Doğal afetler; toplumun sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel faaliyetlerini önemli ölçüde aksatan, can ve mal kayıplarına neden olan “yerel olanaklar ile baş edilemeyen” doğa olayları olarak tanımlanmakta.

Bu tanıma göre biyolojik, jeolojik, hidrolojik, meteorolojik ve iklimsel karakterli yıkıcı olaylar doğa ile ilişkili, yani birer “doğal afet” olarak karşımıza çıkmakta.

Dünyada son yıllarda başta fırtına, tayfun ve kasırga olmak üzere iklim değişikliğinin de etkisiyle çeşitli afetler oluşmakta.

Uzmanlar doğal afetlerle iklim değişikliği arasında muhtemel bağlantılar bulunduğuna yönelik çokça açıklama yapıyorlar.

Anlaşılıyor ki, bilim insanlarının, iklim değişikliğinin kötü hava koşulları yaşanmasında riski artırdığından şüphesi yok.

Çünkü uzmanların yaptığı yeni bir araştırmada, afetlerin yarısından fazlasının iklim değişikliğinden kaynaklandığı ortaya çıkıyor.

Bunun da asıl nedeni insanların doğayı hoyratça kullanması...

* * *

ABD’de kuraklık gözlemlerine göre, batıdaki eyaletlerin yaklaşık yüzde 60'ının şu anda şiddetli, aşırı yahut olağanüstü kuraklık yaşanıyor. Bölgedeki baraj gölleri de işletme kapasitesinin yarısı civarında çalışıyor.

Söz konusu kuraklık, Kaliforniya'nın gördüğü en kötü orman yangını vakalarının ve ortalamanın altında yağış görülen bir diğer yazın yaşandığı 2020'nin ardından batı eyaletleri için ortalamanın 4 ila 15 derece üzerinde değişen kış sıcaklıklarının ve kar yağışı eksikliğinin hemen sonrasında geliyor.

* * *

Türkiye’de şu an için kuraklık tehlikesi yok ama başka afet belirtileri de yok değil.

İşte Marmara Denizi’nde ortaya çıkan deniz salyası olayı...

Sorumluluğun büyüğünün çevre il ve ilçe belediyelerinde olduğu açık.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AK Parti döneminden kalan Arıtma Tesisi Projesini iptal edip, ‘Tören yapmama töreni’ yapması traji-komik bir ironi olarak belleklerimizdedir.

Akdeniz ve Marmara Denizi'nde çeşitli bölgelerdeki deniz salyasının yoğunluğu, su altındaki canlıların yaşamlarını da tehdit ediyor.

Deniz salyasının orta suda parça-parça olduğuna dikkati çeken uzmanlar zeminin de tamamen salyaya bürünmüş olduğunu, denizatları, yengeçler, küçük balıklar, kum üzerinde yaşayan canlıların solungaçları tıkandığı için öldüğünü belirtiyor.

Böyle bir sonucun sorumlusu kuşkusuz insanlar...

Çözüm de insanlara düşüyor...

Ancak kimi afetler var ki, geç kalındığı için insan müdahalesi ile ortadan kaldırılacak gibi değil.

ABD’deki Utah Eyaleti Valisi, gıda arzının tehlikeye girmemesi için daha fazla yağmura gereksinimleri olduğunu, ilahi bir müdahaleye gereksinim duyduklarını belirterek eyalet halkını kendisiyle birlikte yağmur duası yapmaya çağırıyor.

* * *

Peki, ABD’yi kasıp kavuran ve dünyada yeni bir gıda krizinin habercisi olarak kabul edilen şiddetli kuraklık Türkiye'yi etkiler mi, nasıl etkiler?
Bu yıl Türkiye'de ciddi bir kuraklık yok...

Kimi bölgelerde ve ürünlerde yüzde 10-15 oranında ürün kayıpları var.

Ama geçmiş yıllarda yaşandığı gibi şiddetli bir kuraklık yok.

Ülke geneline bakıldığında üretimde ciddi bir düşüş görünmüyor çok şükür.
Ama buna karşın, Amerika'daki kuraklık Türkiye'yi olumsuz etkileyecektir.
Amerika'daki kuraklıktan etkilenen temel ürünlerden ikisi; soya ve mısırdır.
Türkiye bu iki ürünü çoğunlukla gıda, yem ve bitkisel yağ sektöründe kullanmak üzere ABD’den almaktadır.