Hava Durumu

JOHN KATZENBACH VE “SEYYAH” ROMANI ÜZERİNE…

Yazının Giriş Tarihi: 03.02.2023 15:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.02.2023 15:54

   “Bıçağın sıcak mı yoksa soğuk mu olduğunu anlamanın çok zor olduğunu fark etmiş miydin? Bu, ne tür bir korku yaşadığına göre değişir. Buz gibi soğuk da gelebilir, köz kadar sıcak da. Tıpkı midende ve yüreğinde hissettiğin korku gibi…”

   Amerikalı popüler kurgu yazarı John Katzenbach’ın (23 Haziran 1950 doğumlu. 73 yaşında) “Seyyah” isimli romanını okuyorum… Bir adam, bir kadın, bir araba ve bir fotoğraf makinesi… Adam, savaş muhabiri, başarılı bir gazeteci, ünlü bir foto muhabiri. Keş bir anne ve kendilerini terk eden serseri bir babanın çocuğu olarak sorunlu bir çocukluk, sorunlu bir gençlik dönemi geçirmiş. Evlatlık verildiği akrabalarında her türlü şiddeti, tacizi yaşamış. Bu sorunlu geçmişte, kendisini yetiştirmeyi başaran ve iyi bir psikiyatr olan erkek kardeşinin aksine, o ruhunu iyiliklere değil, kötülüklere açmış. Aslında psikiyatr ağabeyi de farklı değil. Ne kadar psikopat, tecavüzcü, tacizci, pedofili, şiddet eğilimli kötü ruh varsa, onların tedavisini üstlenmiş durumda. Herkesin geçmişini örtme, unutma yöntemi farklı. Herkesin geçmişiyle yüzleşme yöntemi de öyle!

   Adam zihnindeki karanlığın ona fısıldadığı isimleri tek tek öldürüyor. Fotoğraflarını çekiyor. O fotoğrafları, daha önce çektiği savaş, yangın, sel, uçak kazası, trafik kazası, yanardağ patlamaları, cinayet, kan, gözyaşı fotoğraflarının arkasında saklıyor. Herkes, çerçevelenmiş şiddet resimlerinin bir yüzünü görürken, o koltuğuna oturup baktığında, hemen arkasına sakladığı kendi cinayetlerinin, hazzını görüp, yaşıyor. Öldürmek için değil, cinayetlerini yazmak için kaçırdığı kadın ise gazetecilik okuyor. Edebiyata düşkün. Hayatta kalmak için, bu çılgın foto muhabiri, psikopatların psikopatı savaş muhabiri ile uyum sağlamak zorunda. Psikopatın anılarını, cinayetlerini, öykülerini bire bir görüp, yaşayarak yazıyor. Her psikopatça işlenmiş cinayette, bir edebiyat, bir felsefe ortaya koymak zorunda. Zaten başka seçeneği de yok. Ya bu şeytani, psikopatça planın parçası olacak, ya da ölecek.

   Psikopatın dediği gibi; “Bu gece birimiz için her şey yeniden başlayacak”…

   Bir tarafta da yeğeni de kurbanlardan biri olan, içi hınçla dolu Dedektif Mercedes Barren var. Asker eşini çok genç yaşta, savaşta mayına basma sonucu kaybetmiş. Yeğenine göz kulak olmak için söz vermiş ancak koruyamamış. Kız kardeşine, katili bulmak için söz veriyor. ABD yasalarına göre, katilin peşine düşmesi, “kişisel” dava olarak görünüyor. Emniyetten destek yok. Bir de, katile gölgesi kadar yakın, psikiyatr kardeş var. Hem dedektif Barren hem de psikiyatr kardeşin iz sürmek, psikopat katili yakalamak için sebepleri vardır. Ancak hesaplanmamış en küçük bir adım onları geri dönüşü olmayan bir yola sürükleyecektir.

   535 sayfalık bu muhteşem polisiye, gerilim kitabını ikinci kez okuduğumu itiraf ediyorum. İlki 2011 yılında olmak üzere, bu kitabı Ocak 2023’te yeniden okudum.

   Bizden biri, severek okuduğum Ahmet Ümit’in, “İnsan Ruhunun Haritası” isimli kitabını da yeniden okuyunca, “Seyyah” kitabını bir kez daha okuma isteğini önleyemedim.

   Ahmet Ümit, “Don Kişot, Madam Bovary, Dimitri Karamazov, Anna Karenina, İnce Memed, Zebercet ve diğerleri, çoğu yaşamımızı etkilemiş, edebiyatın bu ölümsüz kahramanlarına derinden bakarsak kendimizi görürüz. Edebiyatın bu karakterlerinin üzerini örten sözcükleri birazcık kazarsanız altından insanlık çıkar; geçmişten günümüze, bugünden geleceğe akan büyük insanlık. Kahraman, alçak, saldırgan, uysal, atak, pısırık, dürüst, ahlaksız, zengin, yoksul, zeki, aptal, deli, deha, kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı her türlü haliyle insanlık. Romancı işte bu insanlık durumunu, belki de kendisi anlatmaya, açıklamaya, anlamlandırmaya çalışan kişidir… Gerçeği doğrulamak için, daha eğlenceli hale getirmek için, kabalıktan kurtarmak için, gerçeği mucizeye dönüştürmek için, gerçeği tartışmak için, kısacası gerçeği anlamak için hayali bir yaşam yaratan serüvencidir romancı. Belki bir tür kaçık… Sevimli olanı da vardır, sevimsiz olanı da… Zevkle okunanı da vardır, kendi görüntüsünden sarhoş olanı da… Ama mizaçları, üslupları, amaçları ne olursa olsun, hepsinin bir tek amacı vardır: Görünenden faklı bir hayat yaratmak…” diyor.

   “Kurtlar İmparatorluğu” , “Sisle Gelen Yolcu”, “Şeytan Yemini”, “Siyah Kan”, “Koloni”, “Ölüler Diyarı”, “Mermer Adam”, “Kongo’ya Ağıt”, “Lontano” ve “Kaiken” gibi kitapların ünlü Fransız Yazarı Jean Christopha Grange, Türkiye’ye geldiğinde, bir gazeteye röportaj vermişti. Karakterlerinde, tüm edebiyat ve insanlık tarihinin en kötü psikopatlarının kurgusunu yapmayı başaran bu ünlü yazar; “Ben kötü değilim, karakterlerim kötü” demişti.

   Televizyonları açıyorum, gazetelerin üçüncü sayfalarına bakıyorum, kadın programlarındaki tartışmalara dayanabildiğim kadar kulak kabartıyorum, Ankara’nın göbeğindeki siyasi suikastın tüm yönlerini takip etmeye çalışıyorum, cinnet geçirenlere, çocuklarını, karısını, trafikte tartıştığı hiç tanımadığı adamı öldürenlere, intihar edenlere, kediye; köpeğe şiddet uygulayıp, tecavüz edenleri görüyorum… Ve savaşlar, tanklar, bombalar, intihar saldırıları… Dünya dayanılmaz bir hale geldi, Türkiye’de öyle. Bu ekonomik gerçeklikle nereye kadar?!

   Ve;

   Mevlana’dan Marks’a, Tevrat’tan İncil’e, Ahmet Ümit, Jean Christophe Grange, Glen Maade, Jane Cassey, Dean R. Kontz, Harlan Coben’den Dostoyeski’nin metinlerine bir anlam arayışı… Kadim metinlerin ışığında, polisiye romanlardaki karakterlerin analizi! Suçtan yola çıkarak insanı ve kötülüğü anlamanın yöntemi. Suçla edebiyat arasındaki benzerlikler. İnsan ruhunun arka bahçesinde yeşeren, kötülük, zalimlik, psikopatlık ve şiddet! Ve, iyiliği,. Doğruyu, gerçeği arama cesareti….

   John Katzenbach, “Seyyah” romanında, bir suç, polisiye, psikoloji ve gerilim romanından ne beklenirse size fazlasıyla veriyor. Elinizden bırakamıyorsunuz… Hele, “Dedektif Mercedes Barren ile Psikiyatr Martin Jeffers arasındaki, kitaplar arasına serpiştirilmiş, derin psikolojik tespitler, gerilim dolu zihin ve kelime oyunları, üst düzey akılların, bir sonraki değil, beş on hamle sonrasını düşünerek çatışması tadından yenmiyor. Tekrar tekrar okuma isteği duyuyorsunuz…

   “Seyyah” Bu muhteşem yazarın, benim 12 yıl arayla okuduğum, yazmış olduğu ikinci kitabı. Yazarın, “Pisiko-Analist”, “Şizofren”, “Profesör”,  “Sıradaki Sensin”, “Kızıl 1-2-3” ve “Tabu” isimli kitaplarını da tavsiye ederim.

   Bir yazardan okumuştum, Belki de bizi, bizleri, insanlığı, doğayı, hayatı, evreni ve aşkı, “Edebiyat Kurtaracak” ….

   İnsan Ruhunun haritası, Edebiyatta gizli çünkü!

   İyi hafta sonları diliyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.