Temmuz 2016 yılında su yüzüne çıkıyor. Şunu da unutmayalım. Eğer bu olay gerçekten FETÖ marifeti ile cinayete çevrildiyse,”acaba bu örgütün arkasında kim ve hangi ülke vardı diye düşünmek gerekmez miydi ? Neyse bunu öğrenmek ve anlamak beni aşar. Şimdi de günümüze dönelim. Son günlerin ilginç bir konusu, ülkemizin yer altındaki zenginliği diye sunulan “nadir elementler” meselesi bir süredir gündemde. Ama bu grup içinde, hangi madenler var pek de bilinmiyordu/ bilmiyorduk. Ardından 2007 yılında 6 bilim insanının da içinde olduğu ve 50 yolcu ve 7 mürettebattan kimsenin kurtulamadığı Isparta uçak kazası gündeme geldi ve çıkış nedeninin, saptanamadığı belirtildi. Bunu kamuoyu için söylüyorum. Yüce Devletimiz ve onun ilgili organları doğal olarak bu kazanın nedenini, noktası virgülüne kadar biliyordur herhalde…Öyle olmasa, yıllar sonra “nadir elementler” gibi bir kavramla yatıp kalkar mıydık ? Önümdeki bilgisayardan küçük bir yardım istedim ve Isparta uçak kazasında yaşamını yitiren Prof.Dr. Engin Arık Hanımefendi’nin bir ses kaydına rastladım. Gerçekten çok şaşırdım. Böyle bir kayıt silinmemiş yerinde duruyordu ve bizi aydınlatıyordu! Engin Hanım kazadan önce yaptığı bir açıklamada, işte bu günün söz konusu nadir elementlerden biri ve en önemlisi gibi görünen “Toryum” için şunları söylemiş. “Dünyanın 3. Büyük toryum rezervine sahip ülkesi Türkiye” demiş. Bir ton toryum ile, tam 50 ton enerji üretilebiliyormuş. Müthiş bir zenginlik. Bunlar insanı hem umutlandıran, hem de kahreden bilgiler ve gelişmeler…
Ama gazeteci alışkanlığı ile bu olaylara dair bir soruyu da sormadan duramıyor insan... Ne oldu da bu elim kaza ve üzerindeki sis perdesi aydınlatıldıktan sonra, toplum ile neden paylaşılamadı? İlgili ve yetkililer,durdu, durdu da, tam 18 yıl sonra bu konu nasıl ve tekrar gündeme gelebildi ? Haklı bir soru değil mi sizce de ? Neyse, önemli olan ülkemiz topraklarının altında müthiş cevherlerin yattığını bilmek, ve de toplum olarak umutlanacağımız bir gerçek…
Büyük olasılıkla, dünyanın sahibi gibi davranan o devasa ve emperyalist devletler, yine bu işin ardından koşacaktır, Önemli olan, tüm zorluğuna karşın en kısa zamanda bu cevherlerin yüzeye çıkartılması ve ardından, ülke olarak maddi sıkıntılarımızın kalmaması…Bu bile kulağa hoş geliyor. Yeter ki emperyalist devletlerin tuzağına düşmeden, ülke içinde de koltuk kavgasına girmeden, aziz vatanımızın kıymetini bilelim ve bize sundukları ile, toplum refah içinde yaşasın.Türkiye’de dünyada hak ettiği yeri alsın.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Ülkemizdeki nadir elementler ve garip bir uçak kazası
Son dönemde kamuoyunda ve haber bültenlerinde sıkça konuşulan bir konu var, o da topraklarımızın altındaki “nadir elementler.”. Meğer bu yer altı zenginliğimiz uzun yıllardan beri biliniyormuş ama, sanki şu dönemdeki gibi konu edilmemişti hatırlayabildiğim kadarı ile…Sadece elim bir uçak kazasında 6 bilim insanını kaybettiğimiz de belki bu da konu edilmiş olabilir ama benim hafızamda yok. Olay şöyle gelişmişti.Bir uçağımızın Isparta Havaalanı’na inişi sırasında düştüğü açıklanmıştı o dönemde…Ama sanki bazı bilim insanları ve ilgili makamlar bu kazanın nedenini biliyormuş ki, bir süre sonra bunun sorumlusu olarak FETÖ örgütü sorumlu tutulmuş. İşin ilginç yanı, kaza 2007 yılında oluyor, ama FETÖ’nün gerçek yüzü 15 Temmuz 2016 yılında su yüzüne çıkıyor. Şunu da unutmayalım. Eğer bu olay gerçekten FETÖ marifeti ile cinayete çevrildiyse,”acaba bu örgütün arkasında kim ve hangi ülke vardı diye düşünmek gerekmez miydi ? Neyse bunu öğrenmek ve anlamak beni aşar. Şimdi de günümüze dönelim. Son günlerin ilginç bir konusu, ülkemizin yer altındaki zenginliği diye sunulan “nadir elementler” meselesi bir süredir gündemde. Ama bu grup içinde, hangi madenler var pek de bilinmiyordu/ bilmiyorduk. Ardından 2007 yılında 6 bilim insanının da içinde olduğu ve 50 yolcu ve 7 mürettebattan kimsenin kurtulamadığı Isparta uçak kazası gündeme geldi ve çıkış nedeninin, saptanamadığı belirtildi. Bunu kamuoyu için söylüyorum. Yüce Devletimiz ve onun ilgili organları doğal olarak bu kazanın nedenini, noktası virgülüne kadar biliyordur herhalde…Öyle olmasa, yıllar sonra “nadir elementler” gibi bir kavramla yatıp kalkar mıydık ? Önümdeki bilgisayardan küçük bir yardım istedim ve Isparta uçak kazasında yaşamını yitiren Prof.Dr. Engin Arık Hanımefendi’nin bir ses kaydına rastladım. Gerçekten çok şaşırdım. Böyle bir kayıt silinmemiş yerinde duruyordu ve bizi aydınlatıyordu! Engin Hanım kazadan önce yaptığı bir açıklamada, işte bu günün söz konusu nadir elementlerden biri ve en önemlisi gibi görünen “Toryum” için şunları söylemiş. “Dünyanın 3. Büyük toryum rezervine sahip ülkesi Türkiye” demiş. Bir ton toryum ile, tam 50 ton enerji üretilebiliyormuş. Müthiş bir zenginlik. Bunlar insanı hem umutlandıran, hem de kahreden bilgiler ve gelişmeler…
Ama gazeteci alışkanlığı ile bu olaylara dair bir soruyu da sormadan duramıyor insan... Ne oldu da bu elim kaza ve üzerindeki sis perdesi aydınlatıldıktan sonra, toplum ile neden paylaşılamadı? İlgili ve yetkililer,durdu, durdu da, tam 18 yıl sonra bu konu nasıl ve tekrar gündeme gelebildi ? Haklı bir soru değil mi sizce de ? Neyse, önemli olan ülkemiz topraklarının altında müthiş cevherlerin yattığını bilmek, ve de toplum olarak umutlanacağımız bir gerçek…
Büyük olasılıkla, dünyanın sahibi gibi davranan o devasa ve emperyalist devletler, yine bu işin ardından koşacaktır, Önemli olan, tüm zorluğuna karşın en kısa zamanda bu cevherlerin yüzeye çıkartılması ve ardından, ülke olarak maddi sıkıntılarımızın kalmaması…Bu bile kulağa hoş geliyor. Yeter ki emperyalist devletlerin tuzağına düşmeden, ülke içinde de koltuk kavgasına girmeden, aziz vatanımızın kıymetini bilelim ve bize sundukları ile, toplum refah içinde yaşasın.Türkiye’de dünyada hak ettiği yeri alsın.