Hava Durumu

KURUMUŞ ÇORAK TOPRAKLAR GİBİ OLDU HAYATLARIMIZ!..

Yazının Giriş Tarihi: 31.05.2021 16:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.05.2021 16:55

Kabus; geçen yılın 11 Mart tarihinde başladı bizim için… Korkuları, endişeleri, acaba’ları ve  kaynağı meçhul bir hastalık tehdidini tam 15 aydır fazlasıyla hissediyoruz yaşantılarımızda…

Bu nedenle kurumuş çorak topraklar gibi oldu hayatlarımız… Bir yudum suya, küçük bir umuda hasret…

Bu hayatlar nasıl değişti 15 ayda… Ve daha nasıl değişecek acaba?..

Bayram kahvaltılarımıza, düğün yemeklerimize, dost sohbetlerimize, aile pikniklerimize, kahvehane/park söyleşilerimize, konserlerimize, çilingir sofralarımıza ne oldu birdenbire?..

Hesapsız-kitapsız, sıcak ve içten kucaklaşmalarımıza?..

Ne oldu bizim insani ve vicdani duygularımıza?..

Koronavirüs nedeniyle cenazelerine bile gidemediğimiz, hatta “bir elveda bile” diyemediğimiz dostlarımız ve akrabalarımız oldu bu süreçte… Yaslarını bile, insan gibi tutamadık sevdiklerimizin…

Ya iş/özel yaşamlarımızdaki en sevdiğimiz insanlarla beş-on dakika bile görüşemediğimiz günlerimize ne demeli… Ürkek, çekingen ve aceleci birkaç dakika ile savdık dostlarımızı yanımızdan… Ne olur, ne olmaz diyerek…

Yaşlılarımıza da sarılamadık doya-doya, çocuklarımıza da…

Çırılçıplak kalmış yalnızlığımıza… Ne şiirler eşlik edebildi, ne de şarkılar… Onlarla bile yabancılaştık birdenbire… Bölük pörçük uyuyabildiğimiz stres dolu gecelerimizde…

Pandeminin yıkıcı kuşatması altında yüreklerimize hapis ettiğimiz sevgilerimizi nasıl anlatacağız bundan sonra peki?..

Evlerin dört duvarlı odalarında… Çok sıkıldığımız… İsyan ettiğimiz… Kaygılarımıza yeni kaygılar kattığımız o korona hallerimizi…

Nasıl bir hapishane yarattık ki ruhlarımıza… Küçük bir gülüş kırıntısı bile oluşturamadık kasılmış suratlarımızda…

Belki de ondan dolayı kurumuş çorak topraklara döndü hayatlarımız…

Yorulduk… Bitkinleştik ve tükendik sonra…

                             RUHSAL BİR MUHASEBE ZAMANI MI?..

Şimdi size yaşadığımız bu zor günlerin muhasebesini yapacak gücü kendinde bulan, çağdaş bir bilim insanının görüşlerini sunmak istiyorum. Çoğu görüşüne içtenlikle katıldığım Sayın Nesli Zağlı, 2020 yılının ruhsal muhasebesini yaptığı bu makalesinde herkeste derin çağrışımlar yaratacak yorumlar yapmış.

Uzman Psikolog Nesli Zağlı; bir hastalık nedeniyle değişen yaşam koşullarımızı, alışkanlıklarımızı, ruh halimizi yorumladığı bu makalesinde; hayatın bize tekrar-tekrar kontrol edemeyeceğimiz şeyler karşısında ayakta kalma dersi verdiğinin altını çizmiş.

Pandemi sürecinin ruhsal muhasebesini yapan bilim insanının sıra dışı görüşleri şöyle: “Tüm dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran Covid-19 salgınında; hepimiz kendimizi kaygılı, korkulu, karantinalı bu sürecin içinde yıllardır hapsetmiş gibi hissediyoruz. Karantinalardan, yasaklardan, yakın ve uzak çevremizdeki hastalık ve kayıplardan bitkin düşmüş bizler, böyle bir muhasebe istendiğinde ruhsal bir kekemelik yaşayacağımızı bilmeliyiz. Pandemi bize hem tehdit altında uyarılmış bir ruh hali, hem de hayatla temasın koptuğu noktalarda pasifize olmuş, bitkinleşmiş bir hal getirdi. Biz kimdik, nereden gelip nereye gidiyorduk, neler ister, neler özlerdik bilemediğimiz haller bunlar… Ruhsal açıdan zor bir dönemdi bu…”

Uzman Psikolog Nesli Zağlı’nın oldukça fazla sayıda okunan bu makalesinde kaygı bozukluğu ve evhamlı durumlara dair de bir şeyler bulmak mümkün… Zağlı: “Öncesinde evhamlı özellikler gösteren kişilerin kaygı seviyesine ulaşan bulaş korkusu yaşamaları  ve komple bir izolasyonun bile yatıştıramadığı anksiyete haller geliştirmeleri dikkati çekti. Salgın korkusu ve izolasyon çilesi, ego gücü ve ruhsal dayanıklılığı zayıf kişiler için tam anlamıyla bir dağılma etkisi yarattı. Kontrol edemediğimiz olaylar karşısında tepkilerimiz farklı- farklı ve salgın bu bireysel farkları turnosol kağıdı gibi görünür kıldı. Üretmeye, yaşamaya ve sevmeye devam eden mutlu bir kitle yok değil ama bu kitle kaygı ve engellenmişlik kronik hale gelince, omuzları çöken ezici çoğunluk karşısında maalesef ki bir azınlık kaldı.”

                             “ RUHSAL BİR MUTASYON BU…”

İnsanın zorda kalınca her şeye alışabileceğinin bilinciyle hareket ettiğine dikkat çeken bu makalede, pandeminin deliğine çekilmesi ile birlikte gerçek kurumlar, gerçek dostluklar, gerçek aşklar ve gerçek umutların geriye kalacağını anlamak mümkün…

Hayatın bize kontrol edemeyeceğimiz olaylar karşısında ayakta kalma dersi verdiğini belirten Uzman Psikolog Zağlı, salgının geleceğine dair de şu görüşleri paylaştı: “Upuzun bir dönem geride kaldı ama görünen şey; pandemi koşullarının bir süre daha devam edeceğidir. Şu ana kadar yaşadığımız her şey kronikleşecek. Ruhsal anlamda iyi olmanın ve iyi kalmanın yollarının hepsini denedik. İçlerinden en çekilir olanları ile yola devam etmeye çalışacağız. Yakınlarımızı, sağlık çalışanlarını, insanlarımızı kaybettik. Kaçınılmaz bir yas havası içinde nefes almaya devam edebileceğimizi gördük. Yaşamı eğrisiyle, doğrusuyla sürdürme içgüdüsü galip geldi. Örselendik, bunaldık, kaygılandık, uykumuzdan ve ağzımızın tadından olduk. Ama bakın yine buradayız. Belirsizliğe tahammül edebilmek, en büyük insancıl erdemdir. Dünyanın başına birkaç yüz yılda bir musallat olan bir salgın karşısında biz de ruhsal bir mutasyon geçiriyoruz aslında… Yaşam aslında bize bazen azalıp, bazen artmayı öğreten vakur bir öğretmendir. Elimdekini olduğu gibi koruyacağım deyip onu kızdırmamak gerekiyor. Ruhsal bir tedbirlilik haline, normalin altında seyretmeye, hiç vazgeçememem sandığımız şeylerden vazgeçmeye hazır olmak şarttır. Aslında zorunda kalınca her şeye alışılabileceğinin bilinciyle…”

                        “YİTİRMELİ NE VARSA, BAŞLAMALI YENİDEN”

Dedim ya; Covid-19 süreci hepimizden bir şeyler aldı götürdü.

Yerine kolay-kolay koyamayacağımız değerler bunlar…

Kuşatılmış hapishane hayatlarımız, bize ayakta kalmayı ve direnmeyi de öğretti aslında… Uzman Psikolog Nesli Zağlı’nın yorumunda olduğu gibi; “pandemi deliğine çekilince” yapacağımız çok şey olacak.

Bilinmeli ki… Her türlü zorluğa karşı ayakta kalanlar; “artık kurumuş çorak bir toprak gibi olan yaşamlarını yeniden yeşertecek” güç ve enerjiyi yakalayabilirler.

Bir şekilde… Bir yerlerde…

Umut her zaman vardı ve gelecekte de var olacak tabii ki… Umut bir uçurtma ise eğer, tabii ki gökyüzüne ve sonsuzluklara doğru kanatlanacaktır.

Bence… Peşinden takılıp gitmeli yeni heyecanların ve mutlulukların…

Deli Kızın Türküsü isimli bir Sezen Aksu şarkısında yer alan Gülten Akın’ın mermi gibi sözlerindeki gibi…

“Yitirmeli ne varsa/Başlamalı yeniden…”                                                           

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÖZLÜ SÖZLER: Hiç yenilmemiş insanlar vardır. Onlar hiç savaşmamış olanlardır. (Paulo COELHO)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.