“Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır. (…) Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.’’

Atatürk’ün, “hayatta en hakiki mürşit ilimdir’’ sözü, laik cumhuriyetin bilime dayandırılması ne uzak görüşlülük.

Boşuna dahi olunmuyor; boşuna en büyük devrimcilerinden biri olarak dünyada saygı görülmüyor; boşuna UNESCO Paris'teki 20. Genel Kurul toplantısında 1981 yılının Atatürk Yılı olarak kutlanmasına karar vermiyor.

***************************************

Laiklik, hiç lafı uzatmayayım, bilim demektir.

Cumhuriyette kritik hamle eğitimin bilime dayanmasıydı. Bilimle soluk alan bir toplum; “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’’ insanlarla yaşama geçerdi. Bunun yolu da bilime, felsefeye, sanata dayalı demokratik değerleri benimseyen eğitimdi.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekâleti’ne (Millî Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını öngören en önemli devrim kanunlarındandır.

Şu an eğitimde bu başlangıç noktasının çok gerisindeyiz maalesef.

Örnek vereyim: Evrim kuramının müfredattan çıkarılması; bilim ve teknolojide, dünyada dev adımların atıldığı bir dönemde olacak iş midir?

UĞUR ŞAHİN ve ÖZLEM TÜRECİ

Atatürk’ün manevi mirasçısı olmayı ne derece başarabildim bilemem ama…

Deneye ve gözleme dayalı olan; yanılabilirliğini kabul eden; yeni bilimsel doğrularla kendini yenileyebilen bilime her zaman güvendim.

Şu günlerde; bu güvenimin boşa çıkmadığı bir kez daha görmek beni çok mutlu etti.

Koronavirüse karşı aşı geliştiren Almanya’nın Mainz Kenti'nde bulunan BioNTech firmasını kuran Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci dünyayı umutlandırdılar.

Aşını Faz 3 çalışmaları kapsamında uygulanması, gönüllülük esasıyla ülkemizde de başarıyla yapıldı. BioNTech, aşının % 90’nın üzerinde başarı sağladığını vurguluyor.

Avrupa’da medya; bilim insanları Şahin ve Türeci’den söz ediyor. Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci ile gurur duyuyorum. Keşke bunu Türkiye’de yapabilseler, o olanağı burada bulabilselerdi.

‘’Beyin göçü’’ en önemli sorunlarımızdan biri. Gençlerimize ülkelerinde bilim yapma olanağını, bu alandaki alt yapıyı sağlamalıyız.

İhtiyatlı bir iyimserlikle Koronavirüsün sonu yaklaşıyor diyebilirim.

Yakın gelecekte bilimin kanser ve virüsler için kesin çözümler geliştireceğini düşünüyorum.

Ve tabi en büyük hayalim sağlığın bir temel insan hakkı olarak parasız hale getirilmesi, rant alanı olmaktan çıkarılması.

YENİ TEDBİRLER VE ESNAF

Koronavirüs salgınında patlama olunca yeni kısıtlamalar, tedbirler geldi.

Ben, bazı bilim insanlarının; “en az on dört günlük tam kapanma olmalı’’ önerisine katılıyorum ama ekonominin durumu buna el vermiyor deniyor.

************************************

Esnaflarımız küçük işletmeler zorda. Esnaflara destek şart; karşılıksız destek verilmeli. Elektrik, su, kira, sigorta primleri, vergiler..öncelikle, bunların uzun vadeye ötelenmesi gerekmiyor mu?

Esnafı rahatlatacak önlemler umarım alınır.