Hava Durumu

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI

Yazının Giriş Tarihi: 10.04.2020 09:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.04.2020 09:04

Günümüzde herhangi bir hukuki, ticari ya da sosyal olay karşısında, olaydaki diğer tarafa (insana, şirkete vs.) öfkelenen herkes hemen bir dava açmak istiyor ve açtığı davanın da ardından ‘’bu kişiye, şirkete vs. karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir miyim?’’ sorusunu biz avukatlara yöneltiyor.

Ancak maddi ve manevi tazminat davası her durumda her koşulda açılamadığı gibi, taraflar için birer maddi kazanç kapısı da değildir. Bu nedenle kısaca maddi ve manevi tazminat davalarının temel mantığından bahsetmek gereğini hissettim.

Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesidir. Yani maddi tazminat davası açmak için öncelikle malvarlığınızda karşı tarafın hukuka aykırı eylemi nedeniyle bir eksilme olması en temel şarttır.

Tazminat davaları, genel olarak haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine bağlı olarak açılmasına rağmen, birbirinden farklı birçok hukuki gerekçeye dayalı olarak da açılabilmektedir.Ancak en çok karşılaşılan dava sebepleri şunlardır;

İş kazası nedeniyle, Trafik kazası nedeniyle, Sözleşme ihlali nedeniyle , Suç işlenmesi nedeniyle , Hatalı doktor uygulamaları (tıbbi malpraktis) nedeniyle, Boşanma davası nedeniyle, Telif haklarının ihlali nedeniyle gibi…

 

Manevi tazminat davası ise aynı işlem veya eylemler nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türüdür. Yukarıda sayılan örneklerde eğer taraf manevi olarak da zarar görmüş ise tabi ki tüm bunlarda manevi tazminat da isteyebilir.

Bazen illa ki bir maddi zarar oluşmamış da olsa kişi manevi olarak gerçekleşen hukuka aykırı işlem veya eylemden zarar görmüş ise ve dava açtığında mahkemeyi de bu konuda ikna etmeye yeterli delili var ise yine uygun bir miktarda manevi tazminatı tek başına da isteyebilir. Yani maddi ve manevi tazminat davaları birlikte açılmak zorunda da değildir.

Manevi tazminat miktarını belirleyen kriterler şunlardır : Somut durumun özellikleri, tarafların mali durumları, tarafların olaydaki kusurlarının ağırlığı (kusur oranları), meydana gelen manevi zararın büyüklüğü (Örneğin; ölüm, yaralanma veya sadece üzüntü duyulması), olay tarihi itibariyle paranın satın alma gücü.

Manevi tazminat olarak belirlenecek miktar, tazminat sorumlusunu fakirleştirmemeli, tazminat alacaklısını da zenginleştirmemelidir. Yargıtay kararlarına göre;Hakim, hakkaniyete uygun bir manevi tazminat miktarı belirlemelidir. Hakim manevi tazminat miktarını belirlerken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı sebebiyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Yani her olayın kendi içinde ayrı değerlendirilmesi gerekliliği nedeniyle her iş kazası geçiren aynı miktarda tazminat alamayacaktır. Çünkü bir parmak kopması ile bir kol kopması aynı derecede değerlendirilemeyecektir.

Haftaya yeni bir konuda görüşmek üzere adalet ve huzur dolu günler dilerim…

Bilgi ve görüşleriniz için av.ezgiarslankiraz@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.