Zararlı kelimesini sıkça gazete haberlerinde ve nadiren de geçmişte radyo, şimdi de TV ekranlarında binde bir duyardık. Ama yeni bir zararlı daha varmış. Hem de, kendisi gibi zararlı insanların imal ettiği “zararlı eşya” adı verilmiş emniyet güçlerince…Bunu da bir gazete haberinde görmüştüm bir süre önce ve dikkatimi çekmişti. Haberin başlığı “40 milyon lira değerinde zararlı eşya ele geçirildi” şeklindeydi. Merak etmemek elde değil.İnsanoğlunun yaşamını kolaylaştıracak ve belki de mutlu edecek bir eşya nasıl zararlı olurdu? Bu soru kulağımdayken, işin gerçeğini öğrendim. Son yıllarda ülkemizdeki insan zararlıları(!), hemen her alanda kolay para kazanma yoluna giderken kullandıkları akla, hayale gelmeyecek yöntemleri bu kez “çocuk oyuncakları”üzerinde ve de hiç utanmadan, hiç korkmadan insafsızca denemişler. Bunun sonucu olarak, yurt dışında imal edilen binlerce zararlı maddeden yapılmış çocuk oyuncağını, fahiş fiyatla ülkemizde pazarlamak üzere, Ağrı Gürbulak sınır kapısından geçirmeye kalkmışlar.Ama Gümrük Muhafaza ekiplerinin pençesinden kaçamamışlar. Rakamlar da küçümsenecek gibi değil.906 oyuncağın yanı sıra tam 67 bin adet zararlı kalem de ele geçirilmiş. Ele geçen bu malların ederi de 40 milyon lira civarındaymış. Hadi, oyuncağı her anne babanın almaya gücü yetmedi diyelim. Oysa kalem her okuldaki çocuğun, yanı sıra hemen herkesin kullanımı için satıldığında, olacakları siz düşünün. Çünkü bu sahte imalatların zehirli olma ihtimali yüksekmiş. İnsanoğlu, para hırsı ile işte böyle akıl almaz yöntemlere baş vurabiliyor. Hadi bu zararlı imalatlar devletin yardımı ile ele geçirilebiliyor.

Ama zararlı insan, bu kadar kolay ele geçirilemiyor ! İşte tipik bir örnek; İstanbul’un bir ilçesinde denetim yapan emniyet güçlerine bir şahıs kimlik yerine sürücü belgesini göstermiş ve fotoğraf kendisine benzemediği için, kısa sürede başkasına ait olduğunu saptamışlar.. Görevliler bununla da yetinmemiş ve araştırmışlar ve gerçek kimliğine ulaşmışlar. Meğer söz konusu şahıs, iki farklı kasten öldürme suçunun da içinde olduğu tam beş suçtan sabıkalıymış. Tam 27 yıl kesinleşmiş hapis cezası varmış ve rahatça toplum içinde dolaşmış bu olaya kadar…Yani zehirli oyuncak gibi zehirli kalem gibi, zehirli mahluklar da her an karşınıza çıkabiliyor. Üstelik insanın zararlısı, eşyadan daha tehlikeli. Geldiğimiz noktada, insan zararlılarının yaptıklarını izlemek, bulmak ve en azından takip etmek de pek mümkün olamıyor bir türlü…

Bu tür örnekler biter mi, bitmez tabii…Kendisini telefonla arayanlar, yaşlı bir servis şoförünü dolandıracakken hevesleri kursaklarında kalmış. Telefonda yaşlı servis şoförüne kendilerini polis ve savcı olarak tanıtmış ve dolandırılmak üzere olduğunu söylemişler. Ayrıca telefonunu da 5 saat açık tutmasını istemişler.

Bu arada yaşlı adama da yüksek rakamlar ile iki adet kredi başvurusu ( güya borcunu kapatması için olabilir) bile yaptırmışlar. Ardından da adresini verdikleri bir karakolun beş yüz metre uzağında beklemesini ve sorunu çözeceklerini söylemişler. Ama yaşlı sürücü kısa süre sonra bu durumdan şüphelenmiş ve polis olan oğlunu aramış. Oğlunun bilgisi ile, kredi hesapları kapatılmış ve oyun bozulmuş. İyi güzel de, herkesin yakını, çocuğu polis değil ki ? İşte size dört dörtlük ”zararlı insan” örneği…Gelişmiş teknolojilerimiz, işte böyle zararlı olaylara da gebe. Bu durumda, aldatılmadan, zarara uğramadan yaşamak için, hem satın alınacak eşyanın, hem de konuşulacak insanın zararlısına rastlamamak gerekiyor.!

Bunun yolu nedir gibi bir soruya da en azından benim verilecek bir örneğim ve önerim ne yazık ki yok. Sadece ve her şeyden önce, insanın zararlısını anlamak(nasıl olacak) , ve de karşısında kim olursa olsun kolay kanmamak gerek diyebiliyorum.