Hava Durumu

KORKMALIYIZ BENCE DE!

Yazının Giriş Tarihi: 01.12.2020 17:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.12.2020 17:09

Salgının bitiş süreciyle ilgili belirsizlik insanlarda korku yaratıyor.

Tüm insanlık tarihi boyunca insanlar çaresi bulunamayan ve yaşam tehdidi oluşturan hastalıklardan hep korkar olmuştur.

Koronavirüs yeni bir virüs olarak algılanıyor ama kış aylarında soğuk algınlığına neden olan ve nezleden sonra çok sık görülen bir virüs olduğu tıp çevreleri tarafından yıllardır biliniyordu.

Bu kez vaka sayıları çok hızlı bir şekilde artmakta, ölümlere neden olmakta ve bütün dünya da buna karşı etkili bir ilaç bulamadı henüz.

Aşı konusunda söylenenler de henüz net değil…

Ne zaman gelip, ne zaman insanların en azından çoğunluğuna uygulanacağı belirsiz…

Beklentiler sürmekte…

 

* * *

 

Salgın tüm dünyada ekonomiden güvenliğe, spordan turizme, tarımsal üretimden eğlence sektörüne kadar birçok alanı etkiledi ve etkisini sürdürmekte.

Sorun tüm dünyanın sorunu…

Korona salgınının biyolojik etkileri kadar psikolojik ve davranışsal sorunlara da neden olmakta...

Bulaşan salt virüs değil, aynı zamanda toplumsal travmanın yarattığı aşırı duyarlılık, depresyon, panik, paranoya gibi ruhsal sorunlar ve bencillik, saldırganlık gibi yıkıcı davranışlara da neden olmakta bu virüs.

İnsanlar olağanüstü durumlarda nezaket, sağduyu, empati, yardımlaşma gibi ahlaki değerlerini geçici olarak yitiriyorlar ve salt kendisini düşünen bencil varlıklara dönüşüyorlar.

O yüzden salgınların yaratmış olduğu psikoloji, virüsten çok daha hızlı bir şekilde yayılmakta ve hatta virüsle karşılaşma riski olmayan insanları bile etkilemekte.

* * *

 

Salgınların yarattığı psikolojilerin başında ölüm korkusu gelmekte...

Bu tür algınlar tıpkı deprem, sel, tsunami, yangın türü doğal afetler gibi direk insan yaşamına kast ettikleri için bir büyük ruhsal travma etkisi yaratmakta.

Hatta bazı açılardan doğal afetlerin bile önüne geçmekte.

Doğal afetlerin birçoğu çok kısa sürede yıkımını gerçekleştirir ve biter.

Ama bu tür salgınların ne zaman, nasıl sona ereceğinin belirsizliği insan psikolojisini daha çok etkiliyor.

Dolayısıyla yıkımı daha şiddetli ve etkileyici oluyor.

İnsanların normal koşullarda zihninde bastırabildiği ya da kontrol edebildiği ölüm korkusu salgın gibi kaotik durumlarda daha şiddetlenmekte ve kontrol edilemez hale gelmekte.

Ölüm korkusunun uzantısı olarak da uykusuzluk, kâbus görme, sürekli virüsle ilgili görüntülerin ve felaket senaryolarının gelmesi, hastalığın kendisine yahut yakınlarına bulaşacağı konusunda endişe duyulması, kolay irkilme, çabuk sinirlenme, gelecek konusunda plan yapamama, umutsuzluk, yalnızlaşma, yabancılaşma, aşırı kaçınma şikâyetleri beliriyor.

 

* * *

 

Bu sorun tüm dünyanın, tüm devletlerin, toplumların sorunu.

Bireysel çabalar bir yere kadar sonuç veriyor…

Ülkemizde sona erse bile hemen ardından başka bir ülkeden yeniden girip, yayılma riski var.

Tüm dünyanın bu duyarlılıkla hareket etme zorunluluğu açık.

Toplum olarak da, devletin kararlarına bu doğrultuda eksiksiz uymamız gerekiyor.

Oysa çevremizde bile bu belayı küçümseyenlere yahut yaşamış oldukları çaresizliğe ve umutsuzluğa tevekkül maskesi giydirenlere sıkça rastlanmakta.

 

Böyle bir mantığın kişileri önlem almaktan ve mücadele etmekten alıkoyarak salgının daha da şiddetlenmesine neden olacağı gözden kaçırılmakta…

Evet, korkalım bence de ama önlem almakta da geri durmayalım…

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.