Hava Durumu

‘İSRAF EDEN İFLAS EDER...’

Yazının Giriş Tarihi: 11.01.2022 15:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.01.2022 15:48

İnsanoğlunun en eski uğraşı olan tarım ve gıda, önemi ve stratejik boyutu her geçen gün artan yaşamsal bir sektör.

Bugün, dünya nüfusu hızla artarken tarıma elverişli araziler azalmakta.

Endüstri gelişip kentler büyürken insanoğlu, gıdasını sağlayan toprağından maksimum verim alma yolları aramanın peşinde.

Nüfus artarken ve ekilebilir alanlar azalırken, birim başı verim giderek artmakta.

Bu kapsamda nüfusu artıyorken ve ona eklemlenen turist sayısı da çoğalırken, Türkiye halen tarımsal üretimde kendi kendine birçok alanda yetebilmekte.

Bunun en büyük göstergesi de dışarıdan alınan tarımsal ürünlerin üzerinde dış satım yapılması...

Yani tarımsal dış ticarette artı verilmesi...

2021 yılında dışarıdan aldığımız 16. buçuk milyar dolarlık tarımsal ürüne karşın dışarı sattığımız miktarın 21 milyar dolar olmasını önemsemek gerek. 

* * *

Toprağı işleyerek toplayıcılıktan yerleşik hayata geçen insanlık, son beş bin yıllık gelişim süreci içinde yeni ürünleri keşfederek tarımsal üretimi muazzam derecede artırdı.

Bu artış sanayi devrimiyle birlikte kısa sürede modern üretim şekillerini ortaya çıkarırken nüfus küresel düzeyde geçmiş dönemlere kıyasla devasa miktarda yükseldi.

İnsan nüfusunun artması daha fazla tarımsal üretimi zorunlu kılarken teknolojik gelişme insanlığın yaşamını sürdürmesine yardımcı oldu. Fakat verimli tarım arazilerinin azalan varlığı, iklim değişikliği ve doğru tekniklerin kullanılmaması gibi durumlar, günümüzde hem insanlık hem de tarımsal üretim için önemli birer tehdit.

Bu tehditlerin küresel tarım ekonomisinde güçlü bir aktör olan Türkiye için de geçerli olduğunu söylemek olası.

* * *

Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya, ABD ve Japonya gibi ülkelerin egemen olduğu dünya tarım ekonomisi, üretim açısından farklı ülkelerin güçlü olduğu bir piyasa.

En fazla dış satım yapan ülkelerin ABD, Hollanda, Almanya, Fransa ve Brezilya olması, tarım ekonomisinde gelişmişliğin ve teknoloji kullanımının önemine işaret ediyor.

Türkiye ise 21 milyar dolarlık dış satım ve 70 milyar dolarlık üretim kapasitesiyle dünyanın en büyük onuncu tarım ülkesi.

Türkiye yıllar içinde yaşanan değişime koşut olarak dünya tarım ekonomisinden yüzde 1,5 ila 2,7 arasında pay almakta.

Ancak bu rakamların daha da yukarı çekilmesi hayal değil...

Dünyanın en büyük üçüncü tohum bankası kapasitesine sahip olan Türkiye, tarım ürün çeşitliliğinde güçlü bir konumda.

Sebze, meyve ve diğer emtiaları hem üreten hem de dışa satan Türkiye pek çok üründe küresel tarım piyasasına etki edebilecek kapasitede.

Sonuç olarak, bugün, bir tarafta açlığın, diğer yanda ise aşırı tüketimden gelen sağlık sorunları ve israfın bir arada olduğu bir dünyada yaşamaktayız.

Adaletsizliğin gıda paylaşımına fazlasıyla bulaştığı bu dünyamızda 2 milyar insan aşırı kilolu.

Bunun da 650 milyonu obezite sorunlarıyla uğraşırken 800 milyon insan açlık çekiyor ve yılda 1 milyar 300 milyon ton gıda çöpe gidiyor. "İsraf eden iflas eder." sözünü hiç unutmamalıyız...

Anadolu topraklarında üretmek ve ürettiğini paylaşmak on iki bin yıldır hiç değişmeyen bir geleneğin, bir kültürün sonucudur.

Tarımsal hâsılada 2005 yılından bugüne Avrupa'daki liderliğimiz sürmektedir...

Türkiye dışarıdan tarımsal ürün satın alacak duruma getirildi’ sözleri siyasi getiri yaratılmak istenen bir algı operasyonundan başka bir şey değildir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.