Salgın ile birlikte son bir yıldır halkın gündeminde gıda fiyatlarındaki artış var.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tarımsal girdi fiyatları yıllık bazda yüzde 29,38 arttı.

Halk yaşam pahalılığından şikâyet ederken, Başkan Erdoğan düşük faiz ekonomi politikasıyla durumun önümüzdeki yılın ortalarına doğru düzeltileceğini belirtiyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da yaşanan son gelişmelerle halkın şikâyetini öne sürerek kimi çözüm önerilerinde bulunuyor.

Kılıçdaroğlu, un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve et gibi temel maddeleri satan marketlerin bu süreçte zam yapmamalarını, iktidara geldiklerinde aradaki farkı kendilerine ödeyeceklerini söylüyor.

* * *

Kılıçdaroğlu’nun bu önerisi ilk bakışta makul gibi görünse de aslında birçok yönden uygulanabilir olmadığı çok açık.

İlki, market sahiplerinin CHP’nin iktidar olup-olmayacağı konusunda ne düşündüklerinin bilinmemesi ve Kılıçdaroğlu’na duyulan güven...

İkincisi, Kılıçdaroğlu’nun bu önerisi aslında Türkiye’de gelir dağılımı dengesizliğini görmeyip, devletin yani yine topyekûn halkın cebinden varsıllara da kaynak aktarılması anlamı taşıyor!

Yani olası zam oranlarının devlet tarafından karşılanırken, yoksul-varsıl herkesin bu ürünleri aynı fiyattan alacak olması.

Zamsız, indirimli ürünlerden herkesin aynı şekilde yararlanması mantıklı, adil bir çözüm olabilir mi?

* * *

Evet, bir yıldır özellikle gıda fiyatlarındaki durdurulamayan artış yoksul kesimi oldukça etkilemekte.

Buna çözüm elbette ki aranmalı ve bulunmalıdır.

Ama bunun yolu, yoksul ile varsılı birbirinden ayırmaktır.

Aylık belirli geliri 2-3-5 bin lira olanlarla aylık geliri 15-20-30 bin lira olanları aynı kefeye koyarak, aradaki zam farkının devletin yani yine milletin cebinden çıkacak olmasını kim, hangi mantıkla çözüm olarak sunabilir?

Yapılması gereken, ülkedeki gelir dağılımı dengesizliğini göz önüne alarak, alt gelir guruplarına bir takım kolaylıklar sağlamak olmalıdır.

Yoksa 70 liralık kıymaya gelmesi muhtemel yeni zamları şimdi yapmayarak, aradaki farkı ileride, CHP’nin olası iktidarında devletin üstlenmesi adil bir uygulama olabilir mi?

Eğer varsıl-yoksul gıda maddelerini aynı şekilde, aynı fiyattan alabilmek kime hizmet eder?

Toplumun alt gelir gruplarının temel gıda maddelerine erişiminin teknik bir yolu mutlaka bulunabilir.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yoksulluk günümüzde dünyanın değişim sürecinde gelir dağılımı sorunu, sıradan bir ekonomi sorunu olmaktan çıkmış politik ve sosyal bir sorun olarak karşımızdadır artık.

Çözüm de bu noktadan yola çıkılarak bulunabilir, bulunmalıdır...

* * *

Gelir dağılımı sorunu genelde yoksulluk sorununa indirgenmeye başlanmıştır.

Bu çerçevede “gelir yoksulluğu”, “sosyal olanak yoksulluğu” ve “insani yoksulluk” gibi yeni kavramlar ortaya çıkmıştır.

Devletler bu kavramlar ve gerçekler ışığında olaya yaklaşıp, çözümleri bu çerçevede bulmak durumundadırlar.

Çünkü böylesi kriz dönemlerinde yaşam pahalılığından en çok etkilenen kesimler alt gelir grupları olmaktadır.

Türkiye de sorunu bu noktada ele alırsa, yapısallaşan gelir dağılımı dengesizliğini çözmede adım da atmış olur.

Kılıçdaroğlu’nun önerisi varsıl-yoksul ayırt etmeksizin bir yaklaşımdır ki, bunun ne ahlaki, ne sosyal ne de vicdani bir mantığı vardır...